Escarus (TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı A.Ş.) “26 Ağustos Kadın Eşitliği Günü”nde yayınladığı bülteninde kadınların sağlıksız çalışma şartları, yetersiz sosyal güvenceleri, üstlendikleri ev içi ücretsiz hizmetler ve maruz kaldıkları ayrımcılıklar gibi toplumsal cinsiyet eşitliğinin önünde engel oluşturan sorunları için uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretilmesi çağrısında bulundu.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi için çeşitli projeler yürüten Escarus (TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı A.Ş.), “26 Ağustos Kadın Eşitliği Günü” için toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin boyutlarına ve bu konuda atılması gereken adımlara dikkat çekti.
Tüm dünyayı derinden etkileyen yeni tip koronavirüs salgını ve salgının beraberinde getirdiği uzun süreli karantina sürecinin Türkiye’de ve dünyada kadınları daha derinden etkilediğinin altını çizen Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak 26 Ağustos Kadın Eşitliği Günü hakkında şöyle konuştu:
“Dünyanın farklı ülke ve bölgelerinde faaliyet gösteren araştırma enstitüleri, uluslararası kuruluşlar ve kamu kurumlarından alınan veriler gösteriyor ki, halihazırda toplumun kırılgan kesimine mensup olan kadınlar, COVID-19 salgınından daha fazla etkilenmektedir. Salgın boyunca çalışma şartları oldukça güçleşen sağlık ve hizmet sektörü çalışanlarının dünya genelinde %70’ini kadınlar oluşturmaktadır. Çoğu şirketin evden çalışma modeline geçmesiyle birlikte yetişkin çalışanların ve okullarda örgün eğitime ara verilmesiyle de çocukların evde kalması, ev içerisinde ücretsiz bakım ve ev işleri yürüten kadın çoğunluğun üzerindeki sorumlulukları daha da artırmıştır. Tüm bunlara ek olarak istatistikler, karantinanın da etkisiyle aile içi şiddetin derinleşmekte olduğunu göstermektedir.”
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yol açtığı olumsuz etkilerin bu gibi olağandışı kriz durumlarında daha net gözlenebildiğini belirten Dr. Kavak şunları söyledi: “Tüm dünyada salgından önceki dönemde iklim değişikliği, ekonomiye katılımın önündeki zorluklar, güvenilir gıdaya erişememek ve siyasette kadın temsilinin azlığı cinsiyet eşitliğindeki ilerlemeleri etkilemekteyken, toplumsal ve ekonomik olarak küresel bir şok etkisi yaratan COVID-19 salgını, toplumun virüs ile mücadelede ev içerisinde kadınlara bağımlılığının altını daha çok çizdi. Kadınların sağlıktan sosyal güvenceye, güvenlikten ekonomiye her alanda karşılaştıkları yapısal eşitsizlikler belirgin hale geldi. Salgın sürecinden kadınların orantısız olarak olumsuz etkilenmelerini önlemek için atılacak hızlı ve doğrudan adımlar büyük önem taşıyor. Kadınların toplum içerisinde güçlü ve eşit bir yere sahip olması gerektiği yalnızca salgın sürecinde değil, her zaman üzerinde durulması gereken bir konu.”
Cinsiyet eşitliğinin toplumsal boyutunun yanı sıra iş dünyası boyutuna da dikkat çeken Dr. Kavak, COVID-19 salgınının restoran ve oteller gibi kadın istihdam oranlarının yüksek olduğu hizmet sektörleri üzerinde büyük bir olumsuz etkiye neden olduğunu, diğer yandan ekonomik açıdan daha dezavantajlı bir durumda bulunan çalışan annelerin üzerindeki baskıyı artırdığını ifade etti. Kavak, kadın istihdamının desteklenmesi, iş dünyasında kadınların güçlendirilmesi ve kadın girişimciliğinin desteklenmesinin de önem taşıdığını vurgulayarak Escarus’un bu yöndeki operasyonel danışmanlık, araştırma ve raporlama faaliyetlerine hız verdiğini sözlerine ekledi.
YORUMLAR