İşgal altındaki ağlayan İstanbul'dan 16 Mayıs 1919'da kalbi sızlayarak ayrılan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşundan sonra ilk kez 1927'de gelir İstanbul'a.
8 yıl aradan sonra bu defa gülümseyen İstanbul’a Cumhurbaşkanı olarak dönen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Ertuğrul Yatı'nın güvertesinden kendisini karşılamaya gelen kalabalığı selamlarken, Hamdullah Suphi Tanrıöver yanına yaklaşır ve şöyle sorar: "Kim bilir ne kadar heyecanlısınız?"
Hamdullah Suphi'ye eliyle kalbini tutturan Atatürk şöyle yanıt verir: "Orada heyecan yok"
Ve ekler: "Çünkü çok iyi biliyorum ki, gün gelir bu kalabalık bizi linç etmek için de böyle toplanır."
Düşünün bu sözü söyleyen kişi, savaşlar kazanmış muzaffer bir komutan, cumhuriyet kurmuş bir devlet adamı, tüm dünyanın saygısını kazanmış bir deha...
Şimdi gelelim asıl konumuza…
CHP Foça İlçe Başkanı Esen Çeşmeci, CHP'de uzun yıllar siyasetin tozunu yutmuş ve sayısız badireler atlatmış bir siyasetçi.
Peşinen söyleyeyim! Çok da hazzettiğim bir siyasetçi değildir, ama Sezar’ın hakkını da Sezar’a vermek gerekir, öyle değil mi?
Bu günlerde siyasi hayatının belki de en zor sınavını veren Esen Çeşmeci; Foça CHP’de yolunda gitmeyen işleri yeniden yola koymak hedefiyle yola çıkan topluluğun kendi içinden seçtiği bir ilçe başkanıdır.
İlçe Başkanlığı görevine talip olduğu dönemde, Foça’da birçok CHP’linin umudu olmuştur ve bugün kendisine yüklenen misyon da tam anlamıyla şudur: KURTARICI!
Aslında kurtarıcı olarak görülmesi, biraz da Ayla Ezer’in adaya veda ettiği ilçe kongresi öncesinde yaptığı ateşli konuşmalar olsa gerektir.
Öyle ki o günlerde “Eğer seçilirsem sandığı ortaya koyacağım” diyerek kürsülerde esip gürleyen Esen Çeşmeci; Foça Belediye Başkan adayının (fabrika ayarlarında olduğu gibi) üye bazında ön seçim yapılarak belirleneceğini vaat ediyordu.
Tabii öyle üst perdeden konuştukça etrafında toplanan CHP'liler de avuçları kızarıncaya kadar alkışlıyorlardı kendisini.
Fakat zaman dediğiniz şey çabuk geçiyor ve kimse önünde duramıyor!
Ve artık icraat zamanı…
Peki, ön seçim yapılacağına dair ortada bir emare var mı? Yok tabii ki…
Bir zamanlar Kemal Kılıçdaroğlu da “ön seçim” vaadiyle gelmişti CHP’nin başına.
Fakat günün sonunda şöyle dedi: “Üye yapımız sağlıklı değil..."
Şimdi ister misiniz Esen Çeşmeci de şöyle desin: “Yahu ben, ilçe örgütünü bizim zamanımızdaki gibi sanıyordum, ama gelin görün ki burası doğan görünümlü şahin gibi olmuş. Sanki yapmasak daha mı hayırlı olur acaba!”
Tabii ki latife ediyorum! İster doğuştan ister sonradan CHP’li olsun, bütün üyelerine eşit mesafede olan ve zinhar ayrımcılık yapmayan bir ilçe başkanıdır Esen Çeşmeci.
Amma velakin herkes Esen Çeşmeci kadar iyimser değil.
Büyük Önder'in Hamdullah Suphi'ye dediği misal, Esen Çeşmeci'yi dün alkışlamak için toplanan kalabalık, yarın da oturduğu koltuktan al aşağı etmek için de toplanabilir.
Zira Foça’da hangi CHP’li ile konuşsam şöyle diyor: “Ön seçim için, Esen başkanımızın elini tutan mı var! Eğer varsa da çıkıp söylesin, bizler de neyin ne olduğunu öğrenmiş olalım.”
“Ateşten gömlek” dedikleri bu olsa gerek!
Günün sonunda, “demokrasi kahramanı” olmak da var; verdiği sözü yerine getiremeyen siyasetçiler kervanına dahil olmak da var.
Tabii “demokrasi kahramanı” olmak için illa ön seçim vaadinin yerine getirilmesi de gerekmiyor.
Bazen ortaya konulan bir tavır ve sergilenen dik duruşla “kahraman” olunamasa da “efsane” olunabiliyor.
40 yıllık siyasetçiye akıl verecek, tereciye tere satacak da değiliz! Ne ki Esen Çeşmeci’nin olası bir durumda kendine yakışanı yapacağına dair herhangi bir şüphemiz de yoktur elbet.
Günün sözü: Bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni Hatırlayınız! (Atatürk)
NOT: Geçtiğimiz günlerde kişisel Facebook sayfamdan Organize İşler filminde Yılmaz Erdoğan’ın komedyen olan Süpermen’e söylediği bir repliği paylaştım ve epey ilgi gördü. Beni sosyal medyadan takip etmeyen okurlarım için de “Sözün Meclis’ten Dışarı” diyerek bir kez de buradan paylaşmak istedim.
İŞTE O EFSANE REPLİK:
YORUMLAR