Hasan Eser / 17 Şubat 2017 - Konu CHP'nin Foça'daki yerel iktidarını korumak olduğunda aktif rol alan bazı CHP'lileri, her nedense konu genel siyaset olduğunda pek ortalarda göremiyoruz.
Genel siyaseti pek iplemeyen bu kardeşlerimiz, bahar gelince açan çiçekler gibi; genellikle yerel seçimlerde çıkıyorlar er meydanına…
Yerel seçime 6 ay kala ‘Vatan Millet Sakarya’ edebiyatı üzerinden başlıyorlar feryat figan etmeye: “Cumhuriyet elden gidiyor, vatan elden gidiyor, memleket elden gidiyor. Eğer bu değerlerimizi korumak istiyorsanız Gökhan Demirağ’a oy vermek zorundasınız”
Merak ediyorum! Her yerel seçimde tehdit altında(!) olan bu milli değerlerimiz nasıl oluyor da genel seçimlerde veya referandum süreçlerinde tehlike altında olmuyor?
Olmaz! Çünkü yerel seçimde kişisel çıkarlar öne çıkıyor.
Yerel seçim atmosferinde; “Belediye ile iyi ilişkilerimiz devam etsin, konumumuzu koruyalım, altın yumurtlayan tavuk kesilmesin” düşüncesiyle hareket edenler, bu çıkarlarını milli değerlerin propagandası üzerinden koruma gayretkeşliğine düşüyor.
Yani Foça’da CHP, birileri için amaç değil araç olarak kabul ediliyor.
Bunun içindir ki…
CHP’nin genel siyasette sittin sene başarılı olamayacağına kanaat getiren zevat, yerel seçimlerde sergilediği mücadeleyi genel siyasette sergilemiyor ya da sergilemek istemiyor!
Yerel seçim sürecinde gece-gündüz demeden dişini tırnağına takarak çalışanlar, çalmadık kapı sıkmadık el bırakmayanlar, ‘Vatan elden gidiyor’ diye hüngür hüngür ağlayanlar; iş genel siyasete geldiğinde yelkenleri suya indiriyorlar.
Öyle ki genel seçim ve referandum süreçlerinde birkaç söyleşi, milletvekillerinin hikâyeden birkaç ziyareti, sosyal medya üzerinden birkaç da hakaret içerikli paylaşımla geçiştiriliyor Foça’da siyaset…
Kendilerine sorarsanız şöyle diyebilirler: “Biz Foça’dan ne yapabiliriz ki?”
El cevap: Çok şey yapabilirsiniz! Yerel seçimde harcadığınız eforun 10’da birini genel siyasette harcasanız CHP’yi iktidara taşırsınız.
Ama…
CHP’nin özellikle de Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde iktidar olabileceğine kendiniz bile inanmıyorsunuz.
Foça’da CHP’ye tel örgünün arkasından firesiz oy çıktığını, (nasıl çıktığını yakın zamanda öğrendik) hayatının son baharını Foça’da huzur içinde geçirmek isteyen emekli vatandaşlarımızın “Foça hiç gelişmesin” diyerek topyekun CHP’ye oy verdiğini ve belediyenin 30 yıl yerel iktidarda kalmanın avantajıyla kadrolaştığını çok iyi biliyorsunuz.
CHP’nin Foça’daki bu avantajlarını bildiğiniz için de; kendinizce doğru ata oynuyorsunuz.
Anlayışla karşılıyorum! Ancak bu desteğinizi takiyeye dönüştürmenizi bir türlü kabullenemiyorum.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Rejim elden gidiyor”(!)diyerek, kendini paralarken…
Foça’daki bazı CHP’liler 16 Nisan referandumu için kılını bile kıpırdatmıyor!
Kıpırdatmazlar tabii -ki CHP, onlara şimdi değil, yerel seçimlerde lazım-
"Bu bazı sözde CHP’liler Foça Belediyesi’ni yarın öbür gün AK Parti’den kazanacaklarını öngörseler herkesten fazla AK Partili olurlar" iddiası kulislerde en çok konuşulan konuların başında geliyor.
Ayrıca…
Foça’da referandumdan ‘Hayır’ çıkması için bir taraflarını yırtan bazı hemşerilerim de var elbet.
Yok! Bu hemşerilerim CHP ya da belediye yöneticisi değiller. Bunlar gerçek CHP’liler.
Ne var ki, bunlar da Gökhan Demirağ’a oy veriyorlar. Haklılar! Vermeyip de ne yapsınlar?
Foça’nın merkez sağ partileri dönüşümlü olarak aynı alternatifi önlerine sununca…
“Kendi partimizin adayı, bunların müzmin adayından iyidir” diyerek ve haklı olarak “ehveni şer” mantığında oy kullanan gerçek CHP’liler, istemeye istemeye de olsa Gökhan Demirağ’a oy vermek zorunda kalıyorlar.
Neyse konuyu dağıtmadan yazımı tamamlamak istiyorum.
Dünya görüşlerine saygı duyduğum Foçalı ve gerçek CHP'li dostlarımın 16 Nisan referandumuna yönelik endişelerini dinliyorum son günlerde dost meclislerinde.
Defaatle şu klişenin altını çiziyorlar: “Referandumdan ‘Evet’ çıkarsa, tek adamlık gelir. Biz bunu kabullenemeyiz.”
Büyük fotoğrafı göremeyenlere oturup bu söylemin hurafeden öte olmadığını uzun uzun anlatacak kadar vaktim olmadığı için bu iddiayı yine Foça çerçevesine oturtarak değerlendirmek istiyorum!
Varsayalım ki, gerçek CHP'li dostlarım endişelerinde haklı olsunlar.
Ama şu sorularıma da yanıt isterim:
- Gökhan Demirağ'ın her dediği oluyor mu?
- Gökhan Demirağ, istediğini Meclis üyesi, istediğini ilçe başkanı, istediğini de delege yapıyor mu?
- Gökhan Demirağ, belediye içinde istediğini işten atıp, istediğini işe alıyor mu?
- Gökhan Demirağ, istediğine istediği görevi veriyor mu? (Bir zaman çaycısını Fen İşleri Müdürü yaptığı gibi)
- Gökhan Demirağ, istediğini zengin edip, istediğini fakirleştiremiyor mu? (Metin Öngünşen’in ekmeğine taş koyduğu gibi)
- Gökhan Demirağ, belediye bütçesini istediği gibi yönlendiremiyor mu?
- Gökhan Demirağ, belediye gücünü kullanarak zaman zaman muhaliflerinin üzerine gitmiyor mu?
- Gökhan Demirağ, her dönem ön seçim yapmaya gerek duymadan, anti demokratik yöntemlerle kendini aday göstertmiyor mu?
Size bunlara benzer sayfalar dolusu örnek verebilirim.
… Ve son sorumu soruyorum: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek adam olacağını (!) öne sürerek referandumda ‘Hayır’ diyeceğini söyleyen hemşerilerim, Gökhan Demirağ’ın tek adamlığına niçin 3 dönemdir ‘Evet’ diyorlar?
Durun! Zahmet etmeyin, ne diyeceğinizi bildiğim için, bu son sorumu sizin adınıza ben yanıtlayım: Cumhuriyet elden gitmesin diye… (breh breh breh)
YORUMLAR