Belediyecilik müessesesinde dirsek çürütmüş bir dostum, belediyeciliği şöyle tanımlıyor:
"Belediyecilik yasa çerçevesinde yapılması mümkün olmayan hizmetleri, yasaya uydurmak sureti ile uygulama sanatıdır."
Ne var ki, bu tespiti minare/kılıf düzleminde okumamak gerekir.
Burada önemli olan niyettir. Niyet ne ise akıbet odur!
TAŞIN ALTINA GÖVDESİNİ KOYUYOR
"Ne yapalım, yasa izin vermiyor!" şeklinde bahaneler üreteceksin!..
"Yeteri kadar yardım alamıyoruz" kolaycılığına sığınacaksın!..
Meselenin peşine düşmeyeceksin, ısrarcı olmayacaksın, risk almayacaksın!..
Yani toplumsal amaca hizmet eden yatırımları hayata geçirebilmek için taşın altına elini koymaktan kaçınacaksın!..
Ama diğer taraftan da...
Yakınlarını mutlu etmek, yalakalarını mükafatlandırmak, yandaşlarını memnun etmek ve seçim kampanyalarında cömert davrananlara aynı şekilde karşılık verebilmek adına... Değil elini, gövdeni taşın altına koymaktan çekinmeyeceksin!..
Ee ne güzel demiş atalarımız: Mühür kimdeyse Süleyman odur.
-OSMANLI BELEDİYECİLİĞİ-
Türkiye, artık eski Türkiye değil!..
1990'larda altın çağını yaşayan mafya düzeni yıkıldı.
17/25 Aralık süreci ve 15 Temmuz FETÖ'cü hain darbe girişiminin geri püskürtülmesiyle birlikte paralel devlet yapılanması da yok edildi.
Faiz lobisi etkinliğini yitirdi.
Askeri vesayet dönemi sona erdi.
Bürokratik oligarşi kısmen de olsa pasifize edildi.
Özetle, Türkiye'de düzen değişti!..
Değiştirilemeyen tek şey: Belediyeler.
Monarşiyle yönetilen Osmanlı Türkiyesi'nde bile belediyelerin daha güvenilir olduğunu savunanlar var.
Osmanlı'da şehirler Şehrül-Emin'e, yani şehrin en güvenilir insanına teslim edilirmiş!..
Günümüz Türkiye'sinde ise genel başkanların işaret ettiği kişilere teslim ediliyor.
Bundan 15 yıl öncesine kadar, vatandaş yerel seçimlerde partiye değil, kişiye oy verirdi!..
Şimdilerde ise adayların doğru isim olup-olmadığına bakmasızın partilere oy veriliyor.
Sahil bölgelerinde Kılıçdaroğlu, Anadolu'da Erdoğan kimi işaret ederse, o kişi belediye başkanı oluyor.
BU DÜZEN DEĞİŞİR Mİ?
Türkiye'de eğitimli, donanımlı ve vizyon sahibi isimler belediye başkanlığına soyunamıyor!
Çünkü, mevcutların önüne geçmek, il/ilçe teşkilatlarını aşmak ve genel merkezi ikna etmek namümkün!
Aday adayı ve aday olabilmek için maddiyat unsuru da olmazsa olmaz niteliğinde.
Yani bol paranız yoksa, dünyanın en güvenilir insanı siz olasınız ne fark eder?
Ha! Seçim kampanyasında iş dünyasından destek görebilirsiniz, hatta partinizden aday gösterilmeniz noktasında size referans dahi olabilirler.
Ancak, iş dünyası da her zaman yönlendirebileceği bir ismin belediye başkanı olmasını ister.
Sadece iş dünyası mı?
Bankamatik memurları, bir yumurtayı beş kişi taşıyanlar, kaçak yapı sahipleri, işgalciler, geçimlerini belediyeye fatura keserek sağlayanlar, kısaca bütün çıkarcılar, belediye başkanlığının gerçekten hakkını verecek bir başkanla çalışmak ister mi?
2019'da yerel seçimler var.
Sistemi/düzeni değiştiremedikten ya da disipline edemedikten sonra isimleri değiştirsek ne olur, değiştirmesek ne olur?
Peki biz bu sistemi değiştirebilir miyiz?
Çıkar gruplarının belirleyici olduğu bir ortamda mezkur değişim oldukça zor görünüyor-ki sistemden beslenenler sistemi değişteremezler-
TÜRKİYE'NİN YÜZÜ BİR KERE GÜLDÜ
Türkiye'de mevcut belediye yapımızdan şikayet eden tek kişi ben değilim!..
Öyle ki Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki bile,“Tüm hırsızlıklar imardan geliyor” diyerek, belediyeleri işaret etmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem de siyasi risk alarak, bazı belediye başkanlarını öyle durduk yerde istifa ettirmiş olabilir mi?
Yerel medya organları ekseriyetle belediyelerden geçindiği için olup biteni yazmıyor/yazamıyor.
Fakat twitter sağolsun! Vatandaşlar, belediyeler hakkında öyle paylaşımlar yapıyorlar ki, isyan niteliğinde desek abartmış olmayız.
Türkiye'nin belediyecilik noktasında şansı bir kere güldü, daha da gülmedi.
Recep Tayyip Erdoğan'ın da İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçildiği dönemde iktidara gelen Refah Partili belediyelerin yeri bir türlü doldurulamadı.
O başarılı belediyeciliğin bakiyesi olan AK Parti'nin belediyeleri de o çıtayı aşamadı.
Ayrıca...
Her daim söylerim: CHP'nin tüm belediye başkanları Yılmaz Büyükerşen'in başarısı düzeyinde olabilseydi, o belediyeler CHP'yi tek başına iktidara taşımaz mıydı?
PADİŞAH'TAN KORKAN VALİ
Ne diyor genel başkanlar?
Belediye başkanınızdan bir şikayetiniz olduğunda bana bildirin.
Kıssadan hisse...
Osmanlı döneminde valinin yönetiminden hoşnutsuz olan bir vatandaş, şikayetini arz etmek üzere padişah'ın huzuruna çıkar.
Şikayeti dinleyen padişah aynen şöyle der: "O vali benden çok korkar, var git ona söyle benim halkıma bir daha öyle davranmasın!"
(Hikaye aslında çok uzun, özetin özetini anlatıyorum)
Vatandaş ne cevap verse beğenirsiniz?
-"Hünkarım siz bizim şehrimize sizden değil de Allah'tan korkan bir vali atasaydınız daha iyi olmaz mıydı!"
Hasan Eser / Mahalli Gündem
YORUMLAR