Türkiye’de gündemi değiştirmek çok kolay.
Biri kuyuya bir taş atıyor; ülke topyekûn peşinden gidiyor. Çıkarabilene aşk olsun!
Oysa asıl marifet gündemi değiştirmek değil, gündemi kontrol edebilmektir.
Misal, genelde gündemi belirlemek yerine gündemin peşine takılmayı tercih eden ve bu alışkanlığından bir türlü vazgeçmeyen CHP lideri Kılıçdaroğlu da gündemi kontrol edemeyen siyasetçilerin başında geliyor.
Malumunuz! Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan, CHP'li bir siyasetçinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü iddia eden bir yazı(!) kaleme alarak son günlerde ülke gündemini belirleyen isim oldu.
Rahmi Turan’ın iddialarına mal bulmuş mağribi gibi sarılan Kılıçdaroğlu da yine başkalarının tayin ettiği gündemin peşine takıldı.
Önce konuyla ilgili kronolojik bir derleme yapalım:
Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan “Saray’da Erdoğan ile görüşen CHP’li” yazısını kaleme aldı.
Turan'ın "Saray'a çıkan CHP'li" yazısını yorumlayan Kılıçdaroğlu, "(…) Ben şaşırmadım efendim. Okuduğumda 'doğrudur' dedim. İsim vermek istemiyorum (…)” açıklamasını yaptı.
Yetmedi! “Erdoğan, CHP'yi dağıtmak için elinden geleni yapıyor…” sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldı Kılıçdaroğlu.
Kılıçdaroğlu’nu ispata davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Eğer yiğitsen ben cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum, sen genel başkanlığını ortaya koyabiliyor musun?" diye meydan okudu İzmir’den.
Bu arada tepkiler çığ gibi büyüdü.
‘Erdoğan ile görüşen CHP'li kim?' tartışmasını başlatan Rahmi Turan, o ismin Muharrem İnce olduğunu iddia etti.
CHP’nin eski Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce de “Kanıtlasınlar kendimi Taksim'de yakarım” şeklinde son derece net bir açıklama yaptı. Bugün de bir basın toplantısı düzenleyen Muharrem İnce, konuya ilişkin açıklamasında, adeta taşı gediğine koyan ifadeler kullandı.
Sonuç olarak…
Son derece çirkin bir iftiraya maruz kalan Recep Tayyip Erdoğan ile Muharrem İnce, o mesnetsiz iddialara pabuç bırakmadı. Bu hadise her iki ismi de toplum nezdinde daha da güçlendirdi.
Nitekim, “Külliye’ye giden CHP'li” iddiasını ortaya atan Rahmi Turan da kaynağının kendisini yanılttığı itirafında bulundu. Pişman olduğunu söyledi.
Gelişmeler bu yönde seyir ederken, yani Erdoğan ile İnce son noktayı koyarken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da “Sen ister cumhurbaşkanlığını koy ister koyma, seninle her yerde her ortamda tartışmaya hazırım. Sayın Erdoğan’a bir daha çağrı yapıyorum. Olur ya benim dediğim, bağımsız haber yapan televizyonlara gelmezsin. Ben senin istediğin televizyona gelmeye hazırım” şeklinde alakaya maydonoz kabilinden ifadeler kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, illa biriyle televizyona çıkmak istiyorsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile değil, CHP Kurultayı öncesinde Muharrem İnce’yle çıksın. Ve bugünlerde çok daha önemli konuları konuşmamız gerekirken, günlerdir ülke gündemini gereksiz yere meşgul eden dedikoduların kaynağını ve amacını tartışsın. Ne dersiniz, öylesi herkes için daha faydalı olmaz mı?
Gelelim Foça’ya…
Peşinen söyleyeyim, benim kaynağım Rahmi Turan’ın kaynağı gibi bir 3’üncü şahıs değil, bizatihi olayın kahramanlarından öğrendiklerimi aktaracağım sizlere.
Başlayalım.
Borç batağında olduğu iddia edilen Foça Belediyesi yaklaşık 3 milyonluk bir kredi için başvuruda bulunuyor.
Fakat o da ne! Kredi için İller Bankası’nın garantörlüğü isteniyor. Yani, Foça Belediyesi’ne İller Bankası’nın kefil olması gerekiyor.
Derhal Cumhur İttifakı’nın Foça Belediye Meclis Üyesi devreye giriyor. Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz’ün görevlendirmesiyle, yerel seçimlerde CHP’den Foça Belediye Başkan Aday Adayı olan bir isim, AK Partili Meclis Üyesiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin yolunu tutuyor.
Külliye’de CHP’li Foça Belediyesi adına Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından biriyle görüşen Foça heyeti, bahse konu kredinin kolaylaştırılması için rica-minnette bulunuyor.
Hatta bu konu Foça’da duyulunca, Foça Belediyesi’ne yardımcı olan AK Partili Foça Belediye Meclis Üyesi de kendi cenahından büyük tepki çekiyor.
Meclis Üyesi, “Niçin yardımcı oluyorsun, üzerine vazife mi?” eleştirilerine sosyal medyadan şöyle yanıt veriyor: “Foça Belediyesi’nde çalışanların maaşlarını siz mi ödeyeceksiniz? İnsanlar evine ekmek götürmesinler mi?”
Bu söylemden anlaşılıyor ki, Foça Belediyesi’nin borç batağında olmakla birlikte personeline maaş ödemeyecek duruma geldiği söylentileri asılsız değil.
Öncelikle sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için söylemedik söz bırakmayanların maaş alamama ihtimalini kendine dert edinen AK Partili Foça Belediye Meclis Üyesini yürekten kutladığımı belirtmek isterim.
Öte yandan… Ben, Foça Belediyesi’nin borç batağında olduğu ve önceki Belediye Başkanı Gökhan Demirağ’ın mevcut Başkan Fatih Gürbüz’e “enkaz” bıraktığı iddialarına pek itibar etmiyorum.
Neden?
Çünkü Foça Belediyesi iddia edildiği gerçekten ekonomik krizde olsaydı, yerel seçimden buyana onlarca insan belediyede işe girebilir miydi?
Bir personelin Foça Belediyesi’ne olan maliyetinin ortalama 5 Bin TL olduğunu kabul ediyor ve işe alınan personel sayısını 5 bin rakamıyla ay/yıl üzerinden çarpıyorum. Ancak karşılaştığım sonuçla, Gökhan Demirağ’ın “enkaz bıraktığı” tezini bir türlü bağdaştıramıyorum.
Düşünün, maaş ödeyemeyecek durumda olan bir belediye, hem de önceki dönemden son derece şişkin bir kadroya sahipken durduk yerde niçin o kadar insanı işe alsın ki?
Evet, “O zaman neden 3 kuruş kredi için Beştepe yolları aşındırılıyor?” diye sorduğunuzu da şimdiden duyar gibiyim.
Ama bu soruyu bana değil, konunun muhataplarına sormalısınız!
Hatta şunları da sorabilirsiniz:
-Gökhan Demirağ döneminden kalan borç tam olarak ne kadar?
-Foça Belediyesi’nin gelirleri giderlerini karşılamaya yetiyor mu?
-Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne yapılan ziyaretten CHP Foça İlçe Başkanı Baran Gezmiş Yıldırım’ın, İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun haberi/bilgisi var mıdır?
-Bahse konu kredinin akıbeti nedir?
-Kredi alındığı takdirde bahse konu miktar ile Foça’ya nasıl bir yatırım yapmayı düşünüyorsunuz?
-Kredi için size Cumhurbaşkanlığı Külliyesi kapılarını açtıran Foça Belediyesi Meclis Üyesini bir teşekkür plaketiyle onurlandırmayı düşünüyor musunuz?
-CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ya da Ekrem İmamoğlu, Tunç Soyer gibi CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanlarından herhangi birinin, “AK Parti hükümeti belediyeler arasında ayrımcılık yapıyor” diye olası bir açıklama yapması halinde, CHP Foça Belediyesi olarak “Hoop orada durun bakalım…” diyebilecek misiniz?
Son olarak...
Başlığa fena halde takıldığınızı tahmin edebiliyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evidir. Kapıları da her zaman millete açıktır.
Demem o ki, CHP'li Foça Belediyesi'ni temsilen MİLLETİN EVİNE giden kişiyi eleştiri konusu yapmak abesle iştigalden öte değildir.
Ha! "Bu bizim kırmızı çizgimiz" mi diyorsunuz?
O vakit ben de diyorum ki, kimin gittiğine takılmak yerine, kimin gönderdiğine bakmalısınız!
YORUMLAR