Yağsız, sinirsiz ve kemiksiz kıyma isteyen müşterisine rahmeti dedem Kasap Hasan'ın ne cevap verdiğini Foça'da yaşayan eskiler iyi bilir.
Belediye başkanlığı için aday profili çizen bazı siyasilerin klişe kokan açıklamalarını okuduğumda/işittiğimde tebessüm etmekten alamıyorum kendimi.
- Nasıl bir aday çıkaracağınızı biraz tarif edebilir misiniz?
- "Adaletli, ahlaklı, dürüst, itibarlı, saygın, güvenilir, vefalı, sevilen, eğitimli, kültürlü, demokrat, liyakat sahibi, çalışkan ve herkesi kucaklayacak bir aday göstereceğiz."
Yahu Allah aşkına söyleyin, bundan ala klişe olur mu?
Ha! Belirlenen o kriterlere uygun insanlar hiç mi yok?
Her şeyiyle dört dörtlük insanları bulmak biraz ütopik olsa da, ülkemizin hemen her şehrinde birbirinden kıymetli insanlar var tabii ki...
Ancak tasvire uygun, yani kişisel vasıfları üstün insanlar, haklı olarak siyasetten uzak duruyor bu ülkede.
Ne var ki yakın duranlar da, kamuoyunda yeterince kabul görmüyor.
Yine yaşadığım yerden, Foça'dan örnek vereyim.
CHP'den Foça Belediye Başkanlığına aday adayı olan Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu da kamuoyunda yeterince kabul görmeyen isimlerden biri değil midir?
Sayın Müstecaplıoğlu'nu yakinen tanımadığım ve kendisiyle hiç sohbet etmediğim için, insani hasletleriyle ilgili ne desem yalan olur.
Fakat son derece başarılı bir kariyere sahip olduğunu kabul etmek gerekir.
Saygın ve entelektüel kişiliğinin belli bir dünya görüşüne sahip olan yöre halkıyla homojenlik gösterdiği de bir gerçektir.
Diğer taraftan vizyonunun Tunç Soyer'in vizyonuna çok benzediğini ve aday gösterilip seçilmesi halinde, tıpkı Yılmaz Büyükerşen gibi belediye başkanlığında marka bir isim olacağına inananlar da var Foça'da.
Demem o ki, gözlenen ve bilinenler ışığında, CHP'den Foça belediye başkan adaylığı için büyük ölçüde en uygun isimlerden biri gibi görünüyor Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu.
Fakat o da ne!
Kuralcı kişiliğine işaret ederek Müstecaplıoğlu'nun adaylığına karşı çıkanlar da var.
Çünkü Foça'da birileri fena alışmış otorite boşluğuna. Zira belediyenin dolayısıyla Foça'nın disipline edilme ihtimali bile endişeye sevk ediyor o birilerini.
Peki bu örneği neden verdim?
Siyasi parti genel merkezlerinin doğru isimleri aday göstermek noktasındaki samimiyetine inanabiliriz.
Ama belediyeyi geçim kapısı olarak görenlerin "Şu kişiden olmaz, bu kişiden olur!" şeklinde söylemlerine nasıl itibar edeceğiz?
Daha açık ifade etmek gerekirse...
Aday olan kişilerin niteliklerini ve referanslarını öyle sanıldığı gibi çok fazla dikkate alan yok!
Özellikle küçük ilçeler düzeyinde, yerel seçim için oy kullanan seçmeni belli başlı birkaç gruba ayırabilmek mümkün.
-İdeolojik seçmen
-Apolitik seçmen
-Bilinçli seçmen
-Çıkarcı seçmen
İdeolojik seçmen için adayın kim olduğunun hiçbir önemi yok! Tıpkı "Yenilsen de yensen de yanındayız" diye tezahürat yapanfutbol taraftarı gibi.
Apolitik seçmen ise dünya görüşüne yakın bulduğu partinin adayına oy verebileceği gibi, eş-dost-akraba yönlendirmesi üzerinden hatır gönül için de oy kullanabiliyor.
Bilinçli seçmen de en güvenilir bulduğu adaya hem de parti ayırt etmeksizin oy verebiliyor.
Gelelim çıkarcı seçmenlere...
Bu seçmen grubu, her daim samimi olduğu, yani kendisine en yakın bulduğu isimlerin aday gösterilmesini ve seçilmesini arzular.
Çünkü onlar için belediye başkanını yakinen tanıyor olmak, her şeyden önce gelir.
-Belediye başkanlığı için gerçekten doğru isim mi?
-Referansları yeterli mi?
-Başarı öyküsü var mı?
Bu yöndeki soru ve cevapların pek kıymeti harbiyesi olmadığı gibi belediye başkanını tanıyor olmak, oy vermek için yeterli sebep sayılır onların nezdinde.
Bir de belediyeden geçinmeyi alışkanlık haline getirenler var. Nitekim onlar da yönlendirebilecekleri, sözlerini geçirebilecekleri, yani faydalanabilecekleri isimleri desteklemeyi tercih ediyorlar genelde.
Aziz Nesin ne güzel demiş: "Zübüklerden kurtulmanın birinci çaresi önce kendimize bakmak, kendi zübüklüğümüzden kurtulmaya çalışmaktır" diye.
Geri gelelim Foça özelinde siyasete...
Foça'da siyaset mühendisliğine soyunanları ilgiyle takip ediyorum.
Diyorlar ki:
-Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu'ndan olmaz!
- Neden?
- Yahu biz ne kadar kendisine kızsak da, biraz bağırıp çağırdık mı, Gökhan Başkan'la bir şekilde işimizi hallediyoruz. Ama... Gökalp Bey seçilirse, öyle canımız her istediğinde kapısına tekmeyi vurup içeri giremeyiz!
Peki, sizce bu iyi bir şey mi?
Yazık! Sizin gibiler yüzünden, belediye başkanlığı makamı Foça'da ağırlığını kaybetti.
Devam edelim...
-Makine Mühendisi Günal Biçer'den olmaz!
-Neden?
-O, Muharrem İnce için imza verdi!..
- Yahu bu ne trajikomik bir çelişkidir! Cumhurbaşkanlığı seçiminde tercihini Muharrem İnce'den yana kullanmayanları cahillikle itham edenler; 24 Haziran sonrasında 'Kurultay' için Muharrem İnce'ye imza veren Günal Biçer'i de "Siyasi cahil" diye niteliyorlar.
Devam...
-Fatih Gürbüz'den hiç olmaz!
-Neden?
- Genç oluşundan dolayı ikinci bir Gökhan Demirağ vakası olabilir!..
-İyi de bir gencin başarısızlığını, tüm gençliğe nasıl mal edebiliriz?
Bana kalırsa...
Atatürk'ün "Bütün ümidim gençliktedir." sözünü yabana atmayın derim.
Ayrıca...
Yok efendim o üstten bakıyormuş, bu elitistmiş, şu çok gençmiş, diğeri aşırı ciddiymiş, öbürü Muharremciymiş...
Bunların hepsi laf-ı güzaf.
Nitekim aday adayları için üretilen bahanelerin altında farklı sebepler yatıyor.
Öyle ki, her biri kendi alanında başarılı olan bu isimlerden birinin belediye başkanı olması, her şeyden önce buradaki çıkar gruplarının işine gelmiyor/gelmez!
Çünkü koltuğa güç vereceğine inandığım bu isimlerden herhangi birinin seçilmesi halinde...
Tabii yanılmıyorsam!
Belediyede çalışıyor(muş) gibi yapıp maaş alma devri kapanır.
Cadde ve sokaklar işgalden kurtulur. Zabıta'ya "Yürü git, başkanın gelsin buraya..." denilemez!
Yüksek rakamlara devir edilen, 3'üncü kişilere kiraya verilen belediye dükkanlarından rant elde edilemez.
Belediyeye fatura doğrama dönemi biter. İşgaliyeler düzenli ve adil olarak tahsil edilir.
Özetle, belediye bakkal dükkanı gibi yönetilmez ve kaynaklar kentin öncelikli ihtiyaçları için belirlenmiş amaçlar doğrultusunda harcanır.
Buraya kadar anlattıklarımın hepsini boşverin, unutun!
Nasıl olsa bu devran böyle gelmiş böyle gidecektir.
CHP, Foça'da bir dönem daha Gökhan Demirağ'ı aday göstermelidir. Biraz "Vatan, Millet, Sakarya" edebiyatı yapıldı mı, Gökhan başkana karşı biriken toplumsal tepki de böylelikle bertaraf etmiş olunur.
Zira CHP'li seçmen alışkındır; tıpış tıpış sandığa gidip oy kullanmaya.
Şanlı Cumhur İttifakı da 1989'dan beri belediye başkanlığına aday olup kaybetmeyi alışkanlık haline getiren Serdar Mersin'i bir kez daha aday gösterebilir. Hem kendi deyimiyle: Foça'da başka adam mı var? (!)
Nasıl olsa, Foça halkı siyasi dejavu yaşamaya alıştı.
Sadece siyasi dejavuya mı?
Belediyecilik hizmetlerinden yoksun, yaşam standartları düşük ve pislik içinde yüzen bir şehirde yaşamaya da alıştı. Yalan mı?
YORUMLAR