YAZ BOZ TAHTASINA DÖNEN SAĞLIK SİSTEMİNDE BAŞSIZ KALAN KURUMLAR…
Ahmet Doğruyol / Türk Sağlık Sen İzmir-1 Nolu Şube Başk.
Neresinden başlasak bilemiyorum.
Ancak, bu günlerde en önemli konu 2 Kasım 2011 Tarihinde yayınlanan 663 sayılı KHK ile üç ayrı kuruma yani, merkezde Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastane Kurumu Başkanlığı ve Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığına, İllerde ise İl Sağlık Müdürlüğü, Kamu Hastaneleri Sekreterlikleri ve Halk Sağlığı Müdürlükleriyle bir bakanlığın üçe ayrılmasıyla, başta yetki karmaşası olmak üzere yaşanan zorlukları bürokratlarımız, personellerimiz diğer tüm kurumlarımız kiminle muhatap olmaları konusunda pek çok zorluk yaşamıştır.
Pek çok kanunda olduğu gibi, Kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması gerekçesiyle yayınlanan 663 sayılı KHK ile kamu kaynakları etkin ve verimli kullanılmamıştır.
Tam aksine, kurumların üçe ayrılmasından kaynaklanan bir personelin yaptığı iş, üç personelle, üç lira harcanarak yapılan iş beş liraya yapılmış ve sözleşmeli görev yapan başhekim, başhekim muavini, müdür, müdür muavini gibi makamlar siyasilerin elinde oyuncak olmuştur.
Sözleşmeli idareci mantığının altında da zaten siyasilerin bürokratları istedikleri gibi kullanma gayreti yatmaktadır.
Ayrıca 2 kasım 2011 yılından bu yana pek çok liyakatsiz bürokrat da Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda görev yapmıştır. Özetle, Sağlık Bakanlığı hiç bu kadar kötü yönetilmemişti.
Başından beri 663 sayılı KHK nin yanlış olduğunu defalarca dile getirmemize rağmen, maalesef dinleyen olmadı. 2017 Haziran ayında sözleşmesi biten pek çok Genel Sekreter, başhekim, müdür gibi ülke genelinde yaklaşık 3000 idareci kendilerine torpil bulup, sözleşme imzalama aşamasında birkaç kez süre uzatılmış, bu arada bazı idareciler sözleşme imzalamış ve tarihler 27 Ağustos’u gösterdiğinde 694 sayılı KHK yayınlanmış, 2011 yılında üçe ayrılan kurumlar tekrar birleştirilmiştir.
Sözleşmelerin bitmesiyle görevleri sonlanmış olan ve KHK den dolayı görevleri biten idareciler boşa düşmüştür.
Bundan dolayı haziran ayından bu yana başta devlet hastanelerimiz olmak üzere Allah’a Emanet gidiyoruz.
Bu arada koltuğunu sağlam görmeyen idarecilerimiz iş yapmıyor.
Ya da yetkisi olmadığı, ileriyi göremediği için yapamıyor.
Çalışanlar her an her şey olabilir mantığıyla diken üstünde ve vatandaşa hizmet sunumunda da aksamalar yaşanıyor.
Her zaman söylediğimiz gibi, sistemler değiştirilebilir mi?
Günün şartlarına, ihtiyaçlara göre elbette değiştirilebilir.
Ancak, işleyişe aksatmadan, hizmet veren personele ve hizmet alan vatandaşı mağdur etmeden değiştirilmelidir.
Önümüzdeki 20 yıl 30 yıl için bir planlama yapılır tartışılır daha iyi bir sistem olacaksa değiştirilebilir.
Sağlık önemlidir. Akşam düşünüp sabah değiştirilmez. Değiştirilmemeli.
Eğitim, sağlık, güvenlik yargı gibi devletin temel taşlarını oluşturan kurumlar da yapılacak değişiklikler kervan yolda düzülür mantığıyla olmaz. Olmamalı.
Ne diyelim?
İlimizde halen sekiz devlet hastanemizin başhekimi yok.
Yeni sistemde daha fazla zaman kaybetmeden liyakatli yöneticiler görmek istiyoruz.
Torpil arayan bürokratlarımız ve torpil olan siyasilerimiz elinizi çabuk tutun. Kurumlarımız başsız kaldı.
YORUMLAR