Ülkemiz ve bölgemizde 2019 yılı fırtına gibi geçti.
2020 yılına adım atmamıza sayılı günler ve saatler kalırken 2019 yılında ülke olarak çok şey yaşadık.
En önemlisi de yerel seçimlerdi.
Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara 25 yıllık iktidar değişikliğine sahne oldu.
Hele uzatmalı İstanbul seçimlerinden sonra siyaset dünyamız Ekrem İmamoğlu isimli yeni bir figür kazandı.
Elbette ekonomide dış politikada sıkıntılı günler yaşandı ama ülkemiz bunlara göğüs germesini bildi.
Bölgemizde neler oldu peki, Bakırçay bölgesi 2019 dada beklediği Çandarlı Limanına kazma vurulamadı ama Çandarlı Menemen arası Kuzey Ege Otoyolu tam da Cumhuriyet bayramının bittiği gün hizmete girdi.
Bu otoyol ile bölgemizde umutlar kuvvetlice tekrar yeşermeye başladı.
Enseyi karartmaya gerek yok! Ben, Bergama, Aliağa, Dikili ve Kınık’ın önümüzdeki yıllarda çok gelişip büyüyeceğine inananlardanım.
Bu büyümenin 2022 yılından sonra yani Çanakkale köprüsünün tamamlanmasına yakın bir süreçte Batı Anadolu Serbest Bölgesinin yatırıma başlayacağı, Bergama ve Dikili’nin hızla bir sanayi kentine dönüşeceğini öngörüyorum.
Bu dönüşümde Bergama- Aliağa- Kınık ve Dikili belediyelerine büyük yük ve pay düşmektedir.
Hep söyledim ve savundum yerel kalkınma olmadan ülke kalkınamaz dünyanın her yerinde bu iş böyledir.
İtalya'da da böyledir. Almanya ve Amerika'da da.
Bu ekonominin kuralıdır merkezi idarenin öncülük ettiği kalkınma modelleri artık 60 ve 70’lerde kalmıştır.
Belediyeler bu süreci nasıl yönetmelidir bir kere alt ve üst yapısı ile kentlerini hızla artacak, nüfuslarına göre uyarlamalı ona uygun yatırımlar yapmalıdır.
Akılcı imar planları ile doğal büyüme sınırları aşılmalıdır.
Kentin gençleri gelecek fabrikalarda kaliteli işler bulabilmesi için meslek okullarında eğitilmelidir.
Bu konuda Aliağa bir takım sıkıntıları aşmış olsa da Bergama’ya Kınık ve Dikili ilçelerinde faydalanabileceği bir modern ve çağdaş meslek lisesi mutlaka Bergama’ya yapılmalıdır.
Belediyeler kaynak yok bahanesinin arkasına sığınmamalıdır. Hele Bergama- Aliağa ve Kınık belediyelerinin buna hiç hakkı yoktur.
Üretecekleri projeler için gerek devletin kurumlarından gerekse iller bankalarından kredi bulmalıdırlar; borçlanmamaktan korkmamalıdırlar ve kentlerini 2022 ve daha ileriki yıllara hazırlamalıdırlar.
Unutmayalım ki belediyelerin de aktifinde kasadaki paralar değil, yaptığı hizmetler bir anlam taşır.
Hizmet olursa yatırımlar bir anlam kazanır, gelen beyaz yakalı- mavi yakalı burada ikametgâh eder ki bu da kentlerin ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan gelişimi de hızlanacaktır.
Rıdvan Karapehlivan / Bakırçay Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
YORUMLAR