ÖNCE İĞNEYİ KENDİMİZE SONRA ÇUVALDIZI BELEDİYE’YE
Sevgili Foça Halkı ,
Hepimiz temiz, bakımlı, düzenli, kültürel ve doğal güzelliklerine sahip çıkılmış bir yerde yaşamanın hayalini kuruyoruz. Zaman zaman uyarılarda bulunuyoruz, bu sorunlar için kişisel ya da gruplar halinde çalışmalar yapıyoruz.
Ama maalesef ki bizler ne kadar çalışma yaparsak yapalım, sosyal medyada yolunda gitmeyen yönetimsel hataları ne kadar paylaşırsak paylaşalım, temizlikten, kaçak yapılaşmaya kadar yakındığımız tüm sorunları sonuçlandıracak olan Foça Belediyesi’dir.
Hal böyle olunca da belediye gerek kişileri ve esnafı zorda bırakmamak adına gerekse de oy kaybından çekindiği için düzeltilmesi gereken konularda işlem yapmakta gecikmektedir.
Öncelikle oy kaybıyla ilgili olarak şu örneği vermek istiyorum.
İsmetpaşa Mahallesinde vasfı “Kamuya tahsisli 3. derece Arkeolojik ve Kentsel Sit Alanı“ olan 350 metrekarelik bir alan var. Bu alanın ortasından bir sokak geçiyor. Sokağın iki yanında geriye kalan alan ise 4 aile tarafından 30 yıla yakın bir süredir çit tel ve duvar çevrilmek suretiyle şahış malı gibi kullanılıyor. Mahallede herkes buraların o şahıslara ait olmadığını biliyor, içten içe kızıyor ama komşuluk ilişkileri bozulmasın diye ya da cesaretsizlikten sesini çıkaramıyor.
Birgün işgalcilerden birisi o mahalleden iki yaşlı teyzeyi apartmanlarının önündeki kaldırımın önünde bile oturtmayınca olanlar oluyor ve yaşlı teyzelerden birisinin kızı 2.5 yıl önce işgalcileri şikayet ediyor. Yıkım kararlarını da alıyor. Ama belediye ne yapıyor, işgalcilerden birisine göstermelik bir yıkım yaptırtıyor geri kalan yerler hala işgalcilerin tekelinde...
Şimdi soruyorum:
Belediye bu işgallere son verse kaç oy kaybeder kaç oy kazanır?
4 işgalci ailenin zaten 2’sinin oyu Foça’da değil.
Geriye kalan 2 aileye karşılık, hele de o alana bir çevre düzenlemesi yapsa kaç ailenin oyunu kazanır? Tabii ki birçoğunun.
Sizce oy kaybı tezini çürütebildik mi?
Peki bu belediye neden hala buralara işlem yapmıyor?
Daha kaç şikayet yapılması gerekiyor?
İmar affı ile kaçak katlar çıkıldı, bahçelere kapalı alanlar yapıldı, teraslar kapatıldı, balkonlar evlere dahil edildi.
Bu imalatlardan dolayı binalar gecekondu gibi görünümler aldı.
Bazen insanlar kendi özgürlüklerinin bittiği yerde başkasının özgürlüğünün başladığını unutarak komşusuna, mahallelisine zarar verecek yapılaşmalara gitti.
Örneğin; balkonunu kapatırken komşusunun manzarasına ya da havasına engel olduğunu düşünemedi. Yola taşırdığı bahçe duvarının araç geçişlerine engel olabileceğini farkedemedi.Tüm bunların sonucunda da mahkeme salonlarında komşunun komşuya açtığı davalar sıklıkla görülür oldu. Belediyenin oyalama taktikleri komşuların arasını iyice açtı.
Peki bunun tek sorumlusu belediye mi?
Tabii ki hayır...
Deyim yerindeyse; ÖNCE İĞNEYİ KENDİMİZE, SONRA ÇUVALDIZI BAŞKASINA BATIRMALIYIZ.
Öncelikle her vatandaşın hakkına razı olup yasal olmayan yapılaşmalara kalkışmaması gerekir.
Küçük bir yapılaşma bile emsal gösterilerek başkaları tarafından da yapılırsa şimdiki gündemdeki gibi iş çığrından çıkar.
Haddini aşmak diye bir deyimimiz var.
Bir tartışmada birisine söylesen sen bana küfrediyor musun diye üzerine yürüyebilir karşısındaki.
Halbuki nasıl güzel bir deyimdir. SINIRINI BİL...
Herkes söyleyeceği sözde, yapacağı eylemlerde sınırlarını bilse bu kaos ortamı oluşur muydu?
İlçemizde usulsüz imalatların, yıllarca gözardı edilen sorunların çözüme ulaştırılma zamanı çoktan gelmiştir.
Tüm bu aksaklıkları yapanlarında belediye gereken uyarıları yapmadan önce dönüp bir kendilerine bakmaları gerekir.
Foça Halkı’nın gündemine giren Küçükdeniz sahilindeki Milli Eğitim Müdürlüğü ile Jandarma Komando Okulu arasında yolun sağında kalan işgallerin 90 gün içinde yıkım kararı girdi. Şimdi belediyemiz ve oradaki işgal sahipleri kara kara düşünüyorlar.
Bu konudaki tek suçsuz son seçimlerde seçilen başkanımız Sayın Fatih Gürbüz.
Yıllarca diğer başkanların ve Çevre ve Şehircilik Müdürümüzün göz yummalarından dolayı oluşan işgallerin yıkım kararını yerine getirmek zorunda.
Hepimiz 90 günlük süre sonunda yapılacak işlemleri bekliyoruz.
Tebligatlar esnaflara ulaştırılmaya başlanmış.
Umarım ki Çevre ve Şehircilik Birimi önceki yıllarda da yaptığı gibi göstermelik yıkımlarla ya da işin uzamasını sağlayan prosedürlerle hareket etmez.
“Sen yasak olan imalatları kaldır, biz fotoğrafını çekelim, gereken yerlere işlem yapılmıştır diye yazalım, sen tekrar kapat, bir dahaki şikayet değerlendirilene kadar yine bir süre geçer “ taktiğine, CİMER üzerinden yapılan şikayetlere paramız yok, zamanımız yok, deprem oldu gibi verilen cevaplara artık halkın kanmadığını bilmelidir.
Belediyeler, zabıtaları, mahalle temsilcileri ve muhtarları ile işbirliği içinde olmalı, yasal olmayan, yasak olan herseye daha en başından engel olmalıdır. Yapılan şikayetlerin yıkım kararlarını verirken oyalama taktiği sadece ve sadece kişiler arasında anlaşmazlıkların artmasına neden olur. Eğer kararlar zamanında verilirse diğer kaçak yapılaşmaların da önüne geçilebilir.
Düzen içindeki cennet Foçamız ‘da yaşayabilmemiz dileğiyle...
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.
CANAN LİMNİLİ
Sevgili Foça Halkı ,
Hepimiz temiz, bakımlı, düzenli, kültürel ve doğal güzelliklerine sahip çıkılmış bir yerde yaşamanın hayalini kuruyoruz. Zaman zaman uyarılarda bulunuyoruz, bu sorunlar için kişisel ya da gruplar halinde çalışmalar yapıyoruz.
Ama maalesef ki bizler ne kadar çalışma yaparsak yapalım, sosyal medyada yolunda gitmeyen yönetimsel hataları ne kadar paylaşırsak paylaşalım, temizlikten, kaçak yapılaşmaya kadar yakındığımız tüm sorunları sonuçlandıracak olan Foça Belediyesi’dir.
Hal böyle olunca da belediye gerek kişileri ve esnafı zorda bırakmamak adına gerekse de oy kaybından çekindiği için düzeltilmesi gereken konularda işlem yapmakta gecikmektedir.
Öncelikle oy kaybıyla ilgili olarak şu örneği vermek istiyorum.
İsmetpaşa Mahallesinde vasfı “Kamuya tahsisli 3. derece Arkeolojik ve Kentsel Sit Alanı“ olan 350 metrekarelik bir alan var. Bu alanın ortasından bir sokak geçiyor. Sokağın iki yanında geriye kalan alan ise 4 aile tarafından 30 yıla yakın bir süredir çit tel ve duvar çevrilmek suretiyle şahış malı gibi kullanılıyor. Mahallede herkes buraların o şahıslara ait olmadığını biliyor, içten içe kızıyor ama komşuluk ilişkileri bozulmasın diye ya da cesaretsizlikten sesini çıkaramıyor.
Birgün işgalcilerden birisi o mahalleden iki yaşlı teyzeyi apartmanlarının önündeki kaldırımın önünde bile oturtmayınca olanlar oluyor ve yaşlı teyzelerden birisinin kızı 2.5 yıl önce işgalcileri şikayet ediyor. Yıkım kararlarını da alıyor. Ama belediye ne yapıyor, işgalcilerden birisine göstermelik bir yıkım yaptırtıyor geri kalan yerler hala işgalcilerin tekelinde...
Şimdi soruyorum:
Belediye bu işgallere son verse kaç oy kaybeder kaç oy kazanır?
4 işgalci ailenin zaten 2’sinin oyu Foça’da değil.
Geriye kalan 2 aileye karşılık, hele de o alana bir çevre düzenlemesi yapsa kaç ailenin oyunu kazanır? Tabii ki birçoğunun.
Sizce oy kaybı tezini çürütebildik mi?
Peki bu belediye neden hala buralara işlem yapmıyor?
Daha kaç şikayet yapılması gerekiyor?
İmar affı ile kaçak katlar çıkıldı, bahçelere kapalı alanlar yapıldı, teraslar kapatıldı, balkonlar evlere dahil edildi.
Bu imalatlardan dolayı binalar gecekondu gibi görünümler aldı.
Bazen insanlar kendi özgürlüklerinin bittiği yerde başkasının özgürlüğünün başladığını unutarak komşusuna, mahallelisine zarar verecek yapılaşmalara gitti.
Örneğin; balkonunu kapatırken komşusunun manzarasına ya da havasına engel olduğunu düşünemedi. Yola taşırdığı bahçe duvarının araç geçişlerine engel olabileceğini farkedemedi.Tüm bunların sonucunda da mahkeme salonlarında komşunun komşuya açtığı davalar sıklıkla görülür oldu. Belediyenin oyalama taktikleri komşuların arasını iyice açtı.
Peki bunun tek sorumlusu belediye mi?
Tabii ki hayır...
Deyim yerindeyse; ÖNCE İĞNEYİ KENDİMİZE, SONRA ÇUVALDIZI BAŞKASINA BATIRMALIYIZ.
Öncelikle her vatandaşın hakkına razı olup yasal olmayan yapılaşmalara kalkışmaması gerekir.
Küçük bir yapılaşma bile emsal gösterilerek başkaları tarafından da yapılırsa şimdiki gündemdeki gibi iş çığrından çıkar.
Haddini aşmak diye bir deyimimiz var.
Bir tartışmada birisine söylesen sen bana küfrediyor musun diye üzerine yürüyebilir karşısındaki.
Halbuki nasıl güzel bir deyimdir. SINIRINI BİL...
Herkes söyleyeceği sözde, yapacağı eylemlerde sınırlarını bilse bu kaos ortamı oluşur muydu?
İlçemizde usulsüz imalatların, yıllarca gözardı edilen sorunların çözüme ulaştırılma zamanı çoktan gelmiştir.
Tüm bu aksaklıkları yapanlarında belediye gereken uyarıları yapmadan önce dönüp bir kendilerine bakmaları gerekir.
Foça Halkı’nın gündemine giren Küçükdeniz sahilindeki Milli Eğitim Müdürlüğü ile Jandarma Komando Okulu arasında yolun sağında kalan işgallerin 90 gün içinde yıkım kararı girdi. Şimdi belediyemiz ve oradaki işgal sahipleri kara kara düşünüyorlar.
Bu konudaki tek suçsuz son seçimlerde seçilen başkanımız Sayın Fatih Gürbüz.
Yıllarca diğer başkanların ve Çevre ve Şehircilik Müdürümüzün göz yummalarından dolayı oluşan işgallerin yıkım kararını yerine getirmek zorunda.
Hepimiz 90 günlük süre sonunda yapılacak işlemleri bekliyoruz.
Tebligatlar esnaflara ulaştırılmaya başlanmış.
Umarım ki Çevre ve Şehircilik Birimi önceki yıllarda da yaptığı gibi göstermelik yıkımlarla ya da işin uzamasını sağlayan prosedürlerle hareket etmez.
“Sen yasak olan imalatları kaldır, biz fotoğrafını çekelim, gereken yerlere işlem yapılmıştır diye yazalım, sen tekrar kapat, bir dahaki şikayet değerlendirilene kadar yine bir süre geçer “ taktiğine, CİMER üzerinden yapılan şikayetlere paramız yok, zamanımız yok, deprem oldu gibi verilen cevaplara artık halkın kanmadığını bilmelidir.
Belediyeler, zabıtaları, mahalle temsilcileri ve muhtarları ile işbirliği içinde olmalı, yasal olmayan, yasak olan herseye daha en başından engel olmalıdır. Yapılan şikayetlerin yıkım kararlarını verirken oyalama taktiği sadece ve sadece kişiler arasında anlaşmazlıkların artmasına neden olur. Eğer kararlar zamanında verilirse diğer kaçak yapılaşmaların da önüne geçilebilir.
Düzen içindeki cennet Foçamız ‘da yaşayabilmemiz dileğiyle...
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.
CANAN LİMNİLİ
YORUMLAR