Biliyorsunuz, İzmir’in ablası, her şeyi, Buca denilince akar suları durduran Işılay Saygın’ı kaybettik...
Kendisi ile hemen herkes bir şeyler yazdı.
Çünkü; hemen tüm İzmir, hatta Türkiye’nin Işılay Saygın ile birden fazla hatırası var.
Ben de yıllarca birlikte çalıştım, danışmanlığını yaptım...
Belki bir yazı yazarım...
Arada da konu geldikçe yaşadıklarımızı anlatırım...
Düşünün saban saat 06.00’dan geceyarısı en az 24.00’e kadar beraberdik.
‘Sen istirahat et!’ der ve Bornova’ya gönderirdi...
Ekibimizde bir de Fazilet Damar vardı...
‘Sen mesleğini yap!’ dedi ve o öğretmen olarak aramızdan ayrıldı.
Bugünkü Devlet Töreni daha sonra anlatacağım..
Önce; İzmirli girişimci genç iş adamı Musa Turan’dan da söz etmek istiyorum...
Çünkü günümüzün politikacılarını, bazı belediye başkanlarını çok iyi analız etmiş:
Işılay Saygın’ı düşünürken, neden aklıma Musa Turan da geldi...
‘Ne alakası var?’ diyenler az sonra anlayacak...
‘Siyasette bir yere gelmek için para harcamak kalkmadığı müddetçe bu böyle gidecek.
Meclis Üyesi olmak için yüz binlerce lira ödüyorlar.
Sonra komisyonlara yazılıp dosya takipçiliği yaparak harcadıkları parayı çıkarmaya çalışıyorlar.
Belediye Başkanı olmak için milyon lira harcıyorlar, sonra bunu da çıkarmak ve zengin olmak için türlü ayak oyunları yapıyorlar.
Bu kısır döngü böyle devam ediyor.
Herkes siyaseti kullanarak zengin olma peşinde.
Ahlak sıfır, liyakat sıfır, devlet sevgisi sıfır, Allah korkusu sıfır, kul hakkı yeme korkusu sıfır...
Dürüst olmak, Ahlaklı olmak, namuslu olmak bu kadar zor mu arkadaş ya!
Türkiye’de siyaset rant kapısı olmaktan kurtulmadığı sürece bu ve buna benzer insanlar hep olacak.
Umarım kim bu devletin ve bu Necip milletin bir kuruşunu haksız yere boğazından geçiriyorsa, kursağında kalsın.
Allah tüm siyasetçilere Atatürk gibi onurlu Atatürk gibi vatansever Atatürk gibi namuslu olabilmeyi nasip etsin.’
‘Amin!’
*- Demirel’in değil İzmir’in kızı ve ‘ablası’
Süleyman Demirel’in ‘kızım’ dediği Işılay Saygın da soyadı gibi çok saygın kişi idi...
Sizin bilginiz dışında da çalışmalar yapardı.
Örneklerden biri de benim...
Bir gün, ‘Hocam!’ dediği beni Gazeteci Büyüğümüz Aydın Bilgin’in yanında buldu...
Şimdiki adı RTÜK olan, radyo televizyon üst kurulu kuruluyordu.
Ankara’dan, İstanbul’dan sayısız adaylar var...
Bunların dışında her partinin de kendine yakın bulduğu adayların sayısı az değil...
Biz İzmir’de kendi halimizdeyiz...
Zamanın Koalisyon Başbakanı Süleyman Demirel, yıllarca birlikte gezdiğimiz için beni tanıyor...
Işılay Saygın, ‘en iyisi biz Yaşar Eyice’yi bu görevin başına getirelim’ diyor...
Konuşuyorlar, ‘tamam’ deniliyor...
Ama Hükümetin diğer ortakları var...
Diğer Genel Başkan Necmettin Erbakan da, ‘Biz de kendisini tanıyoruz, Yaşar Eyice hiç kimse bizimle ilgilenmezken tüm gezilerimize geldi, haberlerimizi doğru ve tarafsız yaptı’ diyor...
Zaten aramız çok iyi olan ve iyi günde kötü günde birlikte olduğumuz Bülent Ecevit de, diğerleri de ‘evet’ diyorlar...
Belirttiğim gibi benim bu görüşmelerden hiç haberim yok...
Ve Işılay Saygın, patronum Aydın Bilgin ile de görüştükten sonra, ‘müjde’yi veriyor..
Böyle bir fırsat kaç kişinin başına gelebilir.
Kurucu ve yapıcı başkan olacağım...
Süleyman Demirel de arıyor ‘Hayırlı olsun!’ diyor...
Ama benim İzmirli yanım ağır basıyor...
‘Beni af edin İzmir’den ayrılmam’ diyorum...
Daha önce de Cumhuriyet’ten Abdükadir Yücelman, beni ‘zorla’ İstanbul’a götürmek istiyor...
Ona da tüm ısrarlara ve güzel tekliflere rağmen ‘hayır’ demiştim...
Daha çok örnekleri ve tanıkları olan gelişmeler var...
Sonuçta;
Ben Işılay Saygın ile çalışmaya devam ettim...
Ama şunu de iftiharla söylüyorum;
Devletten bir kuruş almadım...
Özel masraflarımı cebimden karşıladım...
Bunun en önemli tanıklarından biri de önceki İzmir ve İstanbul valisi, İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş idi...
Bir gün kendisiyle olan hatıralarımı da anlatırım...
Şimdi yine Işılay Saygın’a ve memleketi Buca’ya gidelim...
*- Saygın’a yuvasında anlamlı veda
Türkiye’nin ilk kadın bakanlarından ve eski Buca Belediye Başkanı Işılay Saygın için belediye binası önünde tören düzenlendi.
Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç ve belediye personeli Saygın’ı karanfillerle uğurladı.
Törende konuşan Başkan Kılıç, ‘Işılay Saygın Türkiye ve Buca tarihine adını ışıl ışıl harflerle yazdırmıştır’ dedi.
Türkiye’nin ilk kadın Çevre Bakanı ve ilk kadın Turizm Bakanı Işılay Saygın sonsuzluğa uğurlanıyor.
Saygın için ilk olarak İzmir Valiliği tarafından hazırlanan resmî törenin ardından 1973 – 1980 yılları arasında önemli hizmetlerde bulunduğu Buca Belediyesi’nde özel bir tören gerçekleştirildi.
Buca’nın sembol isimlerinden olan Işılay Saygın’ın naaşı, Buca Belediyesi Hizmet Binası önüne getirildi. Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç ve belediye personeli tarafından karşılanan cenaze aracına kırmızı karanfiller bırakılarak dualar okundu.
Saygın’ın naaşı sevdası Buca sokaklarından geçerek öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazı için Muradiye Camii’ne götürüldü.
*- Buca tarihine adını ‘ışıl ışıl’ harflerle yazdırmıştır
Saygın için yapılan törenin ardından Başkan Kılıç şöyle konuştu:
‘Bugün başta Bucamız olmak üzere Türkiye için çok önemli bir kişiyi, ülkemizin siyasi tarihinde önemli görevler almış bir bürokratı, okuttuğu, annelik yaptığı binlerce çocuğun annesini; sayın büyüğümüz Işılay Saygın hanımefendiyi sonsuzluğa uğurluyoruz.
Buca ve Buca Belediyesi’nin sayın bakanımız için ayrı bir yeri olmuştur. Biz de o sevdayla Buca için çalışmaya devam edeceğiz.
Işılay Saygın başarılarıyla, arkasında bıraktığı birbirinden değerli evlatlarıyla, verdiği kadın mücadelesiyle Türkiye ve Buca tarihine adını ‘ışıl ışıl’ harflerle yazdırmıştır.
Kendisinin aziz hatırasının önünde saygıyla eğiliyor, ailesine, sevenlerine ve tüm Türkiye’ye başsağlığı diliyorum. Ruhu şad olsun, yıldızlar içinde uyusun.’
*- Kim bu asi kız?
İsim yabancı gelmedi ama önce kim olduğunu anımsayamadım...
Paylaştığı videonun altına şunları yazmıştı:
‘Seray Sever için konuşmak kolay!
Asgari ücretle çalışan insanın bir yıl çalışıp kazanamadığı parayı kadın bir ayda kazanıyor.’
Sonra şöyle diyor:
‘Bu arada çıta baya düştü!
Önceden pahalıysa ‘Et yemeyin!’ diyorlardı; şimdi ‘Fasulye yemeyin!’ diyorlar.
Yazık!
Eğitilmezsiniz...’
Anlayan için çok ağır sözler...
Köpekler, atlar, hayvanlar bile zamanımızda eğitilirken, bazılarımız nasıl eğitilemez...
Allah kimseyi böyle cümlelere muhatap etmesin...
Aklıma takıldı ya, mutlaka bulacağım kim bu Aysun Kayacı...
Araştırdım:
Karşıma şöyle biri çıktı, eğer doğruysa;
Bir üniversitemizin tarih bölümünü bitirmiş,
Topmodel, oyuncu, sunucu...
Ayrıca; Yılın en iyi mankeni ödülü sahiplerinden...
Demek ki tanınmış ve çevresi olan biri...
Ama meslektaşı sayılacak bir kişinin sözlerine fena takmış...
Öğrenmeseniz, bizim işçi sınıfından biri, ya da bazı cümleleri ezberlemiş biri diye düşünebilirsiniz.
Baktım başka ne sözler etmiş diye;
‘Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar kötüdür.
Fakire öğüt vermek kolaydır esas erdem zengine hesap sormakla anlaşılır’ diye devam etmiş..
Siyaseti takip ettiği de belli...
‘Maliye bakanı Berat Albayrak. Halkın %98'i başarısız buluyor. Muhalefet başarısız buluyor. MHP başarısız buluyor. Kendi partisinin milletvekilleri başarısız buluyor. Ama adam hala görevde!
Çünkü 1 kişi öyle istiyor.’ diyor...
Bunları okuyunca;
Muhalefet partilerinin sözcülerinden biri sanırsınız..
Bir de bize sorusu var:
‘Nasıl, başkanlık sistemi iyi mi bari?’
Bir de TBMM’den bir fotoğraf koyarak şunu paylaşmış:
Milletvekilleri perişan bir halde sızmışlar...
Yani uyuyorlar...
Büyük olasılıkla gece yarısı ya da sabaha karşı çekilmiş bir görüntü.
Güpe gündüz böyle bir fotoğraf olamaz...
Çeken de tabii içlerinden biri...
Nasıl İstanbul seçimlerinde bazı milletvekilleri oy çuvallarının üzerlerinde fotoğraf çektirip ‘Nasıl çalışıyoruz?’ diye övünüyorlardı ya, onun gibi bir şey olmalı...
Ama bizim asi top modelimiz bu fotoğrafın altına şöyle bir not geçmiş:
‘Ülkede kriz var.
İşsizlik, Akdeniz krizi, EYT, yargı reformu gibi konular çözüm beklerken, Meclis 2.5 aylığına tatile girmiş!’
Yine bize soruyor:
‘Bu kadar çok yatıp, böyle para kazanılabilen başka bir meslek var mıdır acaba?’
Herhalde tüm milletvekillerinin tepkisini çekmiştir.
Haah şimdi buldum...
‘Dağdaki çobanla benim oyum bir mi?’ diyen asi kızlarımızdan biriydi bu...
*- Yine geliyorlar amma...
Biliyorsunuz;
31 Mart seçimlerinden önce İzmir’de haftada üç ayrı bakan geliyordu.
Yine geliyorlar ama bazılarının davetlerine...
Konuşup gidiyorlar...
AKP’de sular durulmuşa benziyor...
Yenilenler ile bunu hazmedenler kenara çekilmiş görünümündeler.
Ama bu arada dernekler, odalar, yani koltuk sahipleri yine önceki yıllarda olduğu gibi yapılan her türlü açıklamaya ‘evet’ demeyi sürdürüyorlar.
Bu arada AKP milletvekilleri de duyumlar ya da yandaşlarının anlattıklarını tekrarlayıp;
Klasik ve standart cümlelerden biri olan, ‘Duyduklarımız doğruysa durum çok vahim!’ diyorlar.
Son günlerde adı sık geçen AKP İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Kemalpaşa’da CHP’li Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı’nın basın yayın organlarında ve sosyal medyada dolaşan görüntüleriyle ilgili açıklama yaparak durumun vahametine dikkat çekti.
Eğer bizler milletvekillerinin de ‘duyduklarımız doğru ise’ diye başlayan ve biten cümlelerini duyuyorsak, söyleyecek laf da bulamıyoruz.
Hani bir laf vardır, ‘Hoca böyle yaparsa, cemaat ne yapmaz?’ diye herhalde o günlere geldik.
*- Fırsatçılar 40 dönümü yok etti!
İzmir’in akciğerlerinde, ormanlık alanların korunması için seferberlik ilan eden Buca Belediyesi, uydu görüntüleri aracılığıyla imar affından yararlanmak isteyen fırsatçılar tarafından Kırıklar’da talan edilen alanlarda yıkım gerçekleştirdi.
Yıkımın ardından yeşil düşmanlarının, yaklaşık 40 dönümlük alanlık ormanlık alanı yok ettiği ortaya çıktı.
Kentin yeşil varlığını korumak için havadan ve karadan kaçak yapıları engelleme çalışmalarına hızla devam eden Buca Belediyesi Buca ormanlarında, imar affı fırsatçılarına göz açtırmıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çıkarılan ve imar affı olarak bilinen ‘Yapı Kayıt Belgesi’ düzenlemesinin sona ermesine rağmen, bu yasadan faydalanabilmek için Buca’nın ormanlık alanlarındaki ormanları tahrip ederek inşa edilen kaçak yapıları tespit etmeye devam ediliyor.
*-
***-
Güncel
*- Aylık toplantıları!
Ege Bölgesi Sanayi Odası Temmuz Meclis Toplantısı, 29 Temmuz 2019 Pazartesi günü saat 16.00 da gerçekleştirilecek.
EBSO Meclis Başkanı Salih Esen ve Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile meclis üyesi sanayicilerin ekonomik gündemi değerlendirecekler.
*- Türkiye için 42 milyar dolarlık Pazar
ABD'yi tek pazar olarak görmek en büyük yanılgı.
Gerçekte 50 eyaletten oluşan ve kendi içinde de 4 alt ayrı gurupta analiz edilmesi gereken dev bir tüketim makinası.
Her eyaletin kendi kanunları ve gümrük uygulamaları var.
Federasyon yapısında her eyalet kendi sınırları içinde sertifikasyon veya gümrük kuralları belirleyebilir hatta vergi düzenlemesi bile yapabiliyor. Her eyaletin ayrı bir gelir ve kurumlar vergisi düzenlemesi var.
*- İkiye ayırmalıyız
ABD pazarını genel olarak batı ve doğu yakası olarak ayırmak gerekir. Ayrıca bu yatay bölünmeyi dikey olarak kuzey ve doğu olarak da ayırmamız gerekiyor.
Amerika Birleşik Devletleri 42 Milyar dolarlık mobilya ve aksesuar ithalatıyla dünyanın bir numaralı ithalatçısı konumunda. Son yıllarda bu ithalat; aksesuar, home design ve hediyelik eşya yönünde ağırlık kazanmakta.
Özellikle özgün ve yerel tasarımlara yönelik talep artış gösteriyor.
*- Türk markaları için
Türk markaları için 42 milyar dolarlık bir pazar olan ABD'den sektör alıcılarını getirmek için özel bir çalışma başlatan CNR Holding 11 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirdiği BIA- Global Pazar İstihbarat sistemiyle ABD'li sektör profesyonellerini fuarlarına getirerek ihtiyaçları doğrultusundaki üretici firmalar ile buluşturacak.
*- YAŞAR EYİCE
YORUMLAR