Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar!
Bu, çoğu zaman ağzımızdan düşürmediğimiz atasözlerimizden biri...
Son zamanlarda buna hep tanıklık yapıyoruz.
Hiç unutmuyorum; İzmir Milletvekili olduğu dönemde ziyarete gelen Dr. Canan Arıtman ve Prof. Dr. Tülay Özüerman’la sohbet ederken, Prof. Özüerman, ‘Ben dokuz değil on köyden kovuldum!’ demişti.
Sonra yaşadıklarını sıraladı...
Diyeceksiniz o günden bu güne değişiklik oldu mu?
Sanmıyorum:
Gerek siyasette, gerekse normal yaşamda sıkıntılar yaşanıyor, görülüyor.
Şarkısı bile var!
Bazıları ise ya karakolda ya da mahkemede şaşırıyor.
Doğru birdir...
Fakat; ‘gördüğüne, duyduğuna inanma!’ diyenler de vardır...
Çünkü yanıltabilirler...
Bir zamanlar Başsavcı’ya şöyle demiştim:
‘İki tarafın da tanıkları yani şahitleri var. Biri ‘Siyah’ derken, diğeri ‘beyaz’ diyor...
Bu nasıl olur?’
Yani birileri doğru söylerken, diğerleri yalan söylemiş oluyor.
Adalet bir şekilde, bazıları tarafından yanıltılıyor.
Hiç kimse, yani sıradan biri tanık olmaz.
Karakola, adliyeye, polise düşmek istemez.
Hatta zamanın Adalet Bakanı Av. Hasan Denizkurdu, bir makalesinde konuyu irdelemişti.
Adalet Bakanı, İzmirli Hasan Denizkurdu anımsadığım kadarıyla makalesinde ‘Ben bile karakolun, adliyenın önünde, ‘Acaba ne olacak?’ sorusunu aklıma getirerek, çekinerek, korkarak içeriye adımımı atıyorum!’ mealinde laflar söylemişti.
Av. Denizkurdu bildiğim kadarıyla İzmir’de, özellikle yandaş medyanın kendisiyle bu konuda söyleşi yapmasını öneriyorum.
Bu arada üşenmedim, tek tek saydım;
Hasan Denizkurdu’ndan bu yana; Bekir Bozdağ’a kadar 12 bakan görev yapmış...
Acaba hangi Adliye mensubu bu isimleri şaşırmadan, atlamadan sayabilir?
*- Şüphe yarattığı için!
CHP Genel Başkanı, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteği üzerine, ‘belge’ olarak banka dekontlarını gösterdi.
Tabii ki tam bu anda, ‘Ne olacak?’ diye televizyonlarının başında bekleyen vatandaşlarımız şaşırdı?
Çünkü, bizim vergilerimizle binlerce kişiyi çalıştıran ve yayın yapan TRT o anda yayını kesti!
Neyse onun hesabını vatandaşlar adına soracak olanlar çıkar!
‘Halkın haber alma hakkını elinden nasıl alırsın?’ diye sorar...
Benim şaşırdığım;
Doğru olup olmadığını bilmeden, yandaşların ‘Fos çıkan belgeler!’ sözünü nasıl söyleyebildikleri...
Cumhurbaşkanının söylediği gibi ‘iftira’ olabilir...
Ya da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirttiği gibi, ‘gerçek’ de olabilir...
Buna uzmanlar yanıt verecektir...
Hatta şu anda sosyal medyada dolaşan ‘Man’ kamyonları ile ilgili ‘asparagas’ haberlere de, ‘haksız rekabete’ neden olmamak için yer vermeyeceğim...
Her zaman söylediğim ve savunduğum düşüncem var...
‘Siyaset seviyeli olmalı, halk birbirine düşman edilmemeli, kutuplara ayrıştırılmamalı... Birlik ve beraberlikten güç doğar!’ diyorum...
Ve de yine her zaman yerelde ve genelde savunduğum şu:
‘Sahtekarlar, menfaatçiler, avantacılar ortaya çıkarılmalı...’
Birbirimizi suçlayarak bir yere varamayız...
İyi haberler, yüzümüzü güldüren haberler duymak istiyoruz...
Artık doğru paydada birleşmenin zamanı da geldi ve geçiyor...
Geleceğimiz için bu konuya da önem verilmesini diliyorum.
*- Yanılabilir ya da yanıltılabiliriz!
Bazen ‘doğru’ bildiğimiz yanlışlar da oluyor!
Dr. Ali Kertiş ve Dr. Erol Duran’la konuştum, doğruladılar.
Şimdi bir doktorun ağzından size aktarayım....
‘Tıp fakültesindeyken Kardiyoloji stajında birine tansiyonu yüksek demek için 160/95 üzerinde olması gerektiği öğretiliyordu. Dahası bu tansiyonda henüz ilaç verilmiyor, ‘Biraz tuzunu kıs!’ denip, izlem öneriliyordu.
‘Küçük tansiyon’ önemliydi.
Mecburi hizmetteyken duyduk ki artık, ‘büyük tansiyon’ da önemli olmuş ve küçük tansiyon normal olsa da büyük tansiyon yüksek ise yine ilaç verilecekmiş.
Mecburi hizmetten döndüğümüzde meslektaşlarımızın artık 140/90 üzerine ilaç vermeye başladığını gördük.
Geçenlerde, gece haberlerinde, artık 130/80 değerinin, ‘yüksek tansiyon sınırı’ olduğunu öğrendik.
Yani ‘bütün meslek hayatları boyunca’, tansiyonu 130/80 olanlara ‘turp gibisin!’ diyen doktorlar, artık size ‘hastasınız!’ diyecekler.
Peki ‘normal’ neydi?
120/80. Bunda hala bir değişiklik yok.
Fakat artık sınıra gelindi.
*- Sessiz katil!
Bundan sonra ‘ilaç şirketleri’ ya ‘normali’ aşağıya (mesela 100/60) çekecekler, ya da antihipertansif ilaçların ‘koruyucu’ etkisi ‘keşfedilecek!’
Bence ikinci seçenek daha muhtemel.
Birkaç yıl içinde ilaç şirketleri kendilerini birkaç milyon dolara satacak yeterli sayıda hekim bulunca, ‘prestijli’ tıp dergilerinde antihipetansiflerin ‘koruyucu’ etkisine ilişkin yayınlar okuyacağız.
Sonra mesela 10 yaşından itibaren düzenli antihipertansif alanlarda ileride hipertansiyon gelişmediğine ilişkin yayınla çıkacak.
İnanmıyor musunuz?
Bekleyin, birkaç yıl sonra hatırlatırım siz!!!...’
Bunu neden mi yazdım?
Prof. Dr. Barbaros Çetin, ‘Sessiz katil!’ diye bilinen ve 365 rahatsızlığı taklit edebilen ‘LYM hastalığı’ yüzünden birçok insan yanlış tedavi kurbanı oluyor....
Yani sevdiklerimizi hiç yoktan kaybediyoruz...
Asıl buna çözüm bulunmalı...
***-
GÜNCEL
*- Kadına yönelik şiddete karşı
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği’nin '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' kapsamında başlattığı ’Dünyayı Turuncuya Boyayalım’ etkinlikleri çerçevesinde İzmir Barosu’nun kadın yöneticileri ve kadın çalışanları turuncu tişörtler giyerek ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Birleşin’ mesajı verdiler.
*- Altın Karınca ödülleri sahiplerini buldu
Marmara Belediyeler Birliği tarafından bu sene 7.’si düzenlenecek olan Altın Karınca Belediyecilik Ödülleri 30 Kasım 2017 Perşembe günü Conrad İstanbul Bosphorus Hotel’de gerçekleştirildi.
Sunuculuğunu haber spikeri Sevinç Satıroğlu’nun üstlendiği ödül töreninde, belediye başkanlarına ve ekiplerine ödüller, Marmara Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal tarafından takdim edildi.
*- Osmanlı Şerbetleri tanıtım programı
İzmir Olgunlaşma Enstitüsü Türk Kültür Mirası hazinelerini gün yüzüne çıkarmak, gelecek nesillere aktarmak ve Türk Kültürü’nü uluslararası düzeyde tanıtmak için hazırlanan geleneksel Osmanlı Saray Mutfağı şerbet tariflerini dünyada ilk defa Türkçe ve İngilizce olarak bir kitapta topladı.
‘Osmanlı Şerbetleri’ kitabı, 30 Kasım 2017 Perşembe günü saat 16.30’da (bugün) İzmir Olgunlaşma Enstitüsü’nde düzenlenen törenle tanıtıldı.
*- ‘Milli üretim, milli güç’
Makine sektörüne yön veren en önemli firmaları buluşturan, yurtiçinden ve yurt dışından çok sayıda ziyaretçi ağırlayan Bursa Endüstri Zirvesi ve Fuarı, başladı.
Bursa Endüstri Zirvesi’nin makine satışlarına yapacağı etki ile hem Bursa, hem de ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını ifade eden Makina İmalatçıları Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özkayan ‘Milli üretim, milli güç’ sloganıyla makinede yerli üretimi destekleyecek politikaların oluşturulup yürütülmesi ve markalaşması için çalıştıklarını söyledi.
*- Üçgen'de viyadükler tamamlandı
Denizlililerin uzun yıllardır hayalini kurduğu Üçgen Köprülü Kavşakları projesinde İzmir-Antalya Karayolu'nda gidiş-geliş olmak üzere toplam 838 metrelik 2 viyadük tamamlandı.
Sona doğru yaklaşılan dev projede yer altına toplamda 12,6 kilometrelik uzunluğunda kazı yapılırken, sadece İzmir-Antalya viyadüklerinde 2.172 ton demir, 16.500 metreküp beton kullanıldı
*- YAŞAR EYİCE
YORUMLAR