Su Ürünleri Kooperatifler Birliğinde görev yaptığım dönemde, katıldığım bir toplantıda, Türkiye’de balık avcılığı istihsaline kota getirilmesi gerektiğini savunan bir konuşma yapmıştım.
Kendisine son derece saygı duyduğum bir akademisyen de önerime katıldığını, ancak konuya yüzeysel yaklaşmamam gerektiğini söylemiş ve bana şöyle bir soru sormuştu: “Sağlıklı bir stok tespitimiz var mı?”
Bu soruya verebilecek bir cevabım yoktu!
Hocamızın mesajını almış ve işaret ettiği nüansı da gayet iyi kavramıştım. Öyle ki o günden sonra bir daha da unutmadım.
Evet, hocamızın altını çizdiği konu: “Veri” veya İngilizce adıyla “data”nın ne kadar önemli olduğuydu.
Evet, günümüz dünyasının en büyük hazinelerinden biri de veridir.
Ticarette, siyasette, eğitimde, sağlıkta ve hayatın birçok alanında verinin önemi büyüktür.
Elinizde veri yoksa, başarılı olmanıza da imkân ve ihtimal yoktur.
Bunun içindir ki ülkelerin ve mega şirketlerin istatistik ofisleri vardır.
Hatta “araştırma, planlama ve istatistik ofisi” olan belediyelerimiz de var. Örnek: İstanbul Büyükşehir Belediyesi.
Mürekkep yalamış adamın hali başka oluyor! 2009’da Foça Belediye Başkanlığı için AK Parti’den aday adayı olan Mimar Metin Öngünşen, aday gösterilme ihtimaline karşın birtakım hazırlıklar yapmıştı.
“Bilgi Edinme Yasası”nın izin verdiği çerçevede; İlçe Nüfus Müdürlüğü, Mal Müdürlüğü, Tarım Müdürlüğü gibi birçok kurumdan veriler toplamıştı. Kendisiyle o veriler üzerinden bir çalışma yapmış ve birbirinden ilginç sonuçlara ulaşmıştık.
Metin Abi, aday gösterilmedi ancak yaptığımız hazırlık çalışmasını kendine saklamak gibi bir niyeti de yoktu. Fakat siyaseti “Durmak yok yola devam! Reis arkandayız” ezberinden yapanlar da o çalışmaya ilgi göstermemişti.
Asıl gelmeye çalıştığım nokta şudur:
31 Mart 2024 yerel seçimleri için geri sayım devam ediyor ve vatandaşların oyuna talip olan belediye başkan adaylarımız da çeşitli vaatlerde bulunuyor.
Peki, en azından belli başlı konularda ortaya bir “veri” sunabilen var mı?
Topladığı veriler ışığında geleceğe dair bir vizyon geliştirebilen var mı?
Dahası "kör dövüşü" misali, yerel seçim kampanyasını, rüştünü ispatlamış kurumsal araştırma/ anket firmalarının bilimsel çalışmalarına gerek duymadan yürüten adaylarımız da var.
Yol haritası olmadan hedefe varmaya çalışan siyasetçilerin rehberi, sosyal medyadaki paylaşımlarına yapılan beğeniler. (Sosyal medya üzerinden siyaset konusunu da ayrıca değineceğim).
Onlara göre “araştırma” yaptırmak gereksiz ve boşu boşuna masraf!
Son olarak…
Evet, Foça’nın doğasını ve geleceğini tehdit eden bazı projelere hep birlikte karşı çıkıyoruz.
Bu noktada, özellikle kenti yönetmeye talip olanların da karşı duruş beyan etmesi (eğer muş gibi yapmıyorlarsa) büyük önem arz ediyor.
Fakat bu konuda “yetmez ama evet” diyebilme lüksümüz yok.
Bunun içindir ki önce veriler üzerinden Foça’nın MR’ını çekmeliyiz!
Foça’nın arıtma tesislerinin maksimum kapasitesi...
Foça'da elektrik altyapısının kaldırabileceği maksimum bina ve insan sayısı...
Foça’da yıllara göre günlük su kapasitesindeki artış ve gelecekte yetip yetmeyeceği…
Araç sayımız, sayının gelecekte hangi rakama ulaşacağı ve kentin mevcut otopark ile birlikte ulaşım kapasitesinin ihtiyacı ne kadar karşılayacağı...
Meydana gelen trafik kazalarındaki artış…
Suç oranlarının ne düzeyde seyir ettiği…
Foça’da eğitim gören çocuklarımızın ne derece başarılı olabildikleri…
Kıyılarımızdaki tekne kapasitesi ve gelecekte ön görülen çoğalma…
Nüfus artışının denizimize ve sahillerimize olan olumsuz etkinin jurnallenmesi…
Kısacası, ilk bakışta “Bu bilgi ne işimize yarayacak ki?” diyebileceğimiz verilerin düzenli bir şekilde toplanması ve sürekli olarak işlenmesi elzemdir.
Foça’nın yeni belediye başkanına naçizane tavsiyem: Haddim olmayarak dilimin döndüğünce aktarmaya çalıştığım bu konuya ilgi göstermesidir.
NOT: Şükürler olsun ki İlber Hoca’nın (Ortaylı) Foça’da bir yazlık evi yok. Aksi halde hiçbir veri, planlama, strateji ve dayanak olmadan bol keseden sallayan bazı belediye başkan adaylarımızı, kim bilir nasıl yorumlardı İlber hocamız?
YORUMLAR