Sabri Ülker Vakfı’ndan kalp sağlığını korumak için öneriler
Yüksek oranlarda ölüme yol açabilen kalp ve damar hastalıkları önlenebilir hastalıkların başında geliyor. Özellikle obezite, diyabet, hipertansiyon ve sigara kullanımının tetiklediği kalp ve damar hastalıklarına yakalanmamak için sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite büyük bir önem taşıyor. Sabri Ülker Vakfı Uzmanları, her yıl 11-17 Nisan tarihleri arasında kutlanan Dünya Kalp Haftası kapsamında kalp sağlığını korumak için sağlıklı yaşam önerilerine dikkat çekiyor.T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Türkiye Kalp ve Damar Hastalıkları Önleme ve Kontrol 2021-2026 Programı, kalp ve damar hastalıklarının dünya genelinde en sık ölüme yol açan hastalıklarda ilk sıralarda olduğunu gösteriyor. Birçok hastalığı kapsayan kardiyovasküler hastalıklar, fiziksel aktivitenin az olması, obeziteye neden olan beslenme tarzı, diyabet, hipertansiyon, dislipidemi gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkıyor. Değiştirilebilir risk faktörlerinin azaltılmasıyla kardiyovasküler hastalıkların önüne geçilebileceğini belirten Sabri Ülker Vakfı Uzmanları, kalp hastalığına ilişkin doğru bilinen yanlışları ve hastalığın önüne geçmek için yapılması gerekenleri anlattı.
Kalp hastalığıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar
Balık yağı takviyesi almak kalp hastalığını önlemeye yardımcı olabilir.
1980'li yıllarda gündeme gelmeye başlayan omega-3 balık yağı takviyeleri bugün en popüler besin takviyeleri arasında yer alıyor. Yağlı balıkların, inflamasyonu hafifletmek ve kan pıhtılaşmasını önlemek gibi kalp ve damar sistemine fayda sağlayabilecek biyolojik etkilere sahip olan omega-3 yağ asitlerinin EPA ve DHA açısından zengin olduğu biliniyor.
Ancak, son yirmi yılda omega-3 takviyelerini plaseboyla karşılaştıran çok sayıda araştırmada bu takviyelerin sağlıklı bireylerde kalp krizi veya buna bağlı sorunları önlemeye yardımcı olabileceğine dair net bir bilimsel kanıt sunmuyor.
65 yaş üzerinde kan basıncının yüksek olması normaldir.
İnsanlar yaşlandıkça atardamar duvarları sertleşir ve kalp daha fazla kan pompalamaya zorlanır. Bu nedenle, bazı doktorlar 65 yaş ve üzerindeki bireylerde sistolik kan basıncının (okumadaki en yüksek sayı) 150'ye kadar çıkabileceğini belirtiyor.
Ancak, mevcut kılavuzlar yetişkinlerde sistolik ölçümün 130 veya daha düşük olmasını hedeflemelerini tavsiye ediyor. Bu nedenle, kaç yaşında olunursa olunsun, kan basıncının 130/80'in altında tutulması gerekiyor.
Yalnızca kadınlarda alışılmadık kalp krizi belirtileri görülür.
Yaklaşık 20 yıl önce Amerikan Kalp Derneği, kadınlarda kalp hastalığı konusunda farkındalık yaratmaya yardımcı olmak amacıyla bir kampanya başlattı. Kalp krizi belirtilerinin tanınmasına yönelik bulantı veya kusma, baş dönmesi ve çene ağrısı gibi daha az görülen bazı belirtilerin altını çizdi. Bazı araştırmalar, kadınların bu belirtileri yaşama olasılığının erkeklere göre daha yüksek olduğunu öne sürdü. Ancak farklılıklar o kadar da fazla değil ve erkeklerde de daha az da olsa tipik belirtiler ortaya çıkabilir. Bu sebeple tüm belirtilerin farkında olmak önem teşkil ediyor.
3 Adımda Kalp Sağlığı
Sofranızda sağlıklı yağlar ve balığa yer açınız.
Kalp sağlığı için beslenmede tekli doymamış yağlar (Zeytin, fındık, yer fıstığı, ceviz, avokado yağı vb.) ve çoklu doymamış (omega-3 ve omega-6) yağlara öncelik vermek gerekiyor. Ara öğünlerinizde badem, fındık ve ceviz gibi kuruyemişler tüketerek bu besinlerin içerdiği sağlıklı yağlarla kalp sağlığınızı koruyacak bir adım atabilirsiniz. Omega-3 yağ asitleri, vitamin ve mineraller açısından oldukça zengin bir besin kaynağı olan balığı haftada en az 2 gün tüketmek altın kural niteliğinde. Balık tüketirken pişirme yöntemine dikkat etmek, kızartmak yerine fırında veya buğulama gibi pişirme teknikleriyle hazırlamak da bir o kadar önemli.
Yeterli ve kaliteli uykuyu ihmal etmeyiniz.
Vücudumuz günlük olarak ihtiyaç duyduğu uykuyu yeterli miktarda sağlayamadığında, yaş, kilo veya fiziksel aktivite oranından bağımsız olarak kalp hastalığı ve kalp krizi riskini artırmış oluyoruz. Ayrıca yapılan çalışmalar uyku kalitesi düşük olan bireylerde, daha yüksek besin tüketimi olduğunu ve diyet kalitesinin daha düşük olduğunu da gösteriyor.
Tabağınızda daha fazla sebze ve meyveye yer veriniz.
Çeşitli meyve ve sebzelerin yer aldığı zengin bir beslenme, kalp dostu lif, vitamin ve minerallerin vücuda alınması için bir fırsat sunuyor. Sebze ve meyve tüketiminin yüksek olması düşük kalp hastalığı riskiyle doğrudan ilişkili. Kalp sağlığınız için her gün beş porsiyon sebze ve iki porsiyon meyve tüketimini hedefleyebilirsiniz. Porsiyon miktarı günlük enerji ve besin ögeleri gereksiniminize göre değişiklik gösterebilir.
YORUMLAR