SEBAHATTİN KARACA

SEBAHATTİN KARACA

Turizmci / Yerel Tarih Araştırmacısı

Foça'nın Efsane Başkanı Nihat Dirim

04 Nisan 2022 - 09:09

FOÇA'DAN BİR YILDIZ KAYDI

Şubat’ın ilk günleriydi. Otelin salonunda birkaç eleman ile toplanmış sezon hazırlıklarını görüşüyordum. Başkanın geldiğini ve lobide olduğu bildirdiler.
Toplantıya ara verdim. Başkanı lobide karşıladım. Ayaktaydı. Yanında iki kişi daha vardı. İki-üç saniye Mart’taki yerel seçim için gelmiş olabileceğini düşündüm. Yanılmamışım. Bir köşeye oturduk. Karşılıklı hâl hatır sorduk. İşler, güçler ve birazda siyasetten dem vurduk.
Başkan söze girdi.
“Uzatmadan söyleyeyim. Yerel seçim yaklaştı. İki ay kaldı. Önümüzdeki dönem Belediye meclisinde, meclis üyesi olarak görev almanı çok istiyorum” dedi. Geriye yaslandı ve topu kucağıma bıraktı.
Mesele bana göre çok önemliydi, ciddiydi ve sorumluluktu. Nihayetinde mesele Foça’yı yönetme meselesiydi.
Böyle zamanlarda hemen cevap vermek yerine, bir gün beklemeyi, üzerine bir gece uyumayı isterim hep.
“Başkanım, teklif için teşekkür ederim. İşim gücüm oldukça fazla, yetişmekte zorluk çekiyorum. Ancak buraya kadar gelmeniz ve böylesi önemli bir göreve beni davet etmiş olmanız gurur verici, yine de ben birkaç gün düşündükten sonra size dönüş yapsam cevabımı o zaman versem olur mu” dedim.
“Olur” dedi kabul etti. Kabul etti etmesine, ama kısa süreli şaşkınlığının yanı sıra hafif de olsa içinde bir burukluk yaşadığını bakışlarıyla hissettirdi.  Ya da bana öyle geldi.
Ağzımdan çıktığı gibi yaptım. İnce eleyip sık dokudum. Foça’ya hizmet onurdur diye düşündüm. Yoğun tempoda çalışmama rağmen davete olumlu yönünden baktım ve kararımı verdim. 
Ertesi sabah makamına gittim. Kendisiyle görüşmek için önceden gelenler vardı. Sıramı bekledim. Sıra bana gelince, belli ki dışarıda beklediğimden bilgisi olmuş. Bu defa kendisi çıktı dışarı, yanıma geldi, “Hoş geldin” dedi. Birlikte başkanlık odasına geçtik.

ŞARTLAR MI, O DA NE?
Oradan, buradan konuşma süreci bitince “kararın ne” dedi.
“Olumlu ama iki şartım var” dedim. Güldü ve “Ne gibi şartlar Allah aşkına, çok insan var meclise girmek için can atıp koşturuyor, sen ise şart koşuyorsun, bir anlam veremedim.” dedi.
“Ben yine de düşüncelerimi paylaşayım başkanım” dedim ve söze girdim.
“Birinci şartım; ön seçimde hiçbir delegeye, bana oy vermeleri doğrultusunda ricada bulunmayacaksın. Benim için hiçbir delegeden oy istemeyeceksin. Adaylığımı koyarım. Sandıktan da seçilmiş olarak çıkarsam, seçilmiş bir meclis üyesi sorumluluğu, bilinci ve gururuyla aslanlar gibi çalışırım. 
İkinci şartım ise şu; Foça’da üç -dört acente var. Hepsi farklı ülkelerden bin bir güçlük ve gayretle turist getiriyor. Turiste verilebilir nitelikte yatağı olan ve iyi hizmet veren otel sayısı yeterli değil, çok az. Belediyenin denize sıfır, hatta önünde plajları olan birkaç mülkü var. Buralardan hiç olmazsa birine ya da ikisine otel yapılmalı.
Belediye Başkanı olan rahmetli babanızın ön görüsü ve çabasıyla 1967 yılında açılan ve her yönden Foça’ya otuz beş yıl fayda sağlayan Fransız Tatil Köyü örneğinde olduğu gibi, sizin de bir – iki otel yaptırmak gibi düşünceniz varsa, programınızda olacaksa ve bende başarabilir meclise girersem, sizinle çalışmak isterim” dedim.
“Birincisi çok kolay hiçbir delegeye ne seninle ne de başka adaylarla ilgili hiçbir şey söylemem.  Zaten doğru olanı da bu. İkinci şartına gelince, emin ol tam da bu sebepten dolayı senin meclise girmeni istiyorum. Çünkü Foça’ya konaklama tesisi kazandırmak, ilk yapacağımız işlerden birisi olacak. Bunun yanı sıra kanalizasyon, arıtma, katı atık depolama alanı, balıkhane, sosyal tesisler, ağaçlandırma, yeşil alanlar yaptırmak ise, önümüzdeki dönemimizin en önemli öncelikleri arasındadır.” dedi.
Kısaca iki önemli konuda anlaştık. Aynı gün parti İlçe yönetimine başvurumu yaptım.  Delegelerle görüştüm. Ön seçim gününün akşamı delegelerin oylarıyla sandıktan seçilmiş meclis üyesi adayı olarak çıktım.
1994 yerel seçimi yüksek tempoda ve çok hararetli geçti. Başkan adayımız Nihat Dirim, ikinci kez eski başkanlardan Serdar Mersin’e karşı girdiği hizmet yarışında ipi göğüsledi ve yeniden seçilmiş başkan olarak çıktı.
Serdar Mersin, sırasıyla İlçe Seçim Kuruluna, İl Seçim Kuruluna, Merkez Seçim Kurullarına itirazlarda bulunda. Nihai kararın gelmesi yaklaşık yirmi gün sürdü. Bu süreç çok gergin ve sancılı geçti.
Bu karar sürecinin sonunda İlçe Seçim Kurulu Başkanlık Mazbatasını ikinci kez seçilen Nihat Dirim’e verdi.
3 Haftalık suskunluk ve heyecanlı bekleyiş, yerini bir anda bayram sevincine bıraktı. Oy verenler, destekleyenler, sempati duyanlar Belediye meydanında kimseleri rahatsız etmeden halaya durdu ve kendiliğinden oluşan coşku seli ile geç vakte kadar eğlendiler. 

NEDEN EĞLENMESİNLER Kİ?
Kazanan sadece Nihat Dirim ve partisi değildi. Kazanan Foça’nın ve demokrasinin ta kendisiydi.  Katılım ve şeffaflık onun yolu oldu. Bu yolda ilk halkayı Belediye meclis üyeleri ile kurdu. Sadece kararlarda değil her bir meclis üyesinin beceri ve yeteneklerini uygulamalarda kullanmalarına fırsat verdi. Böylece ben dahil tüm meclis üyelerinin canla başla çalışmasını sağladı.
İkinci halkayı, yani gerçek başarıyı uygulanacak projelerde ilgili tarafların katılımı ile sorunları daha kolay çözerek yakaladı.
Üçüncü halka halkı yönetime katmaktı. Foça genelinde yapılacak ya da çözülecek ne varsa, hemen hepsinde referanduma gidercesine halkın büyük bir çoğunluğunun görüşlerini aldı.  Çatışma yaratabilecek konuları bile demokratik teamüller içinde herkesi memnun edecek ortak çözümlerle halletmeyi başardı.
Nihat Dirim, bir önceki döneminde; barışçıl söylemlerle ve uluslararası düzeyde çalışarak Marsilya ile Foça arasındaki bağları güçlendirmiş, Yunan yetkililerle iyi ilişkiler kurarak öncelikle Midilli ve Foça’lılar olmak üzere iki yaka insanını bir araya getirmiş, mübadil olup gidenlerle, buraya gelenleri buluşturmuş özel bir insan, özel bir başkandı.
Her alanda uyguladığı katılımcı siyaset anlayışıyla dikkat çekti. Bu bağlamda geniş kitlelerin güvenini kazandı. Kendisine inananların desteğini aldı ve daha ilk yıllarında Foça 11 Eylül Futbol sahasını yoklar içinde yaptı.
İngiliz Burnu’na, Yeni Foça ve İzmir yollarına diktirdiği binlerce fidan, şimdi Foça’nın yeşil yüzü oldu.

FOÇA'YI FOÇALILAR KORUYACAK
Üçüncü dönem kazıları, Nihat Dirim’in birinci dönemine denk geldi. Bu alanda ortaya çıkan sorunları ustalıkla çözdü. Biri geçmişte diğeri halen yaşanan iki Foça olduğunun bilincindeydi. Antik Kent Phokaia ile yaşanan Foça’nın varlıklarını birbirlerini yok etmeden sürdürmesi gereğine dikkat çekerdi. “Foça korunacaksa bu iş Foçalılarla birlikte yapılmalıdır” diyerek Foçalıları bu sürecin içinde tutardı.
Birinci döneminde bütün bunları yapan, kazandığı deneyimlerle ikinci dönemde neler yapmazdı ki. Öyle de oldu.
İkinci dönemine ekibiyle birlikte hızlı giren Efsane başkan, vidanjör ile çekilen ve kangren haline gelmiş kanalizasyon sorununu, hem de hükümet tarafından uygulanan sıkı tasarruf tedbirlerinin hüküm sürdüğü bir zamanda planladı ve yapım onayını aldı. Kanalizasyon için  alt yapı sorununu çözdü. Arıtma tesisi kurulması için ilk adımları attı, ama tesisin kurulması bir sonraki başkana nasip oldu.

BİRİ BABA DİĞERİ OĞUL DİRİM’İN ESERİ
Nihat Dirim’in babası Selçuk Dirim’de Foça’nın eski Belediye Başkanlarından biriydi.  Türkiye’de turizmin yeni yeni başladığı yıllarda, Türkiye'de ve dünyada sözü edilen çok önemli bir tesisi, Fransız Tatil Köyünü ilçeye kazandırmıştı. Babasının yolundan giden Nihat Dirim’de ondan geri kalmadı. İkinci Mersinaki’de belediye için sağlanabilecek en iyi koşullarla ihale ederek, yap işlet devret modeli bile bugün bile Foça’nın yüz akı tesislerinden olan Club Phokaia’nın yapımını gerçekleştirdi. Yapılan bu tesis Foça turizmine çoğunlukla yabancı turist getirerek büyük katkı sağlamaya devam etmektedir. 
Balıkçılığa ve balıkhaneye hep önem verdi. Foça’nın Akdeniz Foklarını Koruma’da Pilot Bölge olmasına önayak oldu. Sualtı Derneği (SAD) ve Akdeniz Fokları Araştırma Grubu (AFAG) ile tüm Akdeniz bölgesi için önemli çalışmalara imza attı. Foça’nın adını aktif olarak uluslararası platforma taşıdı. Bu bağlamda Foça’da çok sayıda uluslararası konferans yapıldı.
Çok adaletliydi. Kimsenin hakkını yemedi. Okullara da ibadethanelere de değer verdi, hep destek oldu. Dini, siyasi emellerine alet edenlere söylenirdi. Ama konuyu istismar edenlerden ayrı tutar, hiçbir zaman din ile ilgili olarak olumsuz bir söz sarf etmezdi.

FOÇA SEVDASI ODTÜ’YÜ BIRAKTIRDI
Her şeyden önce tam bir Foça sevdalısıydı. Bu sevda yüzünden, Foça’ya uzak kalmaya dayanamadığından,  Ankara’da öğrencisi olduğu Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kimya bölümünü bıraktı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesine nakil oldu. Bunu her hafta sonu Foça’da olmak için yaptı.
O yıllarda arkadaşlarıyla konuşurken sözü döner dolaştırır Foça’ya getirirdi.  “ Foça güzel şeylere layık.  Kalıcı şeyler yapmak gerekir” derdi.  Yıllar sonra başkan olunca o hayalini gerçek yaptı. Foça için faydalı olacak olan her projenin altına, gözünü kırpmadan imzasını attı.
Nihat Dirim’i anlatmak sayfalara sığmaz.
Foça’ya yaptıklarıyla, kattıklarıyla, demokrasiye inancı, katılımcı duruşu, barışçıl söylemleri ve başardıklarıyla kitaplara girmeyi çoktan hak eden, herkese örnek olmuş, efsane olmuş bir başkandır.
O; genç yaşında dur durak bilmeden çalışarak, her türlü zorluğu aşarak, çok sevdiği Foça’ya kalıcı eserler bıraktı. Yokluk içinde Foça’ya değerler kattı.
Ve çok erken bir yaşta, o da, o güzel insanlar gibi beyaz atına bindi. Bir Nisan ılıklığında, öğlenin akşama koşturduğu saatlerde aramızdan ayrıldı gitti.
Ben ki; bir ayı aşkın süre çabalayıp, sahibine yetiştiremediğim bu satırları, onun son nefesini verdiği dakikalar sonrasında tamamlayabildim. Bu yüzden üzüntüm binlerce kez katlandı. 

Sevgili Nihat Başkan. (Niat) Başkan. (Naat) Başkan;
Yakından tanıyan bizler de, Foça tarihi de, gelecek nesiller de seni asla unutmayacak.
Ruhun şad olsun.
Huzur içinde uyu…
Sebahattin Karaca
Foça 04.04.2022

















YORUMLAR

  • 0 Yorum