Ülkemizi ve dünyamızı Yeni Koronavirüs Covid-19 salgını ve salgınla birlikte ortaya çıkan panik havası sarmış durumda.
Sabah akşam sosyal medya ile yazılı ve görsel basında Koronavirüs haberleri yer alıyor. Üniversitelerle, ilk, orta ve liseler geçici süreliğine tatile girdi. Halkımızın toplu olarak bulunduğu sinema, tiyatro, restoran vb. sosyal alanlar da bir süreliğine kapalı olacak.
Peki, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “pandemi” (dünyayı saran salgın) olarak tanımlanan ve Çin’den başlayıp dünyanın çeşitli ülkelerine yayılan Koronavirüs (Covid-19) nasıl ortaya çıktı?
Koronavirüsler, geniş bir virüs ailesidir. Bazıları insanlarda da hastalığa neden olurken, çoğu yarasalar, develer, kediler gibi çeşitli hayvanlarda hastalığa neden olan zoonotik virüslerdir. Nadiren de olsa hayvan koronavirüsleri insanlar arasında da yayılabilir (SARS ve MERS gibi). Ancak bir kez insanlara bulaştıktan sonra enfekte olan kişiden diğer insanlara grip gibi çok kolay bulaşabilirler.
Bilim insanları tarafından kabul edilen yaygın kanı, Koronavirüslerin yaban hayvanlarından insana bulaştığı yönündedir. Örneğin, 2002 yılında yine Çin’de başlayan SARS (ciddi akut solunum sistemi sendromu)-CoV virüsünün yarasalardan palmiye misk kedilerine, bu kedilerden de insana bulaştığı düşünülmektedir. SARS’tan etkilenen 8 bin 98 kişiden 774’ü hayatını kaybetmiştir.
Aynı şekilde Afrika’da ortaya çıkan Ebola virüsünün de yaban hayvanlarından (primatlardan) kaynaklanmış olabileceği ifade ediliyor, bilim insanları tarafından.
Günümüzde global bir sorun haline gelmiş olan yeni Koronavirüs Covid-19’un, Çin’in Wuhan kentindeki Huanan deniz ürünleri pazarından kaynaklandığı ve daha sonra dünyaya yayıldığı bilinmektedir. Yeni Koronavirüsün de pazarda satılan yarasa ve yılan gibi yaban hayvanlardan bulaştığı düşünülüyor..
Yeni Koronavirüs salgını, bizlere vaban hayvanlarla temas halinde olmanın, onları yemenin çok ciddi sağlık riskleri taşıdığını bir kez daha gösterdi.
Yaban hayvanlarıyla temasın bir sebebi, ormanların yok edilmesiyle bu hayvanların yaşam alanlarının da yok olması olabiliyor. Bir diğer sebep yoksulluk ve açlıktan dolayı yaban hayvanlarını yemek zorunda kalmak olabiliyor. Yıllar içerisinde de yaban hayvanlar yemek kültürüne dahil oluyor. Böylece aslında besin zincirimizde yer almayan yaban hayvanlar, besin zincirimize girmiş oluyor. Tabii onların taşıdığı hastalıklar, virüsler vb. de insanlara taşınmış oluyor.
Çin’de başlayan Yeni Koronavirüsün insana yaban hayvanların etinin pişirilip yenmesiyle bulaşmadığı anlaşıldı. Bulaşmanın, bu hayvanlarla temas halinde olan, yakalayan, satan, kesen, temizleyen kişilerle olduğu, onlardan da diğer insanlara bulaştığı düşünülüyor.
Ülkemiz de ne yazık ki dünyayı sarsan Koronavirüsünden nasibini aldı. 10 Mart 2020’de Türkiye’deki ilk Koronavirüs vakası açıklandı. Bugün itibarıyla virüsün bulaştığı vatandaşlarımızın sayısı 47 kişiye ulaştı. Hasta olan vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyoruz.
11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütünün yayınladığı güncel verilere göre Covid-19 virüsünün görüldüğü ülke sayısı 113’tür. Bu ülkelerde enfekte olmuş kişi sayısı 118.162 olmakla birlikte 4290 kişi hayatını kaybetmiştir. Daha çok 60 yaşın üzerindekiler hastalıktan etkileniyor. Vakaların sayısının hızla yükselmiş gibi görünmesinin sebebi, testlerin yoğunlaşmasıyla birlikte zaten virüse yakalanmış olan birçok kişinin tespit edilebilmiş olması.
Uzmanlar soğuk algınlığı, kuru öksürük gibi şikayetlerle başlayan, yüksek ateş ve nefes darlığıyla seyreden bu yeni tip Covid-19 virüsünün düşünüldüğü kadar tehlikeli olmadığına, halk arasında endişe ve panik durumuna yol açmaması gerektiğine önemle vurgu yapmaktadırlar.
Ölüm oranının önceki yıllarda görülen diğer Koronavirüslerden (Sars-CoV (yaklaşık %9 ölüm oranı) ve Mers-CoV (yaklaşık %35 ölüm oranı)) daha düşük olduğu bilinmektedir.
Hastalıktan korunmak için yapmamız gereken, panik havasına kapılmadan kişisel hijyen kurallarını uygulamak ve hekimlerin önerileri doğrultusunda davranmaktır.
Peki günden güne dünyaya yayılan Covid-19 virüsü gıdalarımıza enfekte olabilir mi, Gıda yoluyla insanlara bulaşabilir mi, soruları da akla gelmektedir.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin Başuzmanı Marta Hugas daha önce Sars-CoV ve Mers-CoV koronavirüslerinden elde edilen tecrübelerin gıda tüketimi yoluyla bulaşmanın meydana gelmediğini gösterdiğini dile getirmiştir.
Covid-19 virüsünün gıda tüketimi ile insana bulaşıp bulaşmadığı yönünde bir rapor bulunmamaktadır.
Bu sebepten her türlü ihtimale karşı gıda işleme ve hazırlık aşamasında iyi hijyen uygulamalarının takip edilmesi gerekir.
- Gıdayla temas etmeden, gıda üretimine başlamadan önce ellerimizi en az 20 saniye sabun ve suyla yıkamalıyız.
- Pişmiş ve pişmemiş ürünler arasında çapraz kontaminasyondan kaçınmalıyız. Bu şu anlama gelmektedir. Pişmemiş bir üründe kullandığımız her türlü araç ve gereçleri yıkamadan pişmiş ürünlerde kesinlikle temas ettirmemeliyiz. Özellikle ellerimizi de pişmiş ve son tüketime hazır olan ürünlere dokunmadan önce uygun bir şekilde yıkadığımızdan emin olmalıyız.
- Pişirilerek tüketilen yiyecekleri, et, süt ve yumurta gibi, çiğ olarak tüketmemeli ve bu gıdaları iyi pişirmeliyiz.
- Toplu yemek ve gıda üretiminin olduğu iş yerlerinde, enfekte olmuş fakat enfekte olduğundan habersiz çalışanlar olabilirler. Bu çalışanlar hapşırma ve öksürük gibi semptomlarla gıdaların temas ettiği yüzeylere ve gıdalara, hatta çalışma arkadaşlarına bu virüsü bulaştırabilirler. Öncelikle bu kişilerin personel hijyenlerine dikkat etmeleri ve diğer çalışanlarla yakın temas kurmaktan kaçınması gerekmektedir.
Ayrıca Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu, tüm işyerlerinde aşağıdaki tedbirlerin uygulanması gerektiğini belirtiyor:
- “Virüs öksürük, hapşırık ve konuşurken havaya yayılır. Daha önce salgınını gördüğümüz grip salgınlarına benzer bir hastalık yaratır. Öksürük ve hapşırık sırasında ağzı kapatmak önemli,
- “Elleri yıkamak önemli,
- “Ellerin yıkanamadığı durumlarda alkol bazlı dezenfektanlar kullanılmalı,
- “İşyerlerinin havalandırılmasına önem verilmeli.
- “İşyerleri işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri çerçevesinde işyerini hijyenik hale getirmekle yükümlüdür. Bu çerçevede özellikle böyle bir durumda işyerlerinin dezenfekte edilmesi, tuvalet ve lavaboların hijyenik hale getirilmesi işletmenin sorumluluğudur. Bu kapsamda işverenler iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ile birlikte çalışarak bu yönde önlem almak zorundadırlar.
- “İşyerlerinde ateş, öksürük, solunum sıkıntısı olan çalışanlar hızlı bir şekilde saptanmalı ve sağlık kuruluşlarına sevk edilmelidir.”.
İstirahat süresi boyunca bu çalışanlar çalıştırılmamalıdır. Ayrıca yurtdışı seyahati yapmış kişilerin 14 gün karantina kuralı uyması sağlanmalıdır. İşletmelere gelen ziyaretçilerden yurtdışı seyahat bilgisi istenebilir.
Son olarak, Yeni Koronavirüs Covid-19 için yapılan ilaç ve aşı çalışmalarından da kısaca söz etmekte fayda var. Çin Hükümeti tarafından Korona salgını ile mücadelede olumlu sonuçlarından dolayı kullanılan, Küba’nın geliştirdiği Interferon alpha (IFN-a2B) adlı ilacın Çin’de 1500 hastanın iyileştirilmesinde etkili olduğu belirtiliyor. İlacı geliştiren BioKübaFarma’nın Başkanı Dr. Luis Herrera Martinez, ilacın seçilmesinin nedeni, daha önce Koronaya benzer karakteristikteki virüslerin tedavisinde etkili olması, diyor. İlacın avantajı, Korona salgını gibi durumlarda, hastaların durumlarının daha da kötüleşmesini, sağlıklarının ölümle sonuçlanabilecek kadar ciddi bir aşamaya ulaşmasını önlemek için koruyucu bir mekanizma görevi görmesi, olduğunu belirtiyor. Küba’nın bilgiyi gizlemek, fahiş fiyatlara satmak yerine, hiçbir kâr amacı gütmeden, teknolojisini İnsanlığın hizmetine sunması, küresel boyuttaki bir salgında ciddi önem kazanıyor.
Önümüzdeki dönemde, tüm zorluklarına rağmen, yeni koronavirüse karşı mücadeleyi İnsanlık olarak kazanacağımızı biliyoruz. Ancak hayvanlardan insanlara geçen benzer koronavirüs salgınlarını yeniden yaşamamak için, doğaya saygı duymak, doğayı tahrip etmemek, yaban hayvanlarından ve onların yaşam alanlarından uzak durmak gerekiyor. 17.03.202
TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli Temsilcisi
Sema KOPAL
YORUMLAR