1994 yerel seçimlerinde iktidara gelen Refah Partili belediyelerin halktan kopuk, kendi başına buyruk, eli kolu bağlı oturma ya da genel anlamıyla ifade etmek gerekirse “başarısız olma” gibi bir lüksleri yoktu.
Çünkü belediye başkanlarının tepesinde Damokles'in kılıcı gibi sallanan bir parti genel merkezi vardı.
Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki genel merkez yönetimi, görevlendirdiği parti müfettişleriyle belediye başkanlarını sürekli denetletiyordu. Öyle ki görevini kuyumcu titizliğinde icra eden bu müfettişler, yeri geldiğinde tebdil-i kıyafet ile kent yaşamına dahil oluyor ve bu sayede halkın da nabzı tutulmuş oluyordu.
Ha! Diyelim ki seçilen belediye başkanı son derece pasif ve icraat noktasında da beceriksiz…
Hal böyleyken, devreye yine genel merkez giriyor, alanında uzman kişiler görevlendiriliyor ve danışmanlık hizmetiyle o başkanın önünde sonunda başarılı olması sağlanıyordu.
Böyle bir anlayışın sonunda ne olduğunu biliyorsunuz!
Seversiniz sevmezsiniz, iyi olmuştur ya da kötü, hadisenin bu yönü ayrı bir konudur!
Fakat gerçek olan şu ki; Refah Partisi Genel Merkezi’nin yerel yönetimler anlayışı, 2002 yılında AK Parti’yi tek başına iktidara taşıyan başlıca unsurlardan biridir.
Klişe bir deyim olacak ama yinelemeden geçemeyeceğim: Yerel yönetimler, merkezi iktidarın anahtarıdır!
Bunu en iyi bilenlerden biri de CHP lideri Özgür Özel’dir ki toplam seçmen sayısı İzmir’in bir sokağı kadar olan Foça’yı bile son derece önemsiyor!
Bir zamanlar CHP Genel Merkezi’ne Foça’yla ilgili aktarılan şikayetler pek dikkate alınmazdı.
Foça’yı ziyarete gelen bazı genel merkez mensupları da arabadan iner inmez “Şimdi hangi balığın zamanı…” diye sorabiliyordu.
Hatta ve hatta CHP’li bir milletvekili eline mikrofon alıp “En güzel rakı Foça’da içilir” diye haykırıyordu.
Tabii dönemin Foça Belediye Başkanı da krallar gibi ağırlıyordu geleni gideni…
Bunları neden anlatıyorum?
Malumunuz olduğu üzere, CHP lideri Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde İzmir’de ilçe belediye başkanlarıyla bir araya geldi.
O toplantıda Özgür Özel’in Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı’yı kimine göre azarladığına kimine göre de uyarılarda bulunduğuna dair iddialar İzmir medyasının gündeminde yer aldı.
İddiaların ne kadarı doğrudur bilemeyiz, ama Özgür Özel’in Foça özelinde gerçekten kızması gereken biri varsa o da bizatihi kendisi olmalıdır.
Kendisinden önceki genel başkan da “liyakat” kavramını dilinden düşürmüyordu, ama ne yazık ki eylemleriyle söylemleri pek örtüşmüyordu.
Daha açık ifade etmek gerekirse, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gidip yerine Özgür Özel’in gelmesi, Foça adına (kadın aday tercihi dışında) hiçbir şeyi değiştirmedi.
Bizim Foçalıların meşhur bir deyimi vardır: Ha Kasap Hasan ha Hasan Kasap! Yani, değişen bir şey yok, aynı kapıya çıkıyor.
Toparlamak gerekirse…
Özgür Özel; şairlerin, yazarların, sanatçıların, profesörlerin, emekli paşaların yaşadığı Foça’ya lise mezunu bile olup olmadığı tartışma konusu olan Saniye Hanım’ı aday gösterdi ve aday göstermekle kalmayıp seçim öncesi Foça’ya kadar gelip adayına kefil olduğunu da söylemişti.
Yeri gelmişken...
Yanlış hatırlamıyorsam! Sayın Özel, daha önce yaptığı bir açıklamada “belediye başkan adaylarımızı yapay zekâ ile belirledik” demişti.
Malum! “Yapay Zekâ” teknolojisi çok yeni olmakla birlikte sürekli gelişmekte olan bir teknoloji…
Daha da önemlisi, yapay zekanın henüz sapma/yanılma payı da olabiliyor!
Öyle zannediyorum ki CHP Genel Merkezi, Foça özelinde yapay zekanın azizliğine uğradı.
Olabilir! Hatayı fark edip hatadan dönebilmek de bir erdemdir.
Ancak hatanın tamamını yapay zekâya yüklemek, insan iradesinin sorumluluğunu görmezden gelmek olur. Yapay zekâ bir araçtır, asıl karar mekanizması da insandadır.
Yani yapay zekaya da haksızlık etmememiz gerekir.
Devam edelim...
Foça, Türkiye genelinde 1989’dan bugüne CHP’nin hiç seçim kaybetmediği bir ilçedir.
CHP, yüzde 80 ile kazandığı Karşıyaka Belediyesi’ni bile bir zamanlar DSP’ye kaybetmişti.
Fakat Foça’yı hiçbir zaman kaybetmedi. Aslında aday tercihinden dolayı 2024 seçimini kaybedebilirdi.
Düşünün! Ülke genelinde esen CHP rüzgarıyla Cumhur İttifakı’nın kaleleri yıkılıyor! Ama CHP’nin 40 yıllık kalesi Foça'da beklenen fark gerçekleşmiyor! Neden acaba?
Yineliyorum! Yapay zekaya haksızlık yapmamak lazım.
Seçmen sayısı olarak “köy” niteliğinde ama sembolik açıdan büyük önem arz eden Foça’da, CHP Genel Merkezi’nin belediye başkan adayını “ön seçim” ile belirlemesi gerekirdi.
Belirlenmezse ne olur?
“CHP burada kimi aday gösterse nasıl olsa kazanıyor” algısının bir ürünü olarak, her ne kadar kişi koltuğa seçilerek oturuyor olsa da “atanarak” gelmenin dayanılmaz hafifliğine kapılabilir ve “Benim, hiç kimseye ihtiyacım yok! İhtiyacım olan tek şey genel merkez ile olan bağımın kopmaması” diye düşünebilir.
Serde gazetecilik olmasa bunları asla yazmazdım!
İnşallah CHP Genel Merkezi bu satırları okumaz, okusa da dikkate almaz!
Umarım Foça’daki hatalar silsilesi devam eder ve ben de oy tercihini karşı mahalleden yana kullanan biri olarak bu durumdan memnuniyet duyarım. Ancak asıl umudum, CHP’nin bu hatadan ders çıkararak, gelecekte liyakat ve halkın sesine kulak veren adaylar belirlemesi yönündedir.
Not: Turistik ve garnizon şehri olmasından dolayı Foça, 81 vilayetten sürekli ziyaretçi ağırlayan, adeta Türkiye’nin vitrini niteliğinde bir ilçedir. Foça küçüktür ama etkisi büyüktür.
HASAN ESER
YORUMLAR