Koronavirüsü, yaşam kalitemizi tek kelimeyle alt üst etti. Virüsten etkilenmeyen ülke, sektör, hizmet neredeyse kalmadı.
Ben bu yazıyı kaleme aldığın dakikalarda İtalya’da bir günde yaklaşık 800 kişi hayatını kaybetti. Güzel ülkemde de durum iç açıcı değil. Sayının artacağı endişesiyle ekranlardaki alt yazılara korkar halde bakar olduk…
Adeta kabus gibi insanlığın üzerine çöken koronavirüsün ekonomimize etkilerini en aza indirmek amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 100 milyar liralık ‘Ekonomik İstikrar Kalkan’ paketi açıklandı.
Paket, iş dünyası için moral kaynağı oldu diyebilirim. Maddelerin detayları incelendiğinde Kadın Girişimciler Kurulu üyesi olduğum TOBB’a iletilen çözüm önerileriyle örtüştüğünü görmek güzel. KOBİ’lerin kredi borçları ile birlikte birçok sektörde KDV ve SGK primlerinin ertelenmesinin, Kredi Garanti Fonu limitlerinin artırılmasının piyasada nakit akışını artıracağı aşikar. Bu açıdan, alınan kararları memnuniyetle karşılıyorum.
Ülkemizin bu süreci en az zararla atlatabilmesi için birlikte hareket edeceğimize, iktidarı, muhalefeti, devletin kurumları ve vatandaşımızın özverisiyle beraber
bu zorlu süreci başarıyla atlatacağımızdan şüphem yok.
Ancak…
Olumlu bulsam da ‘Ekonomik İstikrar Kalkan’ paketini yeterli bulmuyorum.
Açıklanan bu paket gelir kaybını giderecek şekilde genişletilmeli.
Özellikle geçici olarak hizmet dışında kalan on binlerce işletmenin ve o işletmelerde çalışanların gelir kaybı göz ardı edilmemeli.
Ne mi yapılabilir?
Salgınla mücadelede ihmale kurban giden İtalya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde kira, elektrik, su ve doğalgaz faturaları donduruldu. Aynı önlemler KOBİ’ler için de uygulanabilir. Bu süreçte kamu ve özel bankaların göstereceği fedakarlığın reel sektöre büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Ayrıca birçok sektörde işyerleri ve mağazalar kapandı. İşverenlere kapalı oldukları süre dikkate alınarak kira desteği sağlanabilir.
Ve ben ve ekip arkadaşlarımın dahil olduğu sağlık sektörü…
Gece-gündüz, 7/24, yaz-kış, afet, salgın, olağanüstü hal dinlemeden hizmet veren yeryüzü melekleri…
Onlar da bu zorlu süreçte devletin desteğinden mahrum kalmamalı. Destekse destek, teşvikse teşvik, erteleme ise erteleme, primse prim…
İşvereni ve çalışanıyla binlerce sağlık emekçisi sosyoekonomik koruma altına alınabilir.
Ücretsiz izne tabi tutulanlar olduğu gibi işini kaybetme korkusu yaşayanlar var. Henüz çalışanlarımız için bir düzenleme yok!
Ne mi yapılabilir?
Personele verilen izin senelik izinden sayılmayabilir.
Gelir kaybına uğrayan çalışanlar için İşsizlik Fonu etkin şekilde kullanılabilir.
Umuyorum açıklanan bu önlem paketi bir ilktir ve devamı gelecektir.
Küresel ya da bölgesel olsun, krizler geçicidir. Kalıcı hale gelmemesi için bunu doğru yönetmeliyiz.
Vefat eden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine baş sağlığı, hastalara acil şifalar diliyorum. Sağlık, ekonomi, eğitim, sosyal hangi alanda olursa olsun virüsün ülkemize verdiği zararı en aza indirgeyip sağlıklı günlere kavuşacağımıza inanıyorum.
Ekonomimizin en büyük motivasyon kaynağı millet devlet işbirliğini elden bırakmayalım.
Birlikte yürümeye hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var…
Şafak Sol
YORUMLAR