Oğlu yürürken Nasrettin Hoca’yı eşeğin üzerinde görenler: “Çok yazık! Kendi rahatını düşünüyor. Küçücük çocuğu yürütüyor” diyerek ayıplamışlar Hoca’yı.
Eleştirilere kulak veren Hoca utanmış haliyle, derhal inerek oğlunu bindirmiş eşeğe.
Bu defa da Hoca’yı yürürken görenler, “Yazık, yaşlı başlı adam yürürken çocuk eşeğe binmiş” demekten geri durmamışlar.
Derken…
Eşeğe binmekten vazgeçen Hoca ve oğlu, başlamışlar eşeğin arkasında yürümeye…
Gelgelelim bu duruma da ilgisiz kalamamış ahali.
Ne deseler beğenirsiniz?
“Yahu bunların hiç mi aklı yok, eşek ne güne duruyor? Bu sıcak havada yürüyecekleri yerde eşeğe binseler ya… ”
Velhasılıkelam ne yaparsa yapsın kurtaramamış kendini eleştiri oklarına hedef olmaktan Hoca Nasrettin.
Nihayetinde ellerini havaya açan Hoca, şöyle haykırmış gökyüzüne: “Ey Allah'ım! İnsanların dilinden kurtulabilen var mı?”
Kıssadan hisse…
Eleştirenin niyeti, üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek ise yapacak çok da fazla bir şey yoktur!
Fakat bu noktada önem arz eden, eleştiri rüzgârını lehe çevirebilme mahareti olsa gerektir.
Gelelim asıl konuya...
Bilindiği üzere…
24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Genel Seçimler öncesinde…
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığından feragat etmiş ve önceden “CHP’nin neferi” olarak bildiğimiz, CHP’ye ne kadar bağlı olduğunu ise sonradan öğrendiğimiz Muharrem İnce’yi aday göstermişti.
Ve Kılıçdaroğlu aday olmayınca…
Vay sen misin Cumhurbaşkanlığına aday olmayan...
“Koskoca CHP'nin Genel Başkanı dururken, bir başkasını aday göstermek de neymiş…”
Cumhurbaşkanlığı adaylığı, ana muhalefet partisinin liderine yakışırmış…
Ayrıca AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik “Gücün yetiyorsa, yüreğin yetiyorsa seçimlerde çık karşımıza, aday ol…” şeklinde meydan okumalarını da hatırlıyorsunuz değil mi?
Hazır konu açılmışken…
Muhalif gibi görünen ama saman altından da iktidarın değirmenine su taşıyan bazı kurnazların “Kılıçdaroğlu kazanamaz!” algısı üzerinden kamuoyu oluşturma çabalarına ne demeliyiz? (Bayatlamış, ucuz ve klişe numaralar.)
Bu ne yaman çelişkidir böyle...
Bir zamanlar, Kılıçdaroğlu’nun aday olmamasını kendilerine dert edinenler, şimdilerde de aday olmasını dert ediniyorlar. Dert edinmeyle de kalmayıp “Aday olmaması gerekirdi” diye eleştiriyorlar.
El insaf, yahu! Kılıçdaroğlu aday olsa da eleştiriyorlar olmasa da eleştiriyorlar.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nu eleştirmeyi iş edinmişler kendilerine.
Bu arada, bozuk saatin bile günde iki defa da olsa doğruyu gösterdiği gerçeğinden hareketle düşünecek olursak… Evet, keşke 2018’de Muharrem İnce’yi aday göstermek yerine, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi aday olsaymış.
Şahsi kanaatimi söylüyorum: Muharrem İnce’nin adaylığı doğru gibi görünen bir yanlıştı.
Dünya görüşlerimiz taban tabana zıt olmasına rağmen Merhum Necmettin Erbakan’ın çok beğendiğim bir sözü vardı. Şöyle diyordu Merhum Erbakan: Yanlışın en tehlikelisi doğruya en yakın olanıdır.
Peki ya sevgili Tarkan ne diyordu bir şarkısında: “Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin, ya gel bana sahici sahici, ya da anca gidersin…”
Şaka bir yana...
2018’de en doğru adaymış gibi görünen Muharrem İnce de 2018 adaylığında maalesef kendisi gibi olamadı.
2018’in seçim kampanyası boyunca, kendisi gibi olmak yerine, sürekli Erdoğan’ın hitabet tarzını andıran bir Muharrem İnce vardı kürsülerde...
Netice hepimizin malumu…
Ne ki Kemal Kılıçdaroğlu’nu da sanki benzer bir çizgiye çekmeye çalışanlar var bugünlerde.
Evet, Kılıçdaroğlu eline mikrofonu alsın ve ağzına ne geliyorsa söylesin istiyorlar.
Daha çok beklerler! Çünkü Kılıçdaroğlu’nu Kılıçdaroğlu yapan naifliğidir, beyefendi kişiliğidir ve siyasete yeniden kazandırmak istediği hoşgörüdür.
Şuna çok eminim ki Kılıçdaroğlu’na oy vermesi muhtemel apolitik insanların, özellikle de z kuşağının, Kılıçdaroğlu’na oy verecek olmasının altında yatan sebeplerden biri de budur.
Çünkü insanlar artık bağırıp çağıran siyasetçiler tarafından yönetilmek istemiyorlar.
Neyse…
Geçmişi değiştirme şansımız yok ama geleceğimizi tayin etme şansımız var elbet.
İzmir - Bayraklı ilçe örgütünde Cumhuriyet Halk Partisi’ne 3 dönem üst üste yönetici olarak hizmet etme şerefine nail olmuş biri olarak söylüyorum:
Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını eleştirenler ne benim ne de bir başkasının umurunda...
Hem ne demiş eskiler: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."
Sayın Kılıçdaroğlu, çeyrek asırdır İzmir ile sınırlı kalan Cumhuriyet Halk Partisi’ni yeniden yerelde iktidar yapan bir liderdir.
Kılıçdaroğlu; Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul’a aday gösterdiğinde, “Adını ilk defa duyuyoruz, nereden çıktı şimdi İmamoğlu?” diyenler vardı. Sonuç: İstanbul’umuz çok uzun bir aradan sonra yeniden CHP’li oldu.
Kılıçdaroğlu; Mansur Yavaş’ı Ankara’ya aday gösterdiğinde, “CHP içinde birbirinden kıymetli bu kadar önemli isim varken, niçin ülkücü kökenli bir ismi aday gösteriyoruz ki…” diyenler de vardı.
Sonuç: Çok uzun bir aradan sonra başkentimiz Ankara da yeniden CHP’li oldu. Mansur Yavaş da 7’den 70’e tüm CHP’lilerin medar-ı iftiharı...
İnancım o ki, Cumhuriyet Halk Partisi’ni siyasi dehası ve ferasetiyle yerelde iktidara taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu, 2019’da elde edilen başarıyı, 14 Mayıs 2023’te kazanacağı tarihi zaferle de taçlandıracaktır.
Parlamentonun çoğunluğunu Millet İttifakı, Cumhurbaşkanlığını da Kemal Kılıçdaroğlu kazanacaktır.
Sayın Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz aylarda CHP’nin grup toplantısında yaptığı bir konuşmada şöyle bir çağrıda bulunmuştu: "Ya bana katılın ya da önümden çekilin!"
Kılıçdaroğlu’nun bu çağrısının anlamını şu anda çok daha iyi idrak edebiliyorum.
Makedonya Kralı Büyük İskender kendisine bir istediğinin olup olmadığını sorduğunda, "Gölge etme başka ihsan istemez" diye yanıt veren Antik Yunan filozofu misali….
Sayın Kılıçdaroğlu da aday olmasını eleştirenlere, "Gölge etmeyiniz başka ihsan istemez" dese haksız mı sayılır?
Son olarak, Kılıçdaroğlu’na “Yüreğin yetiyorsa aday ol…” diye meydan okuyana da İzmir’den selam olsun: İşte Aday İşte Kılıçdaroğlu, İşte Halep İşte Arşın!
Hep bir arada, sevgi dolu, mutlu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle, Ramazan Bayramınız kutlu olsun!
Necla Ketenci Eser
YORUMLAR