Yeni tip Corona salgını, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi ilan edildi ve bu salgın nedeniyle dünyadaki pek çok ülkede de sokağa çıkma yasağı gibi ağır kısıtlayıcı önlemler alındı. Ülkemizde ise eğitim öğretime ara verilmesi, seyahat kısıtlamaları, halka açık iş yerlerinin çoğunluğunun kapatılması, 65 yaş üstü ile 20 yaş altı vatandaşlarımızın sokağa çıkmasının kısıtlanması gibi bağlayıcı tedbirler alındı. Ülkemizin en yetkili makamlarınca tüm vatandaşlar açısından zorunlu olmadıkça evden çıkılmaması, sosyal temasın sınırlandırılması ve sosyal izolasyonun sağlanması tavsiye ediliyor.
Ülkemizin açıklamış olduğu ekonomiyi destek paketlerinde bu salgın mücbir sebep olarak belirtiliyor. Corona salgını ileri sürülerek ülkemizde pek çok işverenin işçilerin işine son verdiği biliniyor. Corona salgını ileri sürülerek işveren tarafından yapılan fesih neticesinde işçilerin kıdem tazminatı hakkı mevcut olduğunu belirten Lider Hukuk Bürosu Avukatlarından Zafer Binici mevzuat hakkında bilgi verdi.
Avukat Zafer Binici; mücbir sebep, gerek Borçlar Kanunun'da gerekse İş Kanunu'nda tanımlanmadığı gibi cumhuriyet tarihi boyunca verilen yargıtay kararları incelendiğinde maruz kalınan olay mücbir sebep kapsamına girmiş olsa dahi "borçtan kurtulma" nedeni olarak sayılmadığının altını çizdi. İş Hukuku anlamında da bu salgının "zorlayıcı neden" olarak kabul edilmesi hukuk doktrininde genel kabul edilen bir görüş olmakla, bir takım yargıtay içtihatlarında da salgının zorlayıcı neden olarak olduğu açıkça belirtildiğini söyleyen Lider Hukuk Bürosu ortaklarından Avukat Zafer Binici sözlerine şöyle devam etti;
‘’Corona salgını ileri sürülerek ülkemizde pek çok işverenin işçilerin işine son verdiği bilinmektedir. Corona salgını ileri sürülerek işveren tarafından yapılan fesih neticesinde işçilerin kıdem tazminatı hakkı mevcuttur. Kural olarak işveren tarafından yapılan feshin haksız olduğu durumlarda işçi ihbar tazminatına hak kazanmaktaysa da zorlayıcı neden dolayısıyla işverenin yapmış olduğu fesih için işçiye ihbar tazminatı ödenmemesi gerektiği yönünde bir yargıtay içtihadı da mevcuttur.
İş akdinin feshi her zaman son çare olarak uygulanması gerektiği, işverenin fesih yolunu seçmeden önce daha hafif tedbirler uygulayarak aynı neticeyi elde etme şansı varsa yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı emsal yargıtay içtihatları gereğidir.
Yargıtay uygulaması değerlendirildiğinde işveren tarafından corona virüs salgını sebebiyle işverenin; uzaktan / evden çalışma modeline geçmesi ve bu konuda yazılı sözleşme yapması, telafi çalışma yoluna gitmesi, İŞKUR yönetim kurulu onayı alınarak geçici süreli kısa çalışma süresine geçilmesi, işin niteliğinin buna uygun olmaması karşısında işverenin yönetim hakkı kapsamında yer alan yıllık ücretli izin kullandırılması, yoksa işçinin de rızasını almak suretiyle ücretsiz izin kullandırması gerekmektedir. Bu alternatif seçenekler tüketilmeden yapılan fesih haksız ve geçersiz nedene dayanmaktadır. Bu tarz fesihlerde işçinin kıdem tazminatı hakkı bulunduğu gibi, kanunda yer alan şartlara sahip olan ve iş yerinin kanunda belirtilen istisnalarda bulunmaması şartıyla işçi feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesini Mahkeme kararı ile sağlayabileceği de unutulmamalıdır.
YORUMLAR