HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Konyalı Yurttaşlarımız 2-2 Ukrayna

07 Ekim 2016 - 02:23

Hasan Eser / 07 Ekim 2016 -

-Kalemizde gördüğümüz erken gol bizi olumsuz etkiledi.

-Top bizi sevmedi.

-Şans bizim yanımızda değildi.

-Hakemin düdüğü rakipten yanaydı. 

-Yakaladığımız net pozisyonları gole çevirebilseydik...

Allah aşkına yeter! 

Rica ediyorum bırakın bu ve buna benzer klişe sözleri...

Fatih Hoca’yı korumaya yönelik bu tür yorumlar,  ‘halamın bıyığı olsaydı amcam olurdu’ deyimini hatırlatıyor bana…

Öyle ki, A Milli Takımımız ile Ukrayna arasında oynanan karşılaşmanın tabelaya yansıyan sonucu kimseyi yanıltmasın. 

2-0 geriye düştüğümüz Ukrayna karşısında maçı 2-2’ye getirerek beraberliği kotarmış olmamızın başlıca mimarı, Konya’da tribünleri dolduran ve maç boyunca desteğini sürdüren yurttaşlarımızdır. 

Özellikle de ilk yarıda sekarata giren futbolcullarımızı,  daldıkları gaflet uykusundan uyandıran da yine o büyük taraftardır.

Aynı atmosfer Ukrayna’nın lehine olmuş olsaydı, adamlar bize en az beş tane atabilirdi. 

Gerçi saha ve seyirci avantajı biz de olmasına rağmen, karşılaşmanın 3’te 2’lik bölümünde gayet soğukkanlı bir şekilde oynayan taraf yine Ukrayna’ydı. 

Son 20 dakika haricinde oyunun kontrolünü elinde tutmasını bilen Ukrayna, maç genelinde isabetli paslar yaptı, alan savunmasında ve adam eksiltmede oldukça başarılıydı. 

Zira A Milli Takımımızın orta sahası yolgeçen hanı gibiydi.

Rakip kaleye biz ne kadar zor gittiysek, Ukrayna kalemize o kadar rahat geldi. 

Maçın 24. dakikasında penaltı atışı kullanan Yarmolenko, belki de kariyerinin en kötü vuruşunu yaptı.

Yani golü Yarmolenko atmadı, Volkan bizzat kabul etti. 

Konya’da taraftarın coşkusundan etkilenen tek isim Emre Mor olsa gerek ki,  ikinci yarıdaki bireysel azmi ile takımın ateşleyicisi oldu. 

Elbet Fatih Hoca’nın avukatlığını her daim kendilerine görev addedenlere soracak olursanız;

-Fatih Hocamız o büyük futbol dehasını bir kez daha konuşturdu.

-Oyunu okuyan Hocamız yaptığı geçerli hamlelerle beraberliği elde etmesini bildi.

-Hatta şans biraz bizim yanımızda olsaydı, duayen hocamız galibiyeti de almasını bilirdi. 

Kusura bakmayın ama ben duyduğuma değil, gördüğüme inanırım!

Gözlemim o ki, uluslararası futbol arenasında misyonunu tamamladığına inandığım Fatih Hoca’nın Ukrayna karşısında uyguladığı strateji sahada karşılık bulmadı.

Tabii ki bu tabloda,  Milan'da futbol oynadığı dönemde bir süre hocalığını yapan Fatih Terim’in İtalya da hangi sebepten tutunamadığını yakinen bilen Ukrayna Teknik Direktörü Andriy Shevchenko’nun dersini iyi çalışmış olmasının da payı büyük! Ama yine de bu yeterli bir gerekçe sayılmaz! 

Nihayetinde A Milli Takımımız taraftarına keyif veren, kolektif bir futbol sergileyemiyor. 

Her ne kadar Fatih Hocamız, ‘bitti’ demeden bitmese de...

Çıktığımız bu yolculukta birkaç futbolcumuzun bireysel yetenekleri üzerinden çok fazla yol kat edebileceğimizi de düşünmüyorum.

Çünkü futbol dünyada artık satranç inceliğinde oynanıyor.

Yani sadece motivasyona endeksli futbol anlayışı, artık modern futbol anlayışı nezdinde karşılık bulmuyor. 

Not:  Karıştırmayınız efendim, otobiyografisinde  Fatih Terim’i  taktiksel bilgisizlik ile itham ederken, motivasyonunun ise çok güçlü olduğu yorumunu yapan Milanlı eski futbolcu Andriy Shevchenko değil, Andrea Pirlo’dur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum