Enerji alanında faaliyet gösteren ve 2016 yılının 14 Temmuz’unda Bergama’da üretim kararı alan LM WİND POWER, rüzgâr türbini sektöründe dünyanın en önde gelen tasarımcı ve üreticisi olan uluslararası bir firmadır.
İlk önce Danimarka menşeli olan şirket, Bergama fabrikasını açtıktan 2 yıl sonra elektrik devi ABD menşeli “General Electric” tarafından tüm dünyada faaliyet gösteren 15 fabrikası ile satın alındı.
Yatırım kararı aldıktan tam 11 ay sonra 2017 yılının Haziran ayında Bergama’da üretime başlayan firma kısa zamanda ek yatırımlar ile 850 çalışan sayısına çıkarak ülkemizin önemli (yabancı sermayeli) yatırımlarından biri olmayı başardı.
Fabrikanın yaklaşık 20 gün önce kapatma kararı alması aslında sürpriz olmadı.
Firma, son dönemde işçi sayısını 540 kişiye kadar düşürmüştü.
İş dünyasından edindiğimiz bilgilere göre…
Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon, hızla artan işçi ücretleri, üretimde kullanılan ithal girdilerin maliyeti, pandemi sonrası dünyada artan enflasyonun etkisi ve hızla yükselmesi ile firmanın dünyadaki rekabet şartlarını yitirdiği söyleniyor.
Şu anda 50 kişilik bir çekirdek kadro ile elinde kalan ufak tefek siparişleri bitirmeye çalışan firma, haziran ayı itibari ile tüm çalışanlarını çıkarmış olacak.
Sendika ile işçilerin tazminatları ve alacağı sosyal hakların görüşüldüğü söyleniyor.
Firma resmî açıklamasında; Türkiye’den çıkma kararının dünyada yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle enerji talebinin düşmesi ve siparişlerin azalması olduğunu bildirdi.
Yapılan kısa açıklama bu yönde idi ve onun dışında kapsamlı bir açıklama yapılmadı.
Fabrikanın Bergama’da kurulması için çok emeği geçen Bergama Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ahmet Telek’e göre herhangi bir kötü idare ve işçilerin yetersizliği söz konusu değil.
İşçilerin görevlerine başladıktan sonra sıkı bir meslek içi eğitime tabi tutulduğu, hatta bazılarının yurtdışındaki fabrikalar gönderildiğini söyleyen Ahmet Telek “Biz, Organize yönetimi olarak işsiz kalan 540 işçimizi öncelikli olarak Organizede açılan ve açılacak firmalarda mutlaka işe yerleştireceğiz, mağdur etmeyeceğiz” diyor.
Nihayetinde Bergama hem böyle prestijli bir yatırımı kaybetti hem de 540 kişi işsiz kaldı.
Bundan sonrası ne olur?
Ülkemizde yatırım iklimi umarım kaybolmaz!
Yabancı yatırımın mutlaka ülkemize çekilmesi lazım çünkü bizim hem “know how” hem de sermaye birikimi açısından çok da fazla gücümüz yok.
Ciddi bir cari açık ve işsizlik problemi yaşayan ülkemiz, şimdi de ciddi bir enflasyon altında eziliyor.
Bütçenin büyük bir kısmı yine artan enflasyon nedeni ile faiz ödemelerine gitmeye başlarken bu yılki bütçe açığının yıl sonunda yüzde 25 civarında olacağı söyleniyor.
Bu enflasyonun vatandaşımızı nasıl fakirleştirdiği de işin apayrı bir trajik boyutu…
Ekonomi yönetimi, 2027 yılına kadar uygulayacağı sıkı bir para ve maliye politikası ile enflasyonu düşürmeyi hedefliyor.
2024 ve 2025 yılının ekonomi açısından iyi geçmeyeceği ve 2026 yılının ortasında orta vadeli programın etkisini göstererek makroekonomik verilerin iyileşmeye başlayacağı söyleniyor.
Bergama’ya baktığımızda elbette bu yapılacak yatırımların belediye yönetimi ile bir ilgisi yok.
Yatırım kararı daha çok merkezi hükümetin uygulayacağı ekonomi politikası ile alakalı.
Görüştüğüm bazı sanayici ve yatırımcılar en büyük sıkıntının ülkede çok yavaş işleyen hukuk sistemi olduğunu ve yıllarca süren davalar nedeni ile yabancı yatırımcının gözünü korkuttuğunu söylüyor.
Bergama elbette OSB dışında Ticaret Bakanlığına bağlı olan bir serbest bölge ile de umutlanıyor.
162 fabrikanın kurulması hedeflenen serbest bölgede orta vadede 4 milyar dolar üretim hacmi ve 2 milyar dolar ihracat hedefleniyor.
Yeni fabrikaların gelmesi için anonim şirket statüsünde olan serbest bölge yönetimi yatırımcı çekmek için canla başla çalışıyor.
Umarız ülkemizde makroekonomik dengeler kısa zamanda yerine oturur ve bu sayede hem ülkemiz hem de kentimiz yatırımcı ile tekrar buluşmaya başlar.
RIDVAN KARAPEHLİVAN
YORUMLAR