Hasan Eser / 22 Kasım 2016 - İzmir, bir zamanlar Türkiye’nin 3. Büyük güzide kenti konumundaydı.
Bugün gelinen noktada 3. Dünya şehirlerini andıran mega bir köye dönüştü.
Adına şiirler yazılan İzmir için şimdilerde ağıtlar yakılıyor.
İzmir hemen her alanda kaybediyor.
İzmir’in bir tek kazananı var o da CHP!
CHP kazandıkça, İzmir kaybetmeye devam ediyor. (Ayrı konudur)
Kent ekonomisindeki çöküş İzmir’deki toplumsal yaşamın her alanına sirayet ediyor.
İş dünyası kentin kronikleşen sorunları yüzünden İzmir’i terk ediyor.
İzmir, ne turizmde ne de uluslararası organizasyonlarda tercih ediliyor.
Lakin İzmir’in analize muhtaç bu durumu ne zaman gündeme getirilse, birileri başlıyor rakamlar üzerinden konuşmaya…
Kusura bakmayın ben duyduğuma değil, gördüğüme inanırım.
Öyle ki, bir kentin ekonomisini tahlil etmek için o kentin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif alanlardaki başarısına bakmak yeterlidir.
Çünkü ekonomisi güçlü olmayan bir kentin başta spor olmak üzere yaşamın hemen her alanında başarılı olması kolay değildir.
Bunun en somut örneği de; İzmir’in yıllardır Süper Lig’de temsil edilmiyor olmasıdır.
İzmir’de doğup büyümüş, İzmir’e sevdalı birisi olarak söylüyorum;
Hadi, İzmir’in Süper Lig’de temsil edilmiyor olmasını bir şekilde kabullendik, ya da ‘alıştık’ diyelim.
Ama…
İzmir’de uydu yayını yapan bir televizyon kanalının olmayışını nasıl kabullenebileceğimizi bilemiyorum.
Evet, yeter ölçüde reklam geliri elde edemediği ve uzun yıllardır zarar ettiği gerekçesiyle yılsonu ekranlara veda etmeye hazırlanan 22 yaşındaki Ege TV’den bahsediyorum.
Her ne kadar seyretmiyor olsam da, Ege TV’nin kapanıyor olmasına, İzmir adına nasıl üzüldüğümü anlatamam.
Düşünsenize; Anadolu’nun hemen her şehrinde uydudan yayın yapan bir televizyon kanalı varken, İzmir bu imkândan da mahrum kalacak.
İzmir’de, Ege TV gibi reklam sıkıntısı yaşayan ve yayın hayatını büyük fedakârlıklarla sürdüren yazılı basının da geleceği aydınlık görünmüyor.
Hep söylüyorum ve yine söylüyorum: İzmir’in tek geçim kapısına dönüşen Belediyeler 3 milyon nüfusu olan bu şehrin tamamına bakmaz, bakamaz, daha doğrusu yetmez!
El insaf!
İzmir’deki Belediyelerin eti, budu ne ki, 3 milyon insana sosyokültürel yaşamın zenginliklerini sunabilsin?
Bir yumurtayı beş kişinin taşıdığı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 26 bin çalışanın olduğunu büyük başkan Aziz Kocaoğlu geçenlerde kendi ağzıyla açıkladı.
Eee kolay mı?
Kendi kendine zor yeten İzmir’deki Belediyeler, kime ne kadar destek olabilir ki?
Zira birini desteklesen diğeri naçar kalmaz mı?
Kaldı ki belediye, asli görevlerini yürütecek, tabii ki öncelikli hizmetleri göz önünde bulunduracak ve ondan sonra arda kalanı (kalırsa) bahsettiğimiz alanlarda değerlendirecek.
Demem o ki, ekonomisini tamamen belediyeler üzerine endeksleyen bir kent her daim küme düşmeye mahkûmdur.
Toparlamak gerekirse…
İstanbul’un kültür-sanat yaşamını Eczacıbaşı, Koç, Sabancı, Borusan gibi Holdingler sırtlanıyor.
Öte yandan Anadolu ekonomisi güçlendikçe Anadolu kulüpleri de başta futbol olmak üzere sporda her yıl biraz daha güçleniyor.
İş dünyasının sürekli terki diyar eylediği İzmir’de ise kenti yeterili düzeyde destekleyecek bir iş yelpazesi yok-ki bugün, sanayi devi Aliağa İzmir’den ayrılsa, İzmir ürettiğinden fazla tüketen bir kent konumuna dönüşür-
Yeri gelmişken…
Son dönemde İzmir iş dünyasının yükselen yıldızı Mesut Sancak. Ama birileri onu da linç etmenin peşinde.
Malumunuz, İzmir Basmane'deki 'utanç çukuru' olarak bilinen alana bir yatırım kararı alındı.
Yıllardır fare yuvası çukurdan zerre rahatsızlık duymayanlar, oraya yatırım yapılacak olmasından büyük rahatsızlık duydu.
Hatta kanaat önderlerinden biri şöyle demiş: Çok gücüme gidiyor! (Deme yaa)
İzmir’in dört bir tarafındaki çarpık yapılaşma, kaçak binalar, gecekondular, yani keşmekeşlik gücüne gitmiyor da, Basmane’ye yapılacak olan yatırım mı gücüne gidiyor?
Yine de herkesin fikrine saygım var.
Ancak…
Eleştirilerine, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen Ethem Sancak'ın yeğeni Folkart Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak” diye başlayanları da anlayabilmiş değilim.
Yani yine ucuz politika yaparak şöyle demek istiyorlar: Bu işin sorumlusu AK Parti’dir.
Hay Allah! O zaman Folkart’ın bu yıl İzmir Enternasyonal Fuarı’na ana sponsor olması tesadüf olsa gerek!
Ayrıca…
Söz konusu yatırımda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bilmem kaç kat hizmet binasına sahip olacak olmasında da, tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parmağı vardır(!) Hatta Aziz Bey’in bundan haberi bile yoktur.(!)
İnci yüklü eleştirilerinden cevherler saçan zevat bir kenara dursun.
Zira biz istesek de istemesek de o yatırım Basmane’ye yapılacaktır.
Bu noktada önemli olan İzmir’in ne kazanacağıdır?
Folkart, örneğin bir Vestel’in Manisa’ya destek olduğu gibi İzmir’e destek olabilecek midir? Yoksa tamamen heybesini doldurmakla mı meşgul olacaktır?
Asıl tartışılması gereken konu budur.
Atı alan Üsküdar’ı geçmişken popülist eleştirilerin kimseye faydası yoktur.
İzmir’in Mesut Sancak gibi daha nice yatırımcılara ihtiyacı vardır.
Burada asıl önemli olan İzmir’in birkaç fuar sponsorluğuna çırak çıkarılmamasıdır.
YORUMLAR