Siyasetin yazılı olmayan kuralıdır: Seçim kazanan il/ilçe başkanı değiştirilmez.
Tabii görevini kendi isteğiyle bırakana bir şey denilemez.
Tıpkı yeniden aday olmayacağı öne sürülen CHP Foça İlçe Başkanı Baran Gezmiş Yıldırım’a bir şey denilemeyeceği gibi.
“Gencecik, pırıl pırıl bir Atatürkçü…” ifadesiyle duayen gazeteci Yılmaz Özdil’in dahi övgüsüne mazhar olan Baran Gezmiş Yıldırım, benim de çok beğendiğim bir siyasetçiydi.
CHP için önemli bir kazanım olan Yıldırım’ın siyasette önü açıktı; istikbal vaat ediyordu.
Özellikle de 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri sürecinde güçlü ve cesur hitabetiyle bütün dikkatleri üzerine toplamıştı.
Meydan ve salon toplantılarında halka hitaben yaptığı her konuşma ses getirmişti. Hatta Foçalı sağcıların bile hislerine tercüman olan konuşmalar yapmıştı.
Örnek mi?
-“AK Parti bayrağını dalgalandırmaktan niçin çekiniyorsunuz?”
-“30 yıldır niçin aynı kişiyi/adayı karşımıza çıkarıyorsunuz?”
Baran Gezmiş Yıldırım’ı canlı olarak dinleyen ve kendisinin liderlik vasıflarını fark eden hemen herkesin yaptığı benzer/ortak bir yorum vardı: “Keşke adayımız bu delikanlı olsaymış…”
Tabii bu yorumu yapanlar nezdinde; kendisinin eğitim düzeyinin son derece yüksek olmasının da payı büyük!
Öyle ki Foça’da birçok insan Baran Gezmiş Yıldırım’ı CHP’nin müstakbel Foça Belediye Başkanı ya da İzmir Milletvekili olarak görüyor(du).
Ama…
Sayın Yıldırım (iddia doğruysa) kolay yolu tercih etti.
Kendisine sempati duyan insanları hayal kırıklığına uğrattı.
Sayın Yıldırım, Türkiye’de merkezi iktidara koşar adım yürüyen CHP’nin Foça İlçe Başkanlığı görevinde kalmalıydı.
Gençliği ve enerjisiyle partisine güç vermeye devam etmeliydi.
Baran Gezmiş Yıldırım, trenden indi mi, yoksa inmek zorunda mı kaldı bilmiyorum ama kaybeden CHP oldu.
Baran Gezmiş Yıldırım’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi Foça Yerel Hizmetler Şube Müdürlüğü’nde işbaşı yapacağı yazılıp-çiziliyor. Belki de yapmıştır.
Sayın Yıldırım’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden alacağı 3 kuruş maaşa tamah edeceğine ihtimal vermiyorum.
Teşbihte hata olmaz. Baran Gezmiş Yıldırım'ın trenden inmek zorunda bırakıldığı ihtimali bana daha yakın geliyor.
Nitekim, Sayın Yıldırım yeniden aday olsaydı, benim tanıdığım CHP’liler kendisini bir daha seçmezdi.
Neden?
1-CHP’de hiçbir başarı cezasız kalmaz!
2-Gelecekte CHP’den Foça Belediye Başkan Adaylığı hayali kuran hemen herkes için en büyük tehditti Baran Gezmiş Yıldırım.
Sözün özü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 31 Mart Seçimlerinde yakaladığı başarıyı gerçekten konsolide etmek istiyorsa…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in izlediği politikanın tersini yapmalı.
Sayın Kılıçdaroğlu, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve Foça İlçe Başkanı Baran Gezmiş Yıldırım gibi gençlere sahip çıkmalı, önünü açmalı ve görevlerine devam etmeleri noktasında telkinlerde bulunmalı. Aksi halde 31 Mart’ta yakalanan rüzgarın zaman içinde tersine esmesi CHP için kaçınılmaz olur.
ZEYTİN AĞACI'NIN GERÇEK ÖYKÜSÜ
Foça Demokrasi Meydanı’nda bulunan ve halk arasında ‘Dedikodu Ağacı’ olarak bilinen o meşhur Palmiye Ağacı kuruyunca…
Foça Belediyesi kuruyan ağacın yerine başka bir palmiye ağacı dikti.
Foça, Cumhuriyet tarihi boyunca hizmet yüzü görmeyen bir kent.
Öyle ki Foça’nın önceki rejim ve medeniyetlerde daha çok hizmet gördüğü hala ayakta duran eserlerle aşikar.
Bunun içindir ki Foça Belediyesi meydanda var olan ağacı yenisiyle değiştirince Foça halkı çok büyük sevinç yaşadı.
Hizmete susamışlığını bir nebze de olsa o ağaçla gideren Foçalılar, Belediye tarafından Demokrasi Meydanı’na dikilen o ağacı yere göğe sığdıramadı.
Ağacın önünde güzel güzel pozlar verildi, fotoğraflar çekildi. Foça Belediyesi’ne methiyeler düzüldü.
Sanki ağaç değil de, Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde Paris’te inşa edilen Eyfel Kulesi gibi bütün dünyanın dikkatini çekecek nadide bir eser dikildi Foça’ya.
Ne var ki dikilen yeni palmiye de olmadı, tutmadı, yamuldu derken…
Foça Demokrasi Meydanı’nda Akdeniz ikliminin ve İzmir’in sembolü olan Palmiye Ağacı dönemi kapandı.
Foça’nın o meşhur Palmiye Ağacı’nın yerine bir Zeytin Ağacı dikildi.
Ben de dikilen o Zeytin Ağacı’nda subliminal bir mesaj olduğunu belirterek, ağacın gerçek hikayesini anlatacağımı yazdım.
Ne yalan söyleyeyim, bu kadar merak uyandıracağını tahmin etmiyordum.
Foçalı okurlarımdan çok fazla sayıda e-mail ve telefon aldım.
Hatta müstakbel eşim de merak etmiş, o bile “yeter artık yaz da öğrenelim şu ağacın gerçek öyküsünü” diyerek adeta gider yaptı bana.
O zaman lafı hiç dolandırmadan bir kıssadan hisseyle verelim cevabımızı:
Bir gün camide vaaz vermek için kürsüye çıkan Nasreddin Hoca "Ey cemaat bugün size ne söyleyeceğimi biliyor musunuz" diye sormuş.
Camideki topluluk: "Bilmeyiz" diye karşılık verince…
Hoca: "Siz bilmeyince ben size ne söyleyeyim" diyerek kürsüden inmiş ve camide kendisini dinlemeye hazırlanan topluluğu yüzüstü bırakarak cübbesini giydiği gibi camiyi terk etmiş.
Hoca ertesi günü yine vaaz vermek için aynı kürsüye çıkmış. Bu sefer yine topluluğa aynı soruyu sormuş camideki topluluk bu sefer hocayı kaçırmamak için:
-"Biliriz" cevabını vermiş, Hoca bu sefer de onlara:
-"Madem ki biliyorsunuz o halde benim söylememe ne gerek var" demiş ve yine topluluğa küserek cübbesini giydiği gibi camiyi terk etmiş.
Ertesi gün camidek topluluk hocayı vaazdan kaçırmamak için yarısı biliriz yarısı da bilmeyiz demeyi kararlaştırmışlar.
Hoca ertesi gün vaaz için kürsüye çıktığında topluluğa yine aynı soruyu sormuş. Toplulukta daha evvelden kararlaştırdıkları gibi bazıları biliriz bazıları da bilmeyiz diye karşılık vermiş. Bu sefer hoca büyük bir ciddiyetle
-"Ne âla öyleyse bilenleriniz bilmeyenlerinize öğretsin cevabını vererek yine kürsüden inmiş ve cübbesini giyerek camiyi terk etmiş.
Bilmem anlatabildim mi?
-Osman Mert nereye koşuyor?
- Foça CHP’de neler oluyor?
- Balıkçı Murat’ın derdi ne!
- Gökhan Demirağ’ı özlemek…
- Belediyede işe girmenin formülü
Hepsi çok yakında, Mahalli Gündem.com’da…
YORUMLAR