Titanik için "Asla batmaz!" denildi ama daha ilk seferinde battı.
"Çökmez" denen imparatorluklar tarihe karıştı.
"Yenilmez" denilen devasa ordular helak oldu.
Ölümsüz olduğuna inanılan insanların toprak altında kemikleri dahi kalmadı.
Kiminin görev süresi doldu, kiminin hükmü kalmadı, kiminin eceli geldi, kimi de mecbur bırakıldı koltuğuna/tahtına veda etmeye. Ki birbirinden azemetli liderler silindi tarih sahnesinden.
Yaygın tabirle söyleyelim: Dünya Sultan Süleyman'a bile kalmadı!..
Hz. Süleyman'a bile kalmayan dünya...
Atanmışlara, seçilmişlere, iktidar mirasçılarına ya da oturduğu koltuğa tepeden inme gelenlere mi kalacaktı?
Gelelim asıl konuya...
Türkiye'de isim odaklı lider sultası yavaş yavaş yıkılıyor!
Mesela...
Ankara'nın "değişmez/değiştirilemez" denilen sabık belediye başkanı Melih Gökçek, hem de yola birlikte çıktığı arkadaşları tarafından indirilmedi mi oturduğu koltuktan?
Fenerbahçe'nin 20 yıllık başkanı Aziz Yıldırım belki de başkanlık koltuğunda son günlerini yaşıyor.
1999'dan bugüne Menemen Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Tahir Şahin için de yolun sonu göründü gibi. Menemen'de değişim çanları çalıyor.
2019 seçimlerinde alınacak olası bir başarısızlıkta; Kemal Kılıçdaroğlu'nun koltuğu da sallantıda görünüyor.
50 + 1 sistemini getirmekle kendi kendini zora sokan AK Parti'nin 2019 akıbeti ise ayrı bir merak konusu...
Bu bağlamda...
'Türkiye'deki değişim rüzgarının en fazla ses getireni İzmir'de oldu' diyebiliriz.
Sultan Vahidettin döneminden beri (şaka-şaka) 1992 yılından bugüne İzmir Ticaret Odası'nın başkanlığını yapan Ekrem Demirtaş, 25 yıldır oturduğu koltuğa veda etti.
Hatta boks terminolojisiyle söylersek: Ekrem Demirtaş adaylıktan çekilince havlu atmış oldu!
Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanlarından Mahmut Özgener, İzmir'de adeta devrim yaptı.
Ekrem Demirtaş için, "Allah ömür verdiği sürece kalır, kendi istemedikçe hiçbir kuvvet o'nu o makamdan indiremez" deniliyordu.
Fakat unmadık taş baş yardı.
Önceleri fazla dikkate alınmayan Özgener, sessiz ve derinden gelerek İzmir'e sürprizlerin en büyüğünü yaptı.
Ha! Birileri iddia ediyor ki, AK Partililerin desteğiyle oldu.
Velev ki 'doğru' kabul edelim.
Yani AK Parti, kurulduğu günden bugüne en başarısız olduğu şehir olan İzmir'de Mahmut Özgener gibi marka bir isimi öne sürüyor. Ve bu sayede İzmir Ticaret Odası gibi önemli bir kale düşürülüyor!
Doğru mu anlamışım?
Yahu güldürmeyin beni, AK Parti'nin İzmir için öyle bir vizyonu olsaydı...
Amerika'yı yeniden keşfetmek misali...
2009 yerel seçimlerinde 30 ilçenin 29'unu kaybeden Aydın Şengül'ü İzmir il başkanlığı görevine yeniden getirir miydi?
Hadi, Özgener'in AK Parti desteğiyle seçildiği iddiasını birkez daha kabul görelim!
Peki o zaman adama sormazlar mı, "Hani bu İzmir CHP'nin yıkılmaz kalesiydi?" diye.
Boşverin bu lakırdıları...
Ekrem Demirtaş'ın iktidar yorgunluğu Mahmut Özgener'in hanesine artı yazdı.
Özgener, doğru zamanda doğru yere talip oldu. Birebir temaslar kurarak seçim sürecini iyi değerlendirdi.
Düzenlediği toplantılarda ezber bozdu. Üyelere hitaben yaptığı konuşmalarda klişe ifadeler kullanmak yerine, İzmir Ticaret Odası'na yepyeni bir vizyon çizdi.
Hayatta istedikten ve yürekten inandıktan sonra başarılmayacak hiçbir şeyin olmadığını bu sefer de Özgener kanıtlamış oldu.
İlaveten...
Daha ilk günden (sosyal medyada) Mahmut Özgener'i AK Parti'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığına yakıştıranlar oldu.
Binali Yıldırım'a da gaz veren çok olmuştu da, iş seçim çalışmasına geldiğinde adamcağızı 5 miyonluk şehirde yalnız bırakmışlardı.
Hatta, aday tercihinden dolayı bir ilçede kendi partilileri tarafından yuhalanmıştı.
Velhasıl...
Meydadan takip ettiğim kadarıyla benim tanıdığım Özgener gaza gelmez!
Kanaatim o ki, Özgener, kısa mesafede çok nefes tüketmek yerine maraton koşmayı tercih edecek ve yine doğru zamanda doğru hamleyi yapmanın fırsatını kollayacaktır.
Zira başarılı bir oda başkanlığı dönemi, partisi farketmeksizin belediye başkanlığı kapısını kendiliğinden aralayacaktır.
Not: Sayın Mahmut Özgener'i ve ekip arkadaşlarını tebrik ediyor, yeni görevlerinde başarılar diliyorum.
Günü sözü: Kelin ilacı olsa başına sürer. (Atasözü)
Günün dörtlüğü:
Ben de bir zamanlar Süleyman idim
Ateşe ve rüzgara hükümran idim
Sanmayın ki Sultan Süleyman idim
Tersanede körükçü Süleyman idim (mezar taşı yazısı)
HASAN ESER
YORUMLAR