HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Reis arkandayız, yola devam siyaseti

13 Nisan 2019 - 21:12

AK Parti'nin Osmanlı'yı örnek aldığını öne sürenlere katılmıyorum. 

Çünkü Osmanlı zafer kaybeden komutanlarına gereğini yapar bir yönetim anlayışına sahipti. 

Osmanlı'da zafer kaybetmek, kelleyi kaybetmek demekti. 

AK Parti, Osmanlı'nın idare tarzını benimsemiş olsaydı, seçim kaybeden il ve ilçe başkanları şimdiye kadar görevde kalabilir miydi? 

Misal, Cumhur İttifakı'nın çok büyük avantajla seçime girdiği Foça'da görev yapan AK Parti İlçe Başkanı İrfan Çalışkan hala o koltukta oturabilir miydi?

Gerçi 2014 yerel seçimlerinde AK Parti'yi Foça'da 4'üncü parti yapan ve tek bir belediye meclis üyesi bile çıkaramayan dönemin İlçe Başkanı Kadir Özgirgin, partisine yaşattığı hezimete rağmen daha yıllarca o koltukta oturtulup sonra da İzmir İl Başkan Yardımcılığı göreviyle mükafatlandırıldıktan sonra, İrfan Bey'in görevden alınmasını beklemek biraz fazla iyimserlik olur. 

Bu arada, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül'ün de görevinden istifa ettiğini öğrendik.

Ne yalan söyleyeyim üzüldüm, halbuki milletin bekası için ne de güzel çalışıyordu. 

Şimdi biraz geriye gidelim. 

Aydın Şengül, 2009 yerel seçimleri döneminde de AK Parti İzmir İl Başkanlığı görevindeydi. 

O dönem Aydın Şengül'ün liderliğinde 30 ilçenin 29'unu CHP'ye kaptıran AK Parti, iktidarda olduğu Aliağa gibi prestij belediyelerini de kaybetmişti. 

Peki ya sonuç?

Sayın Aydın Şengül önce İzmir  milletvekili sonra da İzmir İl Başkanlığı görevine getirilerek mükafatlandırıldı. 

Neyse, biraz istirahat ettikten sonra  eminim aynı göreve ilerleyen zamanlarda yeniden getirilecektir. Hem de kurtarıcı olarak...

Vallaha bizim Foça için de böylesi daha hayırlı olur. 

Sayın Aydın Şengül, 1989'dan bugüne her seçimde Foça Belediye Başkanlığı'na talip olan ve aday olduğu her seçimi kaybeden emektar siyasetçiyi Foça'mıza tekrar tekrar aday göstermekte ısrarcı bir isimdir. 

Umarım, 2024'te de yine İzmir İl Başkanlığı koltuğunda oturuyor olur; böylelikle de malum siyasetçinin bir kez daha önü açılır.

Hem malum siyasetçinin kendi ifadesiyle, Foça'da başka adam mı var?

Bu noktada, başarısız olan il ve ilçe başkanlarının akibeti ne olur, bilemeyiz!

Ancak... AK Parti, kurucu ayarlarına dönmediği sürece kaybetmeye mahkumdur. 

Kurucu ayarlardan kastım Refah Partisi dönemindeki gibi, aidiyet duygusu taşıyan teşkilat ruhunu yeniden yakalamak... 

Aslında 2017 yılının Ağustos ayında, Giresun AK Parti İl Danışma Meclisi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan 'metal yorgunluğu' açıklamasıyla, partisi adına son derece önemli bir durum tespiti yapmıştı. 

Evet, teşhis doğruydu ama tedavi yanlış oldu sanırım? 

Hadi İzmir'in bahanesi hazır!

Buradaki başarısızlığı, "İzmir CHP'nin kalesi..." kolaycılığına sığınarak açıklamak mümkün!

Peki ya İstanbul, Ankara, Antalya gibi kaybedilen şehirler nasıl açıklanacak?

Seçim kaybeden teşkilatlar da CHP'liler gibi ekonomik gelişmelere mi işaret edecek?

Bahane biter mi? 

Nasıl olsa  koskoca partiyi tek başına sırtlayan Recep Tayyip Erdoğan gibi muktedir bir lider var başlarında. 

O zaman çalışıyormuş gibi yapıp maçı idare etmek varken, ne gerek var kapı kapı gezmeye?..

Günümüz AK Parti'lileri, Recep Tayyip Erdoğan'ın 1994'te İstanbul'u nasıl bir ekip ruhuyla kazandığına vakıf olsalar; siyasetin sosyal medyada görüntü vermekten ibaret olmadığının bilincinde olurlar. 

Zira siyaset sosyal medyayla olsaydı, bugün Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Muharrem İnce'nin oturması gerekmez miydi?

ASLOLAN GÖNÜLLERE GİRMEKTİR 
İktidarın kuş tüyü yastıkları üzerine oturup "Foça'nın geleceği için CHP'li Belediye ile uyum içinde çalışıyoruz" sözünün arkasına sığınmakla, AK Parti ne Foça'da ne de başka bir yerde hiç kimsenin gönlüne giremez!

AK Parti, iktidar olamadığı her yerde muahalefet görevini hakkıyla  yerine getirmelidir. 

Hatta Cumhur İttifakı'nın ortağı olan MHP'nin iktidar olduğu yerlerde bile muhalefet mekanizmasını çalıştırmalıdır. 

Nitekim AK Parti tek başınayken kazandığı belediyeleri, 31 Mart'ta MHP'yle birlikte kaybetmedi mi? Bu da ayrı bir tartışma konusudur. 

Son olarak...

CHP'nin önceden iktidar olduğu şehirlerde, belediye başkanlığı görevine ilk defa seçilen yeni belediye başkanları daha ilk günlerden fırtınalar estiriyor. 

Mesela, Bayraklı'da CHP'li Hasan Karabağ'ın  yerine aday gösterilen ve seçilen Bayraklı'nın yeni Belediye Başkanı Serdar Sandal, belediyede kapıların sökülmesi, lüzumsuzca kullanılan makam arabası saltanatına son verilmesi ve daha düne kadar Niagara Şelalesi gibi akıtılan israf musluklarının kapatılması gibi  ayakta alkışlanacak atılımlara imza atıyor. 

Tabii önemli olan bu tür eğilimleri sürdürülebilir kılabilmek...

Ancak benim asıl dikkatimi çeken husus başka! 

Düşünün, sosyal demokrat-halkçı geçinen bir belediyede bilmediğimiz bu kadar çok olumsuzluklar var iken...

Bu ve bunlara benzer olumsuzlukları sürekli gündeme getirmekle mükellef olanların,  yani AK Parti'yi Bayraklı'da temsil edenlerin CHP'nin buradaki olumsuzluklarını cümle aleme duyurması gerekmez miydi? 

Benzer durum Foça için de geçerlidir.

CHP'nin çiçeği burnunda Belediye Başkanı Fatih Gürbüz,  Foça Belediyesi'nde ATM (Ay başında toplar maaşını) memurluğuna son verdi. 

Peki siz, AK Parti'yi Foça'da temsil edenlerin ağzından bu yönde hiçbir eleştiri duydunuz mu bugüne kadar?

Özçekim yapıp altına da 'Reis arkandayız, durmak yok yola devam' yazıp sosyal medyada paylaşmak varken, ne gerek var kıran kırana siyaset yapmaya, öyle değil mi? 

YORUMLAR

  • 0 Yorum