HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Siz Motorları da Maviliklere Sürüyordunuz Değil mi?

14 Şubat 2017 - 00:29

Hasan ESER / 14 Şubat 2017 - Geçen hafta sonu Karşıyaka İZBAN durağında arkadaşımı beklerken…

Birkaç genç enstrümanlarını çalıp şarkı söylüyorlardı.

Haliyle biraz kulak kabarttım.

Selda Bağcan’ın Uğur Mumcu için yazdığı ‘Uğurlar Olsun’ şarkısının sözlerini  ‘Hayırlar Olsun’ şeklinde söylediklerini işittim.

Biraz yaklaşınca, gençlerin zikir çeken müritler gibi adeta kendilerinden geçtiğini gördüm.  

Yanlarında mutlu azınlığa mensup olduğunu düşündüğüm birkaç emekli amca ve teyzeler de vardı.

Onlar gençlerin şarkısına alkışlarıyla eşlik ediyor,  ‘Tayyip gidecek dertler bitecek’ diye de slogan atıyorlardı.  

Anlayacağınız evlere şenlik bir manzara vardı Karşıyaka’da.

Bir süre nasıl da keyifle izledim kendilerini.

Keyiflendiğimi fark etmiş olsalar gerek ki, “Referandumda ‘Hayır’ diyoruz değil mi, efendim” diye sordular bana.

Yoo ben yetmez ama evet diyenlerdenim’ deyince bozuldular haliyle…

Ee tabii anladılar aslında neye tebessüm ettiğimi, aralarından ‘gerici galiba’ diyerek,  şahsıma derhal yaftayı vuranlar da oldu.

Uzatmayalım…

Yüz göz olup polemiğe girmek istemediğim için ‘başarılar’ dileyerek, ayrıldım oradan-ki beklediğim özel insan gelmişti o sırada-

Ancak orada söyleyemediğim sözler içime dert oldu. Bu sözlerimi satırlara dökmeseydim çatlardım herhalde.

Yahu bu işler şarkıyla türküyle olsaydı,  40 yıldır Edip ağabeyin söylediği (Akbayram)  ‘Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar’  şarkısını cümle aleme dinleten CHP şimdiye çoktan iktidar olurdu.

Olmaz cancağızım olmaz!  Bu işler şarkı ile türkü ile olmaz! 1970 model sloganlarız ile hiç olmaz!

Velev ki olduğunu kabul edelim.

Ama siz bu propagandanızı CHP’ye yüzde 85 oy çıkardığınız Karşıyaka’da niye yapıyorsunuz ki?

Alın benden size kapı gibi teminat: Karşıyaka’da ‘Hayır’ sandıktan yine tulum çıkacaktır.

Bunun içindir ki, reklam kokan hareketleri bir kenara bırakmalı ve halka inmelisiniz.

Cahil, makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam şeklinde yakıştırmalar yaptığınız ve  ‘Onun oyu benim oyumla bir olamaz’ diye tepki gösterdiğiniz insanların ayağına gitmelisiniz.  

Siyasal eşitliğin demokrasinin temel ilkelerinden biri olduğunun bilincinde olmalısınız.

Hakaret ederek, dışlayarak ve kendinizi toplumdan soyutlayarak hiçbir yere varamazsınız.

Böyle türküler-şarkılar söyleyerek en fazla yüreğinizi soğutursunuz.

Bizim Foça’da kendilerini -Cumhuriyet Kadınları- olarak tanımlayan teyzeler de Foça’dan otobüs tutup (Parasını kim veriyordu? Bilmiyoruz!)  Atatürk'ün İzmir'i seyrettiği ve kahve içtiği Belkahve sırtlarına gidiyorlardı.

Kendilerince geçmize özlem duymak, o anı yaşamak ruhlarını hafifletiyor,  Anadolu’nun defaatle iktidara getirdiği AKP’nin negatif enerjisinden de böylece arınmış oluyorlardı.

Vallahi gıpta ettim iyi mi, kızlar bir daha gittiğinizde beni de çağırın, hem ben çok iyi kahve falı bakarım, şıp diye söylerim size referandum sandığından ne sonuç çıkacağını!

Ayrıca toplu halde fotoğrafınızı çeker gazeteye de basarım. Altına da şöyle yazarım: Cumhuriyet kadınları Atamızın izinde…

Öyle ya özünde toplumun ortak değerleri olan Vatan, Cumhuriyet ve Atatürk gibi faziletler bir tek sizin tekelinizde.

Çünkü size göre…

15 Temmuz kanlı darbe girişiminde; vatanı işgale kalkışan teröristlerin kurşunlarına vücutlarını siper eden, tankların önüne yatan ve dış mihrakların maşası olan haydutları geri püskürtenler sahiplendiğiniz o kadim değerlere sahip değil, öyle değil mi?

Kusura bakmayın ama Anadolu halkının Atatürkçülük anlayışında ‘Atamız da içerdi’ diyerek kadeh parlatırken, rakı sofralarında vatan kurtarmak yok!

Milli mücadelede ve 15 Temmuz da olduğu gibi, iş başa düştüğünde Anadolu halkı gereğini yapar.

Bir gün AK Parti iktidarı da hata yaparsa; daha önce hata yapanların gözünün yaşına bakmadığı gibi onun da icabına bakar.

Yani ben bıktım artık sizin bu korku çerçevesine oturttuğunuz propagandalarınızdan.

-Cumhuriyet’i kurtarmak istiyorsanız Aziz Kocaoğlu’na oy vermelisiniz! (Vatanın akıbeti Aziz Bey’in eline kaldıysa…)  

-CHP’ye oy vermezseniz şeriat gelecek, İran gibi olacağız. (Yani 15 yıldır bir olamadık gitti)

-Evet derseniz vatan elden gidecek, tek adamlık gelecek! (Nasıl yani CHP’nin içindeki tek adamlık gibi mi olacak?)

Bu sözleri özellikle de 15 Temmuz gecesi darbe girişimini alkışlayan bazı kişilerden duymak beni ifrit ediyor.

Toparlamak gerekirse…

İşin latifesi bir yana, referandumda tercihini  ‘Evet’ten yana kullanacak bir vatandaş olarak, ‘Hayır’ diyecek olanlara da saygı duyuyorum. Ancak, demokrasi gereği aynı nezaketi karşıt görüşte olan insanlardan da bekliyorum.

Öyle ki, sadece referandumda ‘evet’ diyeceğimi söylediğim için ‘gerici’ şeklinde hakaretlere maruz kalmak istemiyorum.

Biliyorum,  ‘Ordu göreve’ şeklinde pankartlar açmaya,  krizlerden, kaoslardan, vesayetlerden güç almaya alışkınsınız. Ama yapacak bir şey yok!

Çünkü 2002’de yönetime el koyan HALK, 16 Nisan 2017 tarihinde de ‘EVET’ diyerek, iktidarını Türk tipi Başkanlık sistemiyle taçlandıracaktır.

Yineliyorum! Karşı mısınız? En doğal demokratik hakkınızdır –ki sandıktan HAYIR çıkarırsanız buna saygı duyarım-

Bu noktada naçizane tavsiyeleri şöyle sıralayabilirim:

Sosyal medya üzerinden algı siyaseti yapmaktan vazgeçmelisiniz.

Şarkılardan-türkülerden medet ummamalısınız.

İnsanları sınıflandırmaya bir son vermelisiniz.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da dediği gibi rakı masalarından kalkmalısınız.

Sıkmadık el, çalmadık kapı bırakmamalısınız.

Toplumun niçin HAYIR demesi gerektiğini içi dolu söylemler üzerinden aktarmalı ve insanları ikna etmelisiniz. Mesela çalışmalarınıza CHP’li Belediyelerin seçimden seçime hatırladığı varoşlardan başlayabilirsiniz.

Aaaa  ‘sana ne bizden, sana mı soracağız?’ dediğinizi şimdiden duyar gibiyim. Ne diyeyim o zaman size uğurlar olsun.

YORUMLAR

  • 0 Yorum