YAŞAR EYİCE

YAŞAR EYİCE

[email protected]

Müfettişleri bekliyoruz...

17 Aralık 2017 - 15:41

‘Keşke her gün müfettiş gelse!’ yazımdan sonra, çoğunluğu olumlu çok tepki aldım.

Hatta bunlardan biri de, Hürriyet ve Hürriyet Haber Ajansı’nın yıllarca Ege Bölge Temsilciliğini yapan, Kahramanlar çocuğu Ertuğrul Kale idi...

Selam sabahtan sonra Ertuğrul Kale şunları yazmış:

‘Harika şeyler yazıyorsun.

Bu kestirme yol meselesi süper bir şey...

Ben de çok gezer dolaşırım ve de kaç yıldır buralardayım…

Ama senin keşfettiğin bu yolu görmedim, bilmiyorum

Ben önce yazdıklarını atlamışım ki hepsini okurum.

Nasıl olmuş bilmiyorum.

Ben de hemen keşfe çıkardım.

Bu tam Hürriyet’lik haber.

Ellerine koluna beynine sağlık...

İyi hafta sonları...

Selamlar sevgiler...EKALE’

*- Eski Bayramlar gibi...

İzmir böyle!

Usta gazeteciler de Ertuğrul Kale usta gibi...

Örneğin Erol Akıncılar ya da Okan Yüksel veya Yaşar Aksoy’la konuşun, hemen, bir zamanların efsane gazetesi ‘Demokrat İzmir’den söz ederler...

Hatta Aydın Bilgin ağabeyimiz de, bildiğim kadarıyla şuanda Viyana muhabirliğini yapan İsmail Gökmen, Yaşar Eyice ve eski Demokrat İzmircilerden olan bir ekip kurmuş, bu önemli gazeteyi yaşatmak için önemli bir adım atmıştı.

Daha sonra bu proje yarım kaldı...

Ünal Tümin’le konuşursanız, hemen ‘Tercüman!’ der, haber müdürlüğünü yaptığı günleri anlatır...

Nurettin Tekindor ile Önder Özçorlu ‘Milliyet’ der, Levent Bimen Türk Haberler Ajansı günlerinden söz eder...

Yener Özkesen ‘ Ege Ekspres’ in kitabını bile yazdı...

Kaç yıldır Hürriyet’ten kendi isteği ile ayrılan ve dünya çapında bir şirket kuran Ertuğrul Kale’nin ‘Bu tam Hürriyetlik haber!’ diyerek beni bir noktada kutlaması da heyecanını gösteriyor.

Gençlere örnek olması lazım...

‘Nerede o eski Bayramlar?’ diyenler gibi tümü ‘Nerede o eski gazeteler?’ diyorlar...

*- Ya şimdi?

Çünkü şimdi ‘yandaş’ dediğimiz medya var!

Şimdi heyecan yok, para var!

Nasreddin Hoca da çok eski yıllarda boşuna söylememiş:

‘Parayı veren düdüğü çalar!’ diye...

Dikkatli okuyucularım bilir;

Mutlaka ve mutlaka yazılarımda nostalji de yapar, İzmir’den tarihi takvim yapraklarını açarım...

İzmir konularına da büyük önem veririm...

*- Şartlar değişmeli!

Ama bazen anlamakta güçlük çektiğim gelişmeler de oluyor...

Örneğin;

Yarın ne olacağı kesinlikle belli olmayan, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektör Vekili Prof. Dr. Erdal Çelik’in, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Kalkınma Kurulu Başkanı seçilmesi gibi...

Sayın Çelik, Rektör vekili olmasaydı bu göreve getirilir, ya de seçilir miydi?

Önceki Rektörün durumunu düşünün....

Dualarla koltuğu oturmuş ama saltanatı kısa sürmüştü.

Nasıl bir anda atandıysa yine bir anda koltuğundan oldu...

Şimdiki Rektör, pardon vekil de işine hızlı başladı.

Gazetenin yazdığına göre, 100 öğretim üyesi ve görevliyi ya istifa ettirdi, ya da görevlerinden aldı...

Okuduğuma göre, olay TBMM’de de gündeme getirildi.

İZKA’nın, İzmir’in gelişimi açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Çelik, ‘Üniversite, sanayi, kamu ve toplum birlikteliğini daha da arttıracağız. Yeni projelerle İzmir’e hareket getirmeyi hedefliyoruz’ dedi.

Konuyla ilgili haber ve görselleri herhalde duymuşsunuzdur.

Ben İzmirli olarak, bu tür atama ve seçimlere karşıyım...

Kararı birkaç kişi değil, her kentte, yerli insanlar vermelidir.

*-  Ender Coşkun içi para dolu çantaya ‘vole’ çaktı...

Bu arada benim bir dikkatli takipçim daha çıktı...

‘Gazeteciliği’ kadar ‘ustalığı’ ile dikkat çeken ve şimdi ‘Demokrat İzmir’i çıkarmaya devam eden; Ender Coşkun...

Kendisiyle çok anımız var...

Heyecanını ilk günkü gibi sürdüren, adı gibi ‘ender’ olan bir gazeteci Ender Coşkun...

Öyle ki, bu yüzden ne tuzaklara düşürüldü, başından neler geçti anlatmakla bitmez...

Ama o İzmirli ender idealistlerden biri...

Şu kadarını söyleyeyim:

Çok takdirimi alan Foto Muhabiri Esat Erçetingöz de ben de olayın canlı tanığıyım:

Bir gün Kuşadası’ndan bir valizle gelen ziyaretçisi vardı Ender’in...

Adamla konuşurlarken yanlarında Esat Erçetingöz de vardı...

Ben de odanın dışında idim, ama cam kaplı odayı da görüyor, konuşmaları da duyuyordum...

Çünkü görüşme akşam saatlerinde yapılıyordu.

Birden Ender Coşkun ayağa kalktı ve adamın içini gösterdiği çantayı tekmeledi...

Aynen bazı filmlerde gördüğümüz gibi...

Ama bu gerçekti...

Kuşadası’nda bazı rant olaylarını görmemesi ve yazmaması için içi para dolu çanta ile gelmişlerdi gazeteye...

Tanık olmasak, başkası söylese inanacak gibi değil...

Sanıyorum bu olay 20 yıl kadar önce oldu...

Esat Erçetingöz daha iyi anımsıyor...

Adamı Ender’in elinden aldık ve sonuçta çantasıyla birlikte gönderdik...

İsmi de aklımızda olayın nedeni ve gelişmeleri de...

Şu anda aklıma gelenlerden biri de bu...

*- Ciddi bir uyarı...

İşte bu Ender Coşkun telefonla aradı...

‘Ağabey senden beklemezdim!’ dedi...

Sonra devam etti.
‘Sen namuslu ve dürüst  biliniyorsun, nasıl olur da; dolandırıcı bir gazetecinin köşe yazarlığını yaparsın!’

İsim söyledi...

‘Bilmiyorum’ dedim...

Birçok dostum benim yazılarımı ya Face’den ya da çıkan gazetelerden alıp paylaşıyor...

Kimi izinli, kimi izinsiz...

Foto Muhabiri Mehmet Özdoğru ile Ustalardan Murat Eştürk’ün söylediğine de katıldığım için önem vermiyorum:

‘Reklamın iyisi ya da kötüsü olmaz!

Benim yazımı yayınlamaya değer bularak, okuyucularıyla paylaşanlara bir sözüm olmuyor...

Zaten yine Ender Coşkun’un dediği gibi, gerçekten benim bilgim dışında köşe yazarı olarak gösteren kişinin dolandırıcılığı varsa yakında layık olduğu cezayı alır...

Sonuç olarak, beni bilen de bilir, ‘usta’ ya da ‘duayen’ diye orta sahada dolaşanları da...

Hiç kimseyi kırmak istemediğim gibi doğru olduğuna inandıklarımı yazmaya devam edeceğim...

Her türlü engele rağmen...

Tabii ki bu arada yanlış yaptığımız, yanıltıldığım da oluyor...

Ama doğrusunu öğrenir öğrenmez de düzeltiyor, özür dilemesini biliyorum...

***-

GÜNCEL

*- KİTVAK umut olmaya devam ediyor

‘KİTVAK – Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı’nın üçüncü büyük eseri olan Dokuz Eylül Üniversitesi Kitvak-Abdulrezzak Sancak Hasta ve Hasta Yakınları Konukevi                                  18 Aralık 2017 Pazartesi günü açılıyor.

Temeli 2013 yılında atılan, bağışçı ve hayırseverlerin katkılarıyla tamamlanan Dokuz Eylül Üniversitesi Kitvak-Abdulrezzak Sancak Hasta ve Hasta Yakınları Konukevi hayırsever vatandaşların da katılacağı bir törenle kapılarını açıyor.

Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Kitvak Yönetim Kurulu Başkanı YMM Ramazan Soncul, Kitvak’ın onkoloji hastaları ve yakınlarına umut olmaya devam ettiğini ifade ederken ‘Vakfımız Kitvak, EÜ Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi ve EÜ Kitvak Hasta ve Hasta Yakınları Konukevi’ni inşa edip önemli bir boşluğu doldurmuştur.

EÜ Kitvak Konukevi örnek girişimi, bu alandaki gerçek ihtiyacın büyüklüğünü de ortaya çıkarmıştır.

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde onkoloji tedavileri devam eden hasta ve hasta yakınlarının da konaklama gereksinimi vakfımıza ulaşınca, yepyeni bir konukevi için harekete geçtik.

Bugün bağışçılarımızla bir eseri daha tamamlamanın onurunu yaşıyoruz’ dedi.

*- Denizli şiire doyacak

Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 3'üncüsü düzenlenen ve iki gün sürecek Uluslararası Denizli Yaren Şairler Şöleni için kente gelen şairler, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ı ziyaret etti.

*- Daha fazla ilerleyemeyiz!

Cihangir Art Project, sanatçı Azat Yeman'ın  ‘Cu-de-sac’ isimli sergisini Nişantaşı Art212'de 28 Aralık'ta sanatseverler ile buluşturuyor.

Sergi, sanatçının 2014 - 2017 yılları arasında ürettiği eserlerden oluşuyor.

Sanatçının son dört yılına tanıklık edeceğiniz bu sergi ismini, '’Daha fazla ilerlemenin mümkün olmadığı nokta’ anlamına gelen  ‘Cul-de-sac’ kelimesinden alıyor.

*-

YORUMLAR

  • 0 Yorum