Hasan ESER / 15 Haziran 2017 - Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olduğunda…
Bir kısım medya, Kılıçdaroğlu’nu parlatmayı kendisine görev addetmişti.
Öyle ki, Sayın Kılıçdaroğlu, Hindistan'ın efsanevi lideri Mahatma Gandi'ye benzetilmek suretiyle; ‘Gandi Kemal’ olarak öne çıkarılmıştı.
“Yiğit lakabıyla anılır.” demiştik, saygı göstermiştik.
Fakat zaman bize gösterdi ki, Kemal Bey’e yakıştırılan ‘Gandi’ ismi fiziki benzerliğinden öte bir anlam taşımadı.
Çünkü adını aldığı Gandi, 'pasif direnişi' hayat felsefesi olarak benimseyen bir insandı.
Kemal Bey ise sürekli agresif konuşmalarıyla öne çıktı. Sokağı işaret eden beyanatları bile oldu.
Öte yandan…
Sayın Kılıçdaroğlu, daha önce “Darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım” demişti.
Ancak 15 Temmuz kanlı darbe girişimi gecesinde; söylediğinin aksine ortadan kaybolmayı tercih etti.
O gece, önceden vaat ettiği gibi, tankın üzerine çıkma cesaretini gösterebilseydi, bugün Türkiye’de kuvvetle muhtemel CHP iktidarı vardı.
Gelelim bugüne…
Bilindiği üzere, Sayın Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasından sonra Ankara'dan İstanbul'a yürüyüşe geçti.
Kılıçdaroğlu, ‘Gandi’ olanı ilk defa lakabına yakışır bir şekilde davrandı.
Lütfen bu söylediklerim ‘Berberoğlu’ konusunda Kılıçdaroğlu’na destek olarak algılanmasın.
Çünkü ben, “Adaletin kestiği parmak acımaz’ diyorum.
Ha! Enis Berberoğlu gerçekten suçsuzsa…
Adalet geç de olsa tecelli edecektir, doğru er ya da geç ortaya çıkacaktır.
Bu noktada...
Siz, “Geç gelen Adalet’in adalet olmadığını” düşünebilirsiniz-ki ben de öyle düşünürüm-
Nihayetinde hal böyle olursa…
Maalesef yapacak bir şey yok!
Enis Bey, (masumsa!) Türkiye tarihinde suçsuz yere ceza evine giren ne ilk isim, ne de son isim olacaktır.
Zira hangi ceza evine giderseniz gidin, hangi mahkuma sorarsanız sorun, size, boş yere ceza evinde tutulduğunu ve suçsuz olduğunu söyleyecektir.
Asıl konumuza dönecek olursak…
Gezi olaylarında ortalığın yakıp-yıkıldığı gibi; vandalizm odaklı direnişler sergilemek yerine…
Kemal Bey’in başını çektiği ‘Adalet Yürüyüşü’ adeta bir demokrasi güzelliğidir.
Ne var ki, oldukça geç kalınmış bir eylemdir.
Bunun içindir ki…
Sayın Kılıçdaroğlu, bu yürüyüşüne mühürsüz oyların gölge düşürdüğü 16 Nisan referandumu gecesinde başlamalıydı.
Kemal Bey o gece demokrasi çerçevesinde olmak kaydıyla; Gandi lakabına yakışır bir direniş sergileyebilmiş olsaydı, sayısız insanı peşine takabilirdi.
Yineliyorum, geç kalındı! Ki bu saatten sonra, özellikle de yargının güvenilirliğini tartışmaya açan bir eylem için yapılacak yorum bellidir: "Yollar yürümekle aşınmaz!" (Süleyman Demirel)
YORUMLAR