İzmir, Türkiye’nin en yaşlı altıncı büyükşehri olarak, demografik yapısındaki değişimi her geçen yıl daha belirgin bir şekilde hissetmeye başladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2007 yılında yüzde 8,2 olan 65 yaş ve üzeri nüfus oranı, 2024’te yüzde 13,3’e yükseldi.
İzmir Kalkınma Ajansı’nın projeksiyonları ise 2050 yılına gelindiğinde bu oranın yüzde 23’e ulaşacağını öngörüyor. Yani, gelecekte İzmir’de her dört kişiden biri 65 yaş üstü olacak.Bu durum, yalnızca İzmir’e özgü bir eğilim değil; Türkiye genelinde de yaşlı nüfus oranı hızla artıyor.
2010’da yüzde 7,2 olan yaşlı nüfus oranı, 2024 itibarıyla yüzde 10,6’ya çıkmış durumda. TÜİK’in uzun vadeli projeksiyonları, 2060’ta bu oranın yüzde 22,6’ya, 2080’de ise yüzde 25,6’ya ulaşacağını gösteriyor. Son 50 yılda Türkiye nüfusu üç kat artarken, yaşlı nüfus neredeyse on kat arttı.
Bu veriler, yaşlanan nüfusun sadece İzmir’in değil, tüm Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda karşı karşıya kalacağı en önemli demografik gerçeklerden biri olduğunu ortaya koyuyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, son 20 yılda yaşlı nüfusa yönelik önemli projeler hayata geçirdi. Sağlık, sosyal hizmetler ve kent yaşamında yaşlıların ihtiyaçlarına cevap verebilecek birçok yatırım yapıldı. Evde bakım ve sağlık hizmetlerinden, sosyal tesislere, yaşlı dostu kent planlaması projelerinden destek programlarına kadar pek çok çalışma yürütüldü. Yaşlı bireylerin sosyal hayata katılımını artırmaya yönelik projeler geliştirildi ve bakım hizmetleri her geçen yıl daha fazla vatandaşın erişimine sunuldu.
Ancak, nüfus projeksiyonları gösteriyor ki, önümüzdeki 20-30 yıl içinde çok daha büyük bir değişim yaşanacak. Bugünden itibaren, yaşlanan nüfusa yönelik uzun vadeli bir yol haritası oluşturulması büyük önem taşıyor. 2050 yılına kadar İzmir’de yaşlı nüfusun yüzde 23’e çıkması beklenirken, bu durum kent yönetimi açısından yeni stratejileri de zorunlu kılıyor.
Ayrıca, doğum oranlarının düşmesiyle birlikte İzmir’in demografik yapısı da değişecek. 2030 yılı itibarıyla kentteki ölüm sayılarının doğum sayılarından fazla olacağı öngörülüyor. Bu da kent nüfusunun yaşlanmasıyla ilgili sürecin hızlanacağını gösteriyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne kadar attığı adımlar önemli bir temel oluştururken, gelecek için daha kapsamlı ve uzun vadeli politikaların geliştirilmesi gerekiyor. Yaşlı nüfus oranının 2050’ye kadar artmaya devam edeceği göz önünde bulundurulduğunda, şimdiden atılacak adımlar, İzmir’in geleceğini şekillendirmede kritik bir rol oynayacaktır.
Yaşlanan nüfus, sadece sağlık ve bakım hizmetleri üzerinde değil, aynı zamanda emeklilik sistemleri, iş gücü piyasası ve toplumsal dayanışma mekanizmaları üzerinde de önemli bir baskı oluşturuyor. Bunun içindir ki Türkiye’de yaşlı nüfusun artışı, bu alanlarda yeni politikaların geliştirilmesini gerektiriyor.
YEŞİM TEKOĞLU
YORUMLAR