SEBAHATTİN KARACA

SEBAHATTİN KARACA

Turizmci / Yerel Tarih Araştırmacısı

İyi bir turizmci olmak için...

20 Ağustos 2019 - 13:34

Aramıza Hoş Geldiniz Genç Meslektaşlarım!

Girdiğinizde fakültenin kapısından, saf, temiz pırıl pırıl birer gençtiniz.

Yeni arkadaşlıklar, dostluklar ve çevreler edindiniz.

Dersler, eğitimler, araştırmalar, çalışmalar diye diye yılları ard arda dizdiniz.

Staj günleri, kariyer günleri, mezuniyet günleri, derken beş koca yılı bitirdiniz.

Çok değerli hocalar tarafından eğitildiniz.

Eskiye nazaran biraz daha gelişmiş imkanlar ve her şeyden önemlisi bilgisayar desteğiyle, pratik uygulama imkanı sunan iyi işletmelerde staj yaparak kendinizi yetiştirdiniz.

Çeşitli işyerlerinde her türlü deneyim ve tecrübelerinizi arttırarak bilinçlendiniz.

Mesleğinizin yanında yabancı dil, onunla beraber hayatta ve turizm dünyasında lazım olan herşeyi öğrendiniz.  

Bugün ise, altın kadar değerli bir meslek sahibi olup, gururla keplerinizi havaya fırlatarak, aramıza katıldınız. 

Turizmde Eğitilmiş Elemanın Ve Yöneticinin Önemi Çok Büyüktür

Bu sözün önemini iyi bilir ve de onlarca yıldır söyler dururum.

Turizm pastasından aldıkları payları arttırmak için ülkeler birbirleriyle yarışırlar.

Ülkeler akla hayale gelmeyen teşvikler verirler.

Kurları, KDV’leri ayarlar, oteller için arazi tahsisinden ucuz krediye kadar bu vb. pek çok şeyi vererek turizmin gelişmesini teşvik ederler. 

Bizde de, çoğu zaman KDV indiriminden başlayan, dağıtılan primlerle devam eden onlarca teşvik vardır, sırf ülkemizin turizmini desteklemek için devreye soktuğumuz.

 Bazıları gereksizdir, bazıları kötüye kullanılır, iyi niyet, teşvik maalesef suistimal edilir. Ama “teşvik olmazsa olmaz” kuralı belirleyici en önemli konu başlığıdır.

Bütün bunlar turizmin gelişmesi için vazgeçilmez ve yapılması gerekli işlerdir.

Ama bunların arasında en önemlisi, şüphesiz ki eğitilmiş turizmcidir.

Çünkü turizm sadece ve sadece eğitilmiş personel ile gelişir, büyür, rakiplerle daha kolay rekabete girilir ve başarı sağlanır.

Devletimizin 1960’lı yılların başlarında başlattığı turizm hamlesi için “eğitilmiş personelin” önemini kavramış olacak ki apar topar, Ankara’nın İskitler semtinde kiraladığı binada okul açmış.

Adına da Ankara Otelcilik Okulu demiş.

Bu okul, Türkiye’de ilktir.

Yarım asırdan beri başta 3 yıllık, ardından 4 yıllık müfredatla ara eleman yetiştirmiştir.

İkincisi İstanbul’da olmak üzere ilerleyen yıllarda pek çok Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi, yüksekokul ve fakülte düzeyinde eğitim kurumları kalifiye eleman açığını kapamaya çalışmaktadır.

Onlardan biri de, Dokuz Eylül Üniversitesi Reha Midilli Foça Turizm Fakültesi’dir.  

Bahar aylarının ilk günlerinde Fakültenin düzenlediği “Kariyer Günü” organizasyonuna katıldım. İki katta stajyer öğrenci almak için birbiriyle yarışan çok sayıda beş yıldızlı otellerin stantları vardı. 

Her stant da ortalama 3-4 görevli otellerini anlatıyor, ikna ettikleri öğrenciye form veriyordu. Doldurulan formlar titizlikle inceleniyor, öğrencinin otellerinde staj yapmaları doğrultusunda gerçekten kayda değer emek sarf ediyorlardı. 

Sonrasında, mezuniyet törenine davetliydim.

Katılmaktan çok ama çok büyük keyif aldım.

Törenin ardından mezuniyet belgesini alan öğrencilerin Fakültenin bahçesinde kepleri coşkuyla havaya fırlattıktan bir kaç dakika sonra veda kokteylinde yanıma yaklaşan önceden tanıdığım birkaç öğrenciye; “aramıza hoş geldiniz genç meslektaşlarım. Her nerede ve hangi görevlerde çalışırsanız çalışın, işinizi titizlikle yapın, mesleğinizi sevin, güler yüzlü, tatlı dilli olun, yılmadan, yorulmadan ya bıkmadan tüm yenilikleri takip ederek, kendinize, ailenize, ülke turizmine faydalı olursunuz” dedim.

Bu güzel ortamdan ayrılırken; “Foça, İzmir ve Türkiye olarak, hedefleri sınırları aşan böylesine geniş vizyon sahibi Fakülteye sahip çıkmak, temel görevimiz olmalıdır” diye düşünmeden edemedim.

 

Sebahattin Karaca

[email protected]

www.sebahattinkaraca.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum