Hasan ESER / 29 Kasım 2016 - Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olduğu dönemde; yoksul ailelere her ay 600 TL maaş vaat etmişti.
Daha sonra bu vaadi; TBMM kürsüsünden CHP lideri Kılıçdaroğlu’na hatırlatan dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle demişti: “Ey Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP'nin. Haydi, yapsana İstanbul’da vaat ettiklerini… Bekâra karı boşamak kolay!”
Hatta bu sözler ünlü komedyen Cem Yılmaz’ın bir skecinden küçük bir alıntıyla hicvedilmiş, internette tıklanma rekorları kırmıştı.
Aslında Sayın Kılıçdaroğlu’nun kulağa son derece hoş gelen söz konusu vaadi; 1970’lerde olsa kuvvetle muhtemel tutabilirdi. Ama 2000’li yıllarda tutmadı.
Malumunuz olduğu üzere o seçimde 600 TL maaşa sırt çeviren İstanbul’un cahil seçmeni tercihini Kılıçdaroğlu’ndan yana kullanmadı.
Canları sağ olsun! Zira bazen kaybetmek de kazandırıyor insana…
Şöyle düşünün:
2014’te İzmir’i kaybeden Binali Yıldırım’ın daha sonra Başbakanlığa yükseldiği gibi, Kemal Kılıçdaroğlu’da 2009’da İstanbul’u kaybederek CHP Genel Başkanlığının kapısını aralamıştı-ki çok geçmeden oturdu liderlik koltuğuna-
Hatırlayınız…
Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olunca; İzmir’deki yoksullar adeta bayram etmişti…
Nasıl etmesindi ki, İstanbul halkına müreffeh bir yaşam vaat eden Kılıçdaroğlu, İzmir’i yaklaşık 20 yıldır kesintisiz olarak yöneten CHP’nin başına geçmişti bir kere…
İzmir halkının beklentisi yüksekti.
Öyle ki Dikili’nin Fidel Castro’su olarak bilinen Osman Özgüven’in SHP’den Belediye Başkanlığı yaptığı döneme benzer bir dönem bekleniyordu.
Kendisini tanımayanlar için burada bir parantez açmakta fayda var:
(Osman Özgüven, suyu halka parasız vermek, toplu taşımadan ücret almamak, ucuz ekmek satmak ve düşük fiyata sağlık hizmeti sağlamak gibi meziyetleri olan bir belediye başkanıydı. Tıpkı şimdilerin meşhur Ovacık Belediye Başkanı gibi… )
Kaldığımız yerden devam edelim…
Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olması şu anlama geliyordu:
Sosyal belediyecilik anlayışıyla kimsesizlerin kimsesi, yani Türkiye’ye örnek olacak bir İzmir gelecekti vücuda…
Bunun içindir ki, Sayın Kılıçdaroğlu ‘Gandi’ olarak anılmıştı ilk zamanlarında-ki gerçek Gandi ile fiziki benzerliğinin dışında özdeş olmadığı anlaşılınca bu yakıştırma kısa zamanda unutulmaya mahkum oldu- (ayrı konudur)
Velhasılıkelam Kemal Kılıçdaroğlu’nun Belediye Başkanlığına talip olduğu İstanbul için vaat ettikleri, Partisinin büyük teveccüh gördüğü İzmir’de gerçekleşmedi. Daha doğrusu Kılıçdaroğlu, buna vesile olmadı ya da olamadı…
Gerçi hakikat noktasında Sayın Kılıçdaroğlu’na da haksızlık etmemek gerekir.
Zira Genel Başkan koltuğuna oturduğu günden bugüne; her olumsuzlukta istifa kartını açan bir İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile çalışmak zorunda kaldı.
Yani ne yapsaydı Sayın Kılıçdaroğlu, İzmir halkının bizatihi kendisine teveccüh gösterdiğini söyleyen Aziz Kocaoğlu’nun zıttına gidip İzmir’in kaybedilmesine vesile mi olsaydı?
Ancak…
İzmir’deki Belediyecilik anlayışı da Sayın Kılıçdaroğlu’nun sürekli karşısına çıktı.
Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Türkiye’yi İzmir gibi yapacağız’ dedikçe, partisine oy kaybettirdi.
Kısaca toparlamak gerekirse…
İzmir CHP’ye ve dolayısıyla Kılıçdaroğlu’na kaybettirmeye devam ediyor.
Bunun son örneği de İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ESHOT üzerinden yaşlı ve engellilere yönelik kullandığı ifadelerdir.
ESHOT’taki zararın faturasını engelli ve 65 yaş üstü vatandaşa yükleyen Sayın Kocaoğlu’nun, “Adam manzara seyretmek için, zevk için İZBAN’a biniyor. Sosyal faydanın da suyu çıktı” şeklindeki talihsiz söylemleri, sözün bittiği yerdir.
Haa CHP’li okurlarım, Başkan Kocaoğlu’nun bu yönde ki söylemlerini sosyal demokrat bir Parti’nin belediye başkanına, partilerine ve tabii ki kendilerine yakıştırabiliyorlarsa, Aziz Bey’e oy vermeyen bir vatandaş olarak benim için sorun yok!
Ama Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmemiz gerekirse…
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun da haklı olduğu taraflar var elbet.
Yahu kardeşim siz Belediye yönetmeyi, bakkal dükkânı mı sanıyorsunuz?
Kolay mı bir yumurtayı beş kişinin taşıdığı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni idare etmek?
26 bin çalışanı, iptal olan ihaleleri, boş yere ödenen kiralar, tanıtım-medya giderleri, yani ağırlaması, uğurlaması derken öyle basit mi bu çarkı döndürmek?
Ayrıca…
Merkezi iktidarın da İzmir’e yardım etmediği söyleniyor. Hani etmiş olsa, hiç sakınır mı Aziz Başkanımız size hizmet etmekten?
Bu arada Eskişehir’de harikalar yaratan CHP’li Yılmaz Büyükerşen’in diğer gezegenlerden yardım aldığı konusunda çok ciddi şüphelerim var (!)
Sözün özü:
İzmirli olmak öyle kolay değil, bu kenti muhafaza ve müdafaa etmek adına Aziz Başkanımızla asgari müştereklerde birleşmeniz gerekir.
Ki adam haklı! 65 yaşının üstündeyseniz ne işiniz var yahu trende?
Kırın dizinizi, oturun evinizde.
…Ve Cumhuriyet’i kurtarmak istiyorsanız oyunuzu yine Aziz Kocaoğlu’na verin, yoksa AKP bir gelirse o zaman görürsünüz gününüzü. (benden söylemesi)
GÜNÜN SÖZÜ: Az gelişmiş demokrasilerde vaatler yalnızca onlara inananları bağlar, vaatleri yapanları değil.
GÜNÜN FIKRASI:
MAFİŞ KURBAN
Arabın nefsi hurma ister. Yüksek bir hurma ağacına tırmanır ve doyasıya yer.
Ne zaman ki yere inmek ister, yükseklikten dolayı yüreğini bir korku kaplar. Ve başlar dualar etmeye, adaklar adamaya: Ya Rabbi! Eğer ayağım yere değerse senin için bir deve keseceğim!"
Ama o da ne?
Arap yere yaklaştıkça deveyi ineğe, ineği koyuna, koyunu horoza düşürür.
Derken kendini sağ salim yerde bulan Arap, fikrini değiştirir ve şöyle der : Ya Rabbi! Arap fakir, kurban mafiş.
YORUMLAR