2017 yılı, dünya ekonomilerinin hala 2008 küresel finans krizinin etkilerini hissettiği bir yıl olarak hatırlanacaktır.
2017 yılında ABD Merkez Bankası (FED), düşük faiz-bol para politikasından vazgeçerek faizlerde artışa yönelmiştir. Bu durum da gelişmekte olan ülkeleri, özellikle de kalkınmalarını kısa vadeli sıcak para ve dış kaynakla gerçekleştirmeye çalışan ülkeleri zora sokmuştur. Çünkü küresel piyasalardan borçlanmak hem daha zor hem de daha pahalı hale gelmiştir. Ayrıca FED’in yeni yılda ABD ekonomisini yüksek enflasyondan korumak için piyasa verdiği aşırı likiditeyi çekmeye başlaması da beklenmektedir. Bu durum gelişmekte olan ülkeler açısından daha da zorlu bir konjonktürü ortaya çıkaracaktır.
Bununla birlikte 2017 yılında, gelişmiş ülkeler açısından, dünya ekonomisinde ılımlı bir iyileşmenin yaşandığı söylenebilecektir. Nitekim Uluslararası kuruluşların raporlarına göre 2017 yılında dünya ekonomisinin yüzde 3,6 oranında büyümesi, küresel ticaret hacminin ise yüzde 4,2 oranında artması beklenmektedir. Genel bir değerlendirme yapıldığında 2017 yılının daha çok gelişmiş ülkeler açısından olumlu geçtiği görülmektedir.
TÜRKİYE’DE DURUM
Türk ekonomisinde ise geçen yıl rekor düzeylere ulaşan büyüme hızları yaşanmıştır. Ekonomi yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,3, ikinci çeyrekte yüzde 5,4, üçüncü çeyrekte ise yüzde 11,1 oranında büyümüştür. Bunun sonucunda yılın dokuz aylık döneminde birikimli büyüme hızı yüzde 7,4 olarak gerçekleşmiştir. Dokuz aylık performans çerçevesinde Türkiye ekonomisinin 2017 yılını yüzde 6'nın üzerinde bir büyüme oranı ile tamamlayabileceği tahmin edilmektedir.
Büyüme sektörel bazda incelendiğinde, sanayi sektörünün yüzde 9,5, hizmetler sektörünün yüzde 11, inşaat sektörünün yüzde 10,2, tarım sektörünün yüzde 3,3 oranında büyüdüğü görülmektedir.
Toptan ve perakende ticaret, ulaştırma ve depolama ile konaklama ve yiyecek hizmetlerini kapsayan ve daha çok esnaflarımızın faaliyet alanına giren hizmetler sektöründe büyüme yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,4, ikinci çeyreğinde yüzde 5,9 ve üçüncü çeyrekte yüzde 20,7 olarak gerçekleşmiştir. Üçüncü çeyrekte hizmetler sektöründe yakalanan büyüme hızı 1999 yılından bugüne değin yaşanan en yüksek çeyreklik büyüme olmuştur. Bu gelişmede vergi indirimleri ile kredi imkanlarının genişlemesinin önemli rolü bulunmaktadır.
Sanatkarlarımızın çoğunun bulunduğu ve sanayi sektörünün alt dalı olan imalat sanayinde ise dokuz aylık büyüme yüzde 9,3 olarak gerçekleşmiştir. Bunu sağlayan ise sektörün ilk çeyrekte yüzde 6, ikinci çeyrekte yüzde 7, üçüncü çeyrekte ise yüzde 15,2 oranında büyümesi olmuştur.
Veriler 2017 yılının esnaf ve sanatkarlar açısından üretim boyutunda oldukça iyi geçtiğine işaret etmektedir.
Büyümenin nedenleri
2017 yılında Türk ekonomisi, esnaf ve sanatkarlarımızın da durumunun iyileşmesine imkan verecek şekilde, oldukça hızlı büyümüştür.
Bu büyümenin gerçekleşmesinde;
1.Ekonomiyi canlandırmak amacıyla mobilya ve beyaz eşyada sağlanan vergi indirimlerinin iç talebi canlandırması,
2. KKDF destekli kredilerin KOBİ’lere adeta "can suyu" etkisi yapması,
3. Rusya ile ilişkilerin düzelerek ihracat ve turizm sektörüne olumlu yansıması,
4. İstihdam seferberliği ile 2017’nin ilk üç çeyreğinde istihdamın 2016 yılının aynı dönemine göre 811 bin kişi artması,
5. Faizlerdeki artışa rağmen tüketici kredilerindeki hızlı artışın devam etmesi önemli rol oynamıştır.
2017 yılında ekonominin yüksek oranda büyümesi oldukça sevindirici olmuştur. Ancak ekonomi yönetimi enflasyondaki ciddi artış, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, dış ticaret açığı ile cari açığın artış trendine girmesi, yüksek işsizlik oranı gibi konuları da gözden kaçırmamalıdır.
Evet, 2017 yılı ekonomide güzel gelişmelerin yaşandığı bir yıl olmuştur. Şimdi sıra, büyüme trendinin sürdürülebilir olmasını sağlamaya ve ekonominin aksayan yönlerinin tamirine odaklanmaya gelmiştir.
Zekeriya Mutlu / İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Başkanı
YORUMLAR