1930 yılında Atatürk'ün emriyle, yakın arkadaşı Fethi Okyar tarafından kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası, halktan beklenenin üzerinde yoğun bir ilgi görür.
İlk gezisini İzmir'e yapan Fethi Bey, burada insan seliyle karşılanır.
Fethi Bey'i taşıyan gemiyi, körfezde binlerce sandal karşılar. İnsanlar denize düşer. Fethi Bey'e dokunmak isteyenler adeta birbirini ezer. Öyle ki Fethi Bey'in izdahamdan ceketi yırtılır. (Bu İzmir hep mi muhalif!)
Uzatmayalım...
Serbest Fırka, 1930 yılının Eylül ayında yapılan mahalli seçimlere katılır; bu seçimler Serbest Fırka'nın ilk ve son seçimleri olur. Ve aynı yıl kapatılır.
Buradan gelmek istediğim nokta şu:
Serbest Fırka, halktan büyük teveccüh görmesine rağmen seçimleri kaybeder.
Fakat, seçime hile karıştığını öne süren Serbest Fırka yöneticilerine göre iktidarın aldığı sonuç adil değildir.
Dönemin Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Rıza Soyak, hatıratında, bu seçimler sırasında Atatürk ile aralarında geçen bir diyaloğu nakleder.
Atatürk'ün kendisine seçim sonuçlarını sorması üzerine Rıza Soyak şöyle der: "Bizim parti kazanıyor"
Tebessüm eden Atatürk, Soyak'a şu yanıtı verir: "Hayır efendim. Hiç de öyle değil. Hangi fırkanın kazandığını ben sana söyleyeyim: Kazanan idare fırkasıdır, çocuk! Yani jandarma, polis, nahiye müdürü, kaymakam ve valiler. Bunu bilesin."
Demokrasiyi aşırı derecede kişiselleştiren ülkelerde ve olası iktidar değişikliğinin "vatana ihanet" (!) olarak algılandığı toplumlarda...
İktidarda her kim olursa olsun, iktidar, iktidarda olanlara mülk olduğu sürece, mevcut iktidarların değişimi zaruri değil, tesadüfi eğilimlere bağlıdır. Sevgiyle kalın.
YORUMLAR