HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

İzmir ölmüş, ağlayanı yok!

07 Ekim 2016 - 02:25

Hasan Eser / 07 Ekim 2016 - Vakit buldukça Türkiye’nin muhtelif bölgelerinden belediyeleri inceliyorum. 

Ülkemde öyle prestijli yatırımlar yapılıyor ki, hayran olup, gıpta etmemek elde değil.

Sonra dönüp bir de memleketim İzmir’e bakıyorum ki, sorunlar yumağına dönüşmüş bir kent duruyor karşımda… 

Sadece isminden ibaret bir şehre dönüştürülen İzmir’in adı var. Ama tadı yok! 

Çevre, ulaşım, işsizlik, altyapı, çarpık yapılaşma, otopark, görüntü kirliliği, itibarsızlık ve yönetim anlayışı gibi ciddi sorunları bulunan İzmir, tam bir ideoloji kurbanı… 

Lafa geldi mi, İzmir’in kredi notuyla övünülüyor.    

‘İzmir’e ne yaptınız?’ diye sorduğunuzda ise, devletten yeterince destek alınamadığı bahanesine sığınılıyor. 

“Biz, CHP’liyiz. Merkezi iktidar AK Partili”

Hep aynı terane hep aynı nakarat!

Eskişehir’i Türkiye’nin Venedik’i yapan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen AK Partili mi?

Ya da, bu tempoyla Manisa’nın cadde ve sokaklarını altınla kaplamasından endişe ettiğim Başkan Cengiz Ergün AK Partili mi?

Geçiniz efendim geçiniz…

Efsane Başkan Ahmet Piriştina’nın vefatı, aslında bir nevi İzmir’in de vefatı olmuş. 

Öyle ki İzmir, Cumhuriyet tarihi boyunca Aziz Kocaoğlu yönetiminden daha kötü bir dönem yaşamamıştır. 

Sizi temin ederim ki, Türkiye’de  ‘AK Parti’ diye bir parti olmasaydı, bugün İzmir’in başında Aziz Kocaoğlu da olmazdı. 

Çünkü Sayın Kocaoğlu, koltuğunu belediyecilik noktasında yaptıklarıyla değil, İzmir’de AK Parti’ye olan tepkinin tezahürü neticesinde koruyabilen bir belediye başkanı…

Yani İzmirlilerin AK Parti takıntısı olmasaydı,  Kocaoğlu’nun en fazla görüp görebileceği rağbet Piriştina’nın dönemini tamamlamak olurdu.  

Aziz Kocaoğlu’nun en büyük avantajı,  karşısında güçlü bir muhalefet olmaması…

Şöyle bir düşünsenize, İzmir’de yıllarca ana muhalefetin liderliğini yapan Yusuf Kenan Çakar şimdi CHP saflarında yer alıyor. 

AK Parti İzmir İl Başkanlığına oturan isimler de, çok geçmeden kendi derdine düşüyor. 

Şimdilerde, Büyükşehir Belediyesi Meclis Grup Başkan Vekili Bilal Doğan’ın sesi gür çıkıyor. 

Yeterli mi? Bence yetmez ama evet, yani hiç yoktan iyidir. 

AK Parti tüm ilçe teşkilatlarıyla birlikte bir muhalefet hareketi başlatmadığı takdirde; sadece Sayın Doğan’ın bireysel çabaları ile muvaffakiyet sağlayamaz. 

Kaldı ki, Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hüsnü Boztepe, bir aralar ilçe teşkilatlarıyla el ele vererek sıkı bir muhalefet hareketi başlatmış ve çok da başarılı olmuştu. Neyse konumuz bu değil. 

İzmir’in neresinden tutsanız elinizde kalıyor. 

Utanç tablosu olan Harmandalı çöplüğü öylece duruyor. Ben, camları kapalı otomobilimle o mevkiden geçerken bile etrafa yayılan pis kokuya tahammül edemezken,  ‘Allah o  semtte yaşamak zorunda olan insanlara sabır  versin’ diyorum. 

Körfez yeniden kokmaya başladı. ‘Yüzülebilir körfez projesi’ hayal oldu. 

Belirli saatlerde kilitlenen Çevre Yolu’nun eski altın yoldan bir farkı kalmadı. Merak ediyorum ki, beğenmediğimiz o AK Parti hükümeti, Bornova çevre yolu projesini tamamlamasaydı, acaba halimiz ne olurdu? 

İzmir’in otopark sorunu da kentin kanayan yarası  konumunda. Caddeleri mesken tutan korsan otoparkçılar da cabası… 

Sosyal medya kullanıcıları, İzmir’deki iki çimento fabrikasının kent merkezine adeta toz yağdırdığını ve halk sağlığını tehdit ettiğini söylüyor. 

İzmir’de kentsel dönüşüm başladı, ama kaplumbağa hızında ilerliyor. Çünkü çarpık yapılaşmanın olduğu semtler Aziz Kocaoğlu’nun oy deposu…  

Bu semtlerde ikamet eden ev sahipleri, İzmir’in başına İzmir’i düşünen bir belediye Başkanı’nın gelmesi halinde; dönüşümün jet hızına erişeceğini adı gibi biliyor. 

Dolayısıyla Aziz Kocaoğlu, İzmir’de önemli bir kesimin işine gelen bir yönetim anlayışı sergiliyor. 

İptal edilen projeleri, yap-boz tahtasına dönen yatırımları, vizyonsuzluk nedeniyle kamunun nasıl zarara uğratıldığını; Sayın Bilal Doğan’ın basın açıklamalarından öğreniyoruz ki, İzmir’de iş bilmezlik almış başını gidiyor.

Sayın Aziz Kocaoğlu, yerel seçimlerde ilçe belediye başkan adaylarının belirlenmesinde etkili olduğu için, işaret ettiği bazı isimlerle ilçelerin gelişmesine de bilerek ya da bilmeyerek engel oluyor. 

Acaba Sayın Kocaoğlu,  icraatlarıyla kendisini gölgede bırakacak isimlerin ilçelere belediye başkanı olmasını mı istemiyor? Öyle ki Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ gibi taş taş üstüne koyamayan belediye başkanlarından siyasi desteğini hiç esirgemiyor. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yaka silken Aliağa, Bergama gibi mega ilçelerde yaşayan vatandaşlar,  ‘Bizi ya Manisa’ya bağlasınlar, ya da bu iki önemli ilçeden birini il yapsınlar” diyerek, Kocaoğlu’ndan kurtulmanın çarelerini arıyorlar. 

Uzun yazının kısası, İzmir’de sıkıntı çok, dolayısıyla yazacak konu da çok. 

Zira farkındaysanız ben de tepkilere neden olan Folkart Fuar’ına,  ‘köy yollarına asfalt yapıyoruz’ adı altında tarım alanlarına serilen cüruflara, yine Foça’da her geçen gün biraz daha yükselen cüruf dağlarına karşı seyirci kalınmasına, kentin Süper Lig'de takımı olmadığına, yine futbol kulüplerinin stad mağduriyetine, zeplin gibi şişirilen belediye kadrolarına,  iyi geçinmek adına basına yapılan gereksiz harcamalara ve neticesi takip edilmeyen sponsorluklar gibi konulara hiç girmedim bile… 

Canım, günler torbaya girmedi ya, başka bir gün yazarız, bizim işimiz ne! 

Günün Sözü: İzmir Azizdir, Aziz Kalacak! 

YORUMLAR

  • 0 Yorum