HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Zübüklerden kurtulmanın birinci çaresi

13 Aralık 2017 - 16:54

Soruşturulan belediye başkanı AK Partili ise 'yargısız infaz' edilmek kaçınılmaz olur.  

“Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, hiç kimse suçlu sayılamaz!" kuralı yok sayılır. 

"Vurun abalıya" misali taşlanır. 

Örnek mi?

2009 yerel seçimleri öncesinde...

İzmir büyükşehir belediye başkan adaylığı için adı geçen/hazırlanan: Cemil Şeboy. 

İBB adaylığına talip olduğunu ilk defa bu fakire verdiği özel röportajda açıkladığı için süreci iyi hatırlıyorum. 

Buca belediye başkanlığı görevinde, birbirinden başarılı üç dönemi geride bırakan Cemil Şeboy'un ismi kamuoyu araştırmalarında önde çıkıyordu. 

Cemil Şeboy'un AK Parti'nin muhafazakar tabanından gelmiyor olması, modern aile yapısı ve entellektüel birikimi İzmir'in ideolojik yapısıyla homojenlik gösteriyordu.

Demem o ki, Cemil Şeboy'un  AK Parti için en doğru isim olmasıyla  birlikte CHP'nin sözde kalesi İzmir'i kazanamasa da sallaması muhtemeldi. 

Bu bağlamda  tüm oklar Cemil Şeboy'u işaret ederken...

Birdenbire gizli bir el derhal devreye girdi. 

Ve Buca Belediyesine düzenlenen sürpriz bir operasyonla Cemil Şeboy gözaltına alındı.

(Söz konusu operasyonda Fethullahçı Terör Örgütü'nün parmağı olup-olmadığı  mutlaka araştırılmalıdır.)

Ne var ki, Cemil Şeboy kısa bir süre sonra serbest bırakılmıştı. 

Zira istenilen olmuştu, Buca Belediyesine yapılan operasyonla birlikte sosyal medya üzerinden başlatılan kara propaganda amacına ulaşmış ve bu sayede Şeboy'un önü kesilmişti.  

Birileri bıyık altından tebessüm ederek bokunda boncuk bulmuş gibi seviniyordu.

Sonrası malumunuz; İzmir'de Taha Aksoy'u 2. kez aday göstermek zorunda kalan AK Parti, İzmir'i kazanamadığı gibi; başta Aliağa olmak üzere elindeki ilçe belediyelerini de kaybetmişti. 

Hal böyleyken... 

Dönemin AK Partili Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy'a operasyon çekildiğinde sevinç çığlığı atanlara şimdilerde bakıyorum da...

Görevden uzaklaştırılan Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi için karalar bağlıyorlar. 

Bu noktada... 

Ataşehir'le ilgili yorum yapmanın doğru olmayacağı inancıyla bu konuyu şöyle noktalayalım: Siz siz olun mutluğunuzu başkalarının felaketi üzerine inşa etmeyin!. 

YAPANIN YANINA KAR KALMASIN!..

Sosyal medyada yıllardır aynı terane...

Olumsuzluğa muhatap olan belediye başkanı AK Partili ise yargılamaya bile gerek yoktur-ki onların nezdinde katli vaciptir-

Ha! Kişi eğer başka bir partiye mensup ise mazlumdur, mutlaka sahip çıkılmalıdır. 

Peki ya ortada suç teşkil eden somut belgeler varsa?

Cevap hazır: "Belgesi mi olur-muş?"

Velhasıl herkes işine geldiği gibi konuşuyor. 

Hemen herkesin bahanesi/kulpu hazır. 

Bir Allah'ın kulu da çıkıp "Hangi partiden olursa olsun, yapanın yanına kar kalmasın!" demiyor, diyemiyor. 

ZÜBÜK
Aziz Nesin'in unutulmaz eserinden bir sinema klasiğine dönüştürülen 'Zübük' filminde şöyle bir replik var: "Aslında hepimiz birer zübüğüz. Zübük olmaya zorlanmışız. Zübüklerden kurtulmanın birinci çaresi önce kendimize bakmak, kendi zübüklüğümüzden kurtulmaya çalışmaktır."

KRALDAN FAZLA KRALCILIK... 
Herhangi bir belediye başkanı hukuksal veya siyasi bir olumsuzluğa muhatap olunca...

Etrafını gözlerseniz, feryat figan ederek adeta kendini paralayanlara ve özellikle sosyal medya üzerinden isyan edenlere rastlayabilirsiniz. 

Çünkü belediyeler, üretmeden ve yorulmadan para kazanmayı alışkanlık haline getirenlerin tek geçim kapısı olmuş. 

Öyle ki, mezkur kişiler için belediye başkanları velinimettir.

Nitekim ucu belediye başkanına dokunan olumsuz her gelişme, geçimini belediyelerden sağlayanlara da dokunur. 

Evet, bu tipler kraldan fazla kralcıdırlar. 

Dolayısıyla bazen avukatlığa, bazen de fedailiğe soyunurlar. 

Ancak... 

Yerel seçimlerde "Vatan elden gidiyor", "Cumhuriyeti kurtarmalıyız", "Atatürk'ün mirasına sahip çıkmalıyız"  gibi sloganlar üzerinden kapı kapı gezerek propaganda yapanları izlerseniz... 

Yerel seçimlerde kızılca kıyamet koparanların  genel seçimlerde ise tam aksine kıllarını dahi kıpırdatmadıklarını görebilirsiniz. 

Ve bu tiplerin, acaba asıl üzerine titredikleri cumhuriyet değil de, kişisel/ailesel çıkarları mıdır diye düşünebilirsiniz.  

BİZİM BELDENİN BELEDİYE BAŞKANI DA...
Ünlü komedyen Cem Yılmaz, bir stand up gösterisinde, CIA'nın Türkiye'deki tüm sosyal medya hesaplarını takip ettiği yönünde yapılan geyiklere işaret ederek şöyle demişti: "...CIA senin boklu hesabını ne yapsın!” 

Kıssadan hisse...

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı İstanbul'da olağan üstü topluyor. 

Uluslararası arenada başat bir aktör konumunda yer alıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump'un hamlelerine karşı hamleyle cevap veriyor.

Amma velakin... 

Birileri sosyal medyaya şöyle yazıyor: "Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim beldenin belediye başkanını takibe almış, kesin Man Adası belgelerine misilleme yapacak" 

Yok! Şimdi Cem Yılmaz'ın sözüne atıfta bulunarak durum tespiti yapmak büyük saygısızlık olur. Bize yakışmaz!..

Biz en iyisi mi Şafak Sezer'e ait bir replikle noktalayalım yazımızı:  "Ah be kardeşim, ben nerdeyim, sen nerdesin!.."

YORUMLAR

  • 0 Yorum