Okumasının zor olacağını düşünerek uzak durduğumuz kitaplardan biridir Suç ve Ceza.
Sayfa sayısının fazla olması, yazarın Fyodor Mihayloviç Dostoyevski olması da az korkutucu değildir.
Oldukça karanlık, modern fakat psikolojik açıdan sıkıntılı bir karakterin yaşadığı yoksulluk, açlık ve ezilmişlik anlatılabileceği en sade şekilde okuyucuya sunulmuş ve dünya edebiyatında bulunduğu yer düşünüldüğünde belki de türünün en başarılı örneği olduğunu kanıtlamıştır.
Neden sonuç ilişkisini inceleme açısından ağır bir kitap olduğu gerçeği yanında, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarının Hasan Âli Yücel klasikler dizisi okuyabileceğiniz en iyi çevirilerden biridir.
Nefesinizi tutarak okuyacağınız Raskolnikov’un mutsuzluğu, dönemin Rusya’sının ekonomik ve sosyal durumunun çaresizliği bu kitap kahramanında adeta beden bulmuştur.
İşlediği cinayet üzerine yaşadığı vicdan azabı, iç hesaplaşmaları ve psikolojik sorunları, yakışıklı, karamsar ve dengesiz Raskolnikov’un Sonya Marmeladova ’nın yardımı ile yeniden dünyaya gelişine tanık olacaksınız.
Sosyal adaleti sorgulatan, katil psikolojisini okura iliklerine kadar hissettiren Raskolnikov, hukuk öğrencisi iken yazdığı bir makalede şunlara değinir:
“İnsanlar ikiye ayrılırlar; yalnızca insan soyunun üremesine yarayan basit insanlar, yeni bir şey söyleyebilme yeteneğine sahip üstün insanlar.
Kanuna boyun eğen toplumun kurallarını uysallıkla benimseyen ve idare edilmekten zevk alanlar birinci kategorideki insanlardır, idare edilmek onların vazifesidir.
İkinci kategoridekiler kurallara karşıdır, ya kanun bozucudur ya da kanun koyucu.
Bu insanlar durumu daha iyiye doğru değiştirmek için kafa yorarlar, çare ararlar ve durumu düzeltmek için kan dökmeleri gerekiyorsa tereddüt etmezler.”
Burada kahramanımızın kendisini hangi kategoride görerek hareket ettiğini az çok tahmin edersiniz.
Romanın zamansızlığı ve evrenselliği size bir insanı anlamayı, empati kurabilmeyi belki de bir katile sempati besleyebilmeyi hatta sevebilmeyi öğretecek.
Fransız yazar Albert Camus "Suç ve Ceza'yı okuduktan sonra ilk kez, yeteneğim hakkında bir kuşku duydum. Ciddi olarak, bu işten vazgeçme ihtimalini ölçüp tarttım." diyerek Dostoyevski'nin dehasına olan hayranlığını dile getirmiştir.
Yazar, Raskolnikov’un öyküsünü hem kendisine hem de başkalarına karşı hep dürüst kaldığı ve asla yalan söylemediği için, düşüşün değil ahlaki yükselişin öyküsü olarak görür.
Bundan 153 yıl önce 1866 yılında ilk defa yayımlanan, bir dahinin yazabileceği en büyük eserlerden biri olan Suç ve Ceza’yı okumanız, kahramanımızla birlikte Samanpazarı’nın tozunu şöyle bir attırmanız dileğiyle...
Şehriban AKI BAKIR
YORUMLAR