2004-2009 dönemindeyiz.
Foça Belediye Meclisi toplantılarının hiçbirini kaçırmıyorum.
Çünkü dönemin Demokrat Partili meclis üyesi Mimar Metin Öngünşen, adeta küçük çaplı depremler yaratıyordu belediye meclisinde. Ki az terletmedi dönemin belediye başkanını.
Metin Öngünşen daha sonra AK Parti saflarına katıldı.
Sanırım, CHP'li belediye ile uyum içinde çalışmadığı için yeniden aday gösterilmedi.
Ee kurulu düzene çomak sokarsan...
Nitekim AK Parti'nin İzmir cenahında muhalefet yapmayı da yapanı da pek sevmezler.
Hatta Foça'da temsil noktasında olanlara 'Niçin CHP'li belediyeye muhalefet yapmıyorsunuz?' diye sorduğunuzda cevapları hazırdır: "Bize, 'AK Parti'nin yaptığı güzel işleri, yolları-köprüleri vs anlatın' diye talimat veriyorlar. Biz, kavgacı görünemeyiz"
Cenab-ı Allah AK Parti ve MHP'li belediye başkanlarına da böyle muhalefet nasip etsin.
Ama nerede öyle ılımlı muhalefet, CHP örgütleri AK Parti ve MHP'nin iktidar olduğu şehirlerde adeta kök söktürüyorlar belediye başkanlarına.
Şimdi o ılımlı siyasetçilere soruyorum:
İzmir'in CHP'li Belediye Başkanları, 23 Haziran öncesinde AK Parti'nin/Binali Yıldırım'ın kaybetmesi için İstanbul'a gidip Ekrem İmamoğlu adına çalışacaklar, kapı kapı gezip herkesten oy isteyecekler, dahası başarılı da olacaklar.
Ve durum böyleyken, siz o başkanların yönetimsel eksikliklerini ve yanlışlarını görmezden geleceksiniz, doğru mu anlıyorum?
Foça'da ana muhalefet lideri konumunda olan AK Parti İlçe Başkanı İrfan Çalışkan'a soruyorum:
-Mottosu 'Adalet' olan CHP'nin yönettiği Foça Belediyesi, Foça'yı yeterince adil yönetiyor mu?
-Foça Belediyesi'nin borç batağında olduğu konuşuluyor; bahse konu olan borcu AK Parti bırakmadı herhalde?
-CHP, yerel seçimlerde Foça halkına verdiği sözleri yerine getirebiliyor mu?
- Ve bu sorulara niçin kamuoyu önünde yanıt aramıyorsunuz?
Verdiği cevabı aynen aktarıyorum: "Foça küçük yer, burada yüz yüze bakıyoruz..."
Evet, Foça küçük ama etrafı büyük!
Örneğin, Bağarası epey büyüdü; mantar gibi her yerden binalar yükseliyor, müteahhitler giderek çoğalıyor.
Öte yandan, İlçe Başkanı pasif kalınca, AK Partili dostlarım da "Ey Hasan Eser, senin gibi bir kaleme, bunca olan biten karşısında yakışıyor mu sessiz kalmak..." diyerek beni telkin etmeye çalışıyor.
Vallahi ne güzel...
AK Parti'yi Foça'da temsil edenler CHP'li belediye ile uyum içinde çalışsın, ha! vatandaşın gazını almak adına illa belediyeyle kötü olunması gerekiyorsa da o kişi Hasan Eser olsun, öyle mi?
Hem tecrübem de var; 15 sene bir fiil Gökhan Demirağ'ı eleştirdim, bir 5 sene de Fatih Gürbüz için yazarım, zaten benim yazmaktan başka işim mi var?
Anadolu'da hiç kimsenin söylemeye cesaret edemediğini, köyün delisine söyletirlermiş, ne yapalım, Foça'da bize yüklenen misyon da buymuş: köyün delisi olmak!
Zira bu saatten sonra ne AK Parti'nin müteahhit ilçe başkanından ne de sağ görünümlü sol meclis üyelerinden muhalefet etmelerini bekleyecek değilim.
Nitekim iktidarın olduğu yerde, muhalefetin de olması gerekir. Muhalefet iktidarın aynasıdır.
Foça'da temsil noktasında olanlar 'siyasetçilik' oynamaya devam ededursunlar; Foça halkı sahipsiz değildir. Kaldı ki halkın hakkını savunmak için illa da bir makamı işgal etmek gerekmez.
Son olarak...
Yazıya eski bir belediye meclis üyesiyle başladık, yine eski bir belediye meclis üyesiyle bitirelim.
Metin Öngünşen ile aynı dönemde görev yapan kıymetli ağabeyim Günal Menemenli, bir belediye meclis toplantısında kentin bir takım sorunlarını gündeme getirmişti.
Dönemin belediye başkanı Gökhan Demirağ da Menemenli'nin sorularına her zamanki gibi yuvarlak cevaplar vermişti.
Gökhan Demirağ: "Tamam efendim! Tabi efendim! Zaten bu konuda birkaç toplantı yaptık, önümüzdeki günlerde yine toplanacağız..." deyince....
Günal Menemenli dayanamamış ve bombayı patlatmıştı: “KÜLLİYEN TOPLANTI, HARFİYEN TALİMAT, MAFİŞ İCRAAT, AMMA VELAKİN BOL BOL İKRAM”
Şimdi durduk yerde bu nereden mi aklıma geldi?
Ee o kadar çok toplantı yapar da karşılığında ortaya somut bir şeyler koyamazsanız, kim bilir aklımıza daha ne anekdotlar gelecek!
YORUMLAR