Ülke olarak bir seçimi daha güven ve sükûnet içerisinde, sosyal bir olgunlukla geride bıraktık.
Milletimizin; irfanı, sağduyusu, vefası, sadakati ile birlikte Türkiye’yi hangi eksen üzere geleceğe taşımak istediği vizyonu bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkmış oldu.
Seçim sonuçları göstermiştir ki; milletimiz adalet, hakkaniyet ve değerleri ekseninde yeni bir Türkiye hedeflemektedir. Diğer taraftan son 16 yıldır yürütülen sosyal, siyasi ve iktisadi yaklaşımları da onaylamıştır.
Seçim sonuçlarının dünyanın farklı coğrafyalarında coşkuyla kutlanması ise Türkiye’nin küresel ölçekte de nasıl bir sorumluluğa sahip olduğunu, Türkiye’den insanlığın beklentilerinin hangi ölçekte olduğunu, gönül ve tarih birliğimiz olan bölgelerin bize karşı nasıl bir ümit içerisinde bulunduğunu, özetle Türkiye’nin aslında Anadolu toprakları ile sınırlı bir ülke olmadığını bir kez daha göstermiş, bizlere özel ve büyük sorumluluklar yüklemiştir.
Bir sivil toplum kuruluşu yöneticisi olarak iktisadi ve siyasi atılımların yanında sivil ve sosyal kalkınmanın bundan sonraki süreçte daha fazla odağımızda olması gerektiğini değerlendiriyorum. Eğitimde, gençlik politikalarında, kültürde, sanatta, ailede ve sosyal politikalar bağlamında daha fazla bilgi, düşünce ve stratejiler üretip hızla hayata geçirmemiz gerektiğine inanıyorum.
Her seçim sonrasında başlayan ama devamı bir türlü getirilemeyen eğitim, kültür ve diğer sosyal alanlara dair sonuç ve beklenti okumalarının, bu seçim sonrasında somut istişare ve projelere dönüşmesi gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum.
Bu bağlamda 16 yıl içerisinde inanç özgürlükleri, din eğitimi, sivilleşme ve milli, manevi değerler temelinde elde edilen kazanımlar üzerinde yürütülen tartışmaların son bulması gerektiğini, mevcut kazanımları milletimizin gösterdiği iradesi ile bu seçimde yerleşik hale getirdiğini düşünüyorum. Tam da bu noktada devletimizin tüm kademelerinin yanında özellikle sivil toplum kuruluşlarına önemli sorumluluklar düşüyor. Sosyal dokunun içerisinde artık uzmanlaşmak, hizmet alanlarında derinlik kazanmak, nitelikli proje ve uygulamaları devreye almak, gençliğimizin ve milletimizin tamamının ilgi, beklenti ve ihtiyaçlarını doğru analiz ederek çözümler sunmak gerekiyor.
Bu noktada sivil toplum yapılanmalarının; üzerine düşen görev ve sorumlulukları en hızlı ve derinlikli bir şekilde gündemlerine almalarının aciliyeti ortadadır. İstişare odaklı; STK harflerinin anlamlarına yükleyebileceğimiz bir başka mana ile “samimiyet, kardeşlik ve tevazu” ekseninde yürütülecek çalışmaların önümüzdeki süreçte büyük hayır ve bereketler doğurmasına ümmet coğrafyası adına ihtiyacımız vardır.
Birlikte, bir ve beraber olarak, önümüzde siyasi ve ekonomik istikrar adına var olan yılların en verimli şekilde değerlendirilmesi; yeniden medeniyetimizi ihya adına madde ve mana planında taşıyacağımız büyük değerleri yeniden diriltmek için büyük bir imkân bulunmaktadır.
Milletimiz başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Milli İrade’nin temsilcilerine yeni bir enerji ve heyecan ile yenilenerek, tortularımızdan arınarak, bireysel faydaları bir kenara bırakarak millet, ümmet ve insanlık için “aynen devam” dedi. Artık vakit köklerinden aldığı ilham ile şahlanış vaktidir. Türkiye’den beklenen, yeni Türkiye’ye yakışan da budur.
Bu seçimde milletimiz aynı zamanda; teröre, millet üzerinde kirli oyunlar peşinde koşanlara, FETÖ’ye, FETÖ’nün yerli ve uluslararası işbirlikçilerine 15 Temmuz ruhu ile bir kez daha “dur” demiştir.
Milletin inançları, kültür ve medeniyeti ile kavgalı olanlara, karanlık zihinlilere, kirli gönüllülere, takiyyeci sözde dindarlara, darbe ve kaostan medet umanlara dersini vermiş, onları hak ettikleri “tarihin karanlık sayfaları”na göndermiştir.
Seçim sonuçları ve yeni yönetim sistemimizin hayırlı olmasını Allah’tan niyaz ediyorum.
Ecevit Öksüz / Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Genel Başkanı
YORUMLAR