İKİ ESER İKİ TARİH…
Pers Anıt Mezarı
MÖ 546 savaş sonrasında yılında Pers Kralı Kyros’ün 14 gün süren savaş sonrasında Lidya Krallığı toprakları olan Sardes’i ele geçirdi. Lidya Kralı Kriosos’u ise esir aldı.
Herodot'a göre Kyros, savaştan sonra Kriosos İran’a göndermiş ve orada kendisine iyi ve saygılı davranmıştır.
Lidya Krallığının çökmesinin ardından Perslerin batıya ilerlemesi sonucu Yunanlılar ve şehir devletleri olan İYONLAR ile Perslerin arasına husumetin girmesine yol açtı.
İlerleyen yıllarda husumet büyüdü ve İyon ayaklanmaları ile devam etti.
Ardından Lade savaşı başladı.
Diğer İyon kentleri ile birlikte hareket eden Phokaia’lılar (Foçalı İyonlar) savaşa dahil oldu.
Savaş Perslerin galibiyeti ile son buldu.
Foçalı İyonların savaşa katılmasına kızan Pers Kralı Kyros, askeri dehaya sahip olan komutan Harpagos’u ve ordusunu Phokaia’ya (Foça) gönderdi.
Foçalı İyonlar teslim olmadılar. Bir gecede deniz yoluyla şehri terk ettiler. Böylece kültür, sanat ve ticarette dönemin parlamış yıldızı olan Phokaia, Perslerin eline geçti.
Bu sırada Kyros’un yakın arkadaşı olan, savaşlarda hep birlikte hareket eden ve son savaşta ölen Susa Kralı Abradatos ve kocası Abradatos’un ölümüne dayanamayarak intihar eden eşi Panthea için Kyros kütle taşı oydurtarak mezar yaptırmış ve buraya defnedilmesini sağlamıştır.
Sokrates’in öğrencilerinden olan Ksenophon anıt mezarı ziyareti esnasında kayaya kabartma şeklinde yazılmış “Abradatos ve eşi Panthea” isimlerini gördüğünü eserlerinde belirtmiştir.
Osmanlı Köprüsü
İzmir’den Foça’ya gelen yol, Ilıpınarı geçtikten hemen sonra Yumru Kayalara doğru döner, eski adı Şehr-i Kebir (Işıkköy) olan Foça’nın en eski köyü ile şimdiki Eski Bağarası’ndan da daha eski olan Camili Mağra’dan (Mera) geçer ve Yenifoça’ya doğru devam ederdi. Mala çayının üzerinde bulunan köprüyü de geride bıraktıktan sonra Bahçecik bölgesinin ortasından Arpa deresine ulaşırdı.
Bu yolu takip ederek Foça’ya gelen develer, katırlar, at arabaları Pers mezarlığının yanından sağa doğru ilerler ve Arpa deresinin en sığ olduğu yerden geçerdi.
Oradan Açık Tarım Ceza Evinin bulunduğu Söğütcük’e ardından Hacılar Limana devam ederek şimdiki Belediye yerleşkesinin üst kısmında bulunan Yeni Mezarlığın yoluna ulaşırdı.
Yol su depolarının yanından iner, Osmanlı mezarlığının ortasından geçerek bir zamanlar Kaan Oteli olan şimdiki Akbank binasının yanındaki Köprü Başı’ndan Foça’ya girilirdi.
Bu güzergâh 1900 yılına kadar kullanıldı. 1890’larda Foça Limanı genişletilerek uluslararası limana dönüştü. Hareketlilik ve ticaret arttı. Eski yolların yetersiz olduğu ortaya çıktı. Yolların genişletilmesi, güzergahın değişmesi ve yeni köprü ya da menfezlerin yapılması kaçınılmaz oldu.
Bu bağlamda yol güzergahı, Pers mezarlığının yanı başına, Arpa deresinin üstüne 1900 yılında yapılan taş köprü ile değişti.
Yol güzergahının, İzmir Valisi Kazım Dirik zamanında 1930’lu yıllarda bir kere daha değişmesi sonucu az da halen kullanılmakta olan köprünün önemi azaldı.
Buna karşın 1930’larda yolun değişi ile birlikte Eski Bağarası Camili Mağra bölgesinden şimdiki yerine yani Kayalı Mağra (Mera) bölgesine taşındı.
Bu arada son birkaç on yıl içinde Bağarası’nın önemli bir kısmı imara, dolaysıyla yapılaşmaya açılınca Camili Mağra ve Kayalı Mağra neredeyse birleşti.
“Bağlar arası” bölgesinde bulunan ve “Foça Karası” üzümleriyle dünyaya ün salmış bağlardan hemen hemen hiç eser kalmadı.
“Asması köklenen salkımın suyu, tanenin üstünde kurudu”
Sebahattin karaca
05.04.2024
YORUMLAR