Ayrı dünya görüşlerine sahip olabiliriz.
Hayata, olaylara ve siyasete olan bakış açımız da farklı olabilir.
Önemli olan niyettir. Öyle ki niyet hayırsa akıbet de hayırdır!
Vatandaşlık bilincinde olan ve ülkesini seven hemen herkesin gayesi ortaktır: Yaşadığı şehrin ve ülkesinin refahına/gelişimine katkıda bulunmak…
Farklı dünya görüşleri ve siyasi düşüncelerin kategorize olduğu siyasi partiler ile sivil toplum platformları da ortak amacımıza hizmet eden araç niteliğindeki çatılardır.
Mesela ben, merkezi iktidarın her daim ‘sağ’ ideolojiye sahip olmasını Türkiye’nin yararına olduğuna inananlardanım.
Bir başkası da Atatürk’ün işaret ettiği “Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak” hedefinin ancak ‘sol’ ideolojiye sahip bir partinin iktidara gelmesiyle mümkün olabileceğine inanabilir.
Bu anlattıklarım demokrasinin güzelliklerindendir.
Ancak… Merhum Mehmet Ali Birand’ın deyimiyle; Demokrasi dünyanın en narin çiçeğidir; onu yaşatan hoşgörüdür, uzlaşıdır, diyalogdur.
Bunları neden anlatıyorum?
Foça’da yaşamakla birlikte gayesi ortak insanların çeşitli platformlar kurduğunu ve özellikle sosyal medya aracılığıyla da kentsel yaşama yönelik bir otokontrol sistemi oluşturduklarını gözlüyorum.
Ne yalan söyleyeyim, bazı önerilere katılmasam da Foça’ya dair fikirlerin çeşitlendirilmesinden son derece mutluyum.
Ne var ki Türkiye’nin demokrasiden uzaklaştığından dem vuran ve süslü söylemlerle demokrasi havarisiymiş gibi davranan bazı insanların, yukarıda bahsettiğim sosyal topluluklardan baya baya rahatız olduklarını gözlüyorum.
Foça’nın daha iyi yönetilebilmesi için kendilerince katkı koymaya çalışan o grupları bir türlü kabullenemeyenlerin tepkisel yaklaşımları genelde şöyle: “Her şeye de burunlarını sokuyorlar. Onlara ne oluyor; Foça’ya sahip çıkmak onlara mı kalmış! Üzerlerine vazife mi?...”
Cevabı ben vereyim: Evet, vazife! Dahası bu bir vatandaşlık görevi…
Misal, Dr. Sait Almış isimli bir beyefendi, sosyal medya üzerinden Foça’ya yönelik fikirlerini, tespit ettiği sorunları ve çözüm önerilerini paylaşıyor zaman zaman.
Kendisini tanımam etmem ama bazı önerilerine katılmadığım halde paylaşımlarını ilgiyle takip ediyorum. Keşke Foça’da “aydın” geçinen bazı insanlar da tıpkı Sayın Almış gibi lütfedip Foça hakkında biraz kalem oynatabilme zahmetinde bulunsalar.
Öte yandan….
Vizyonları belediye başkanıyla iyi geçinmekle sınırlı olanların da “Yahu bunların da her konuda bir fikirleri var kardeşim…” diye yakındıklarını işitiyorum.
Birincisi, Her konuda iyi ya da kötü bir fikir yürütemiyorsanız bu sizin IQ'unuz ile bir sorundur.
İkincisi, madem ki demokrasiye inanıyoruz; Doktor Sait Almış da fikrini söyleyecek Balıkçı Murat Küçükdurgun da.
Besici Ali Yıldırıcı da fikrini beyan edecek Mimar Metin Öngünşen de…
Zira her fikir muteber olmasa da muhteremdir.
Burada önemli olan bizi yönetenlerin, yani belediye başkanı ve meclis üyelerimizin o fikirlere ne kadar değer verdiği ve ne derece istifade edebildiğidir.
Devam edelim…
2014 yerel seçimleri öncesinde ‘Foça Forum’ ismiyle faaliyet gösteren platform, dönemin Foça Belediye Başkan Adaylarını Reha Midilli Kültür Merkezi’nde bir araya getirmişti.
Adaylar katılımcılara hitaben 20’şer dakikalık birer konuşma yapmışlardı. Sonra da sorup-cevap şeklinde devam etmişti toplantı.
Hatırlıyorum da nasıl büyük bir keyifle takip etmiştim o programı.
O günlerde adayların aynı salonda halkla bir araya getirilmesinden duyduğum memnuniyeti ifade eden bir yazı kaleme almış ve Foça Forum’a teşekkür etmiştim.
Hani bizim solcu kardeşler, “Yahu ne güzeldi; Demirel, Özal, İnönü, Ecevit ve Erbakan gibi liderler aynı televizyon programına çıkıp ne güzel de tartışıyorlardı ülkenin sorunlarını…” diye geçmişe hep özlem duyarlar ya…
İşte onlardan aldığım ilham ışığında bir önerim olmuştu Foça Forum'a.
Adayların katılımıyla düzenlenen o toplantının seçimlerden sonra da siyasi partilerin ilçe başkanlarıyla devam ettirilmesi gerektiğini önermiştim kendilerine.
Nitekim Foça’nın katılımda çeşitliliği olan toplantılara ihtiyacı var. Ve bu yöndeki açığı Kent Konseyi dolduramıyor.
Aynı siyasi partiye ya da dünya görüşüne mensup olanların bir araya gelip birbirlerini ikna etmelerinin Foça’ya çok fazla bir faydası olmadığı aşikâr.
Küçük bir örnek…
“Foça’ya Sahip Çıkıyoruz” isimli platformun öncülerinden olan Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu, 31 Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde CHP’den Foça Belediye Başkanlığına aday adayı olmuştu.
İtiraf etmem gerekirse, kendisine karşı olan bazı önyargılarımdan dolayı aday gösterilmesine karşı çıkıyordum. Daha sonra bir vesileyle tanıştık ve sohbet ettik.
O sohbette genel siyasi düşüncelerimizin farklı olmasına rağmen Foça’ya yönelik düşünce ve kaygılarımızın ortak olduğu gerçeğiyle yüzleştim.
Şimdilerde başımı taşlara vuruyorum ama ne fayda!
Bu da Foça’da ciddi bir iletişim ve ön yargı sorunu olduğuna işaret ediyor.
Son olarak…
Geçmişte başkan adaylarını bir araya getiren ve benim ‘İlçe Başkanlarını da zaman zaman bir araya getirin’ önerimi dikkate almayan ‘Foça Forum’ üyelerine herhangi bir kırgınlığım yok.
Zaten 2 lafı bir araya getirebilecek kaç tane İlçe Başkanı var ki Foça’da?
Düşünün! Emekli generallerin, yazarların, şairlerin, doktorların, mühendislerin, mimarların ve akademisyenlerin yoğunlukta yaşadığı Foça gibi bir şehirde, CHP İlçe Başkanlığı için ‘düşük profilli’ bir İlçe Başkanı arandığı iddia ediliyor.
Ah ahhh! Biz neredeyiz, siz neredesiniz?
YORUMLAR