Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde meydana gelen yangın, ülke gündemini sarsan acı bir olay olarak hafızalara kazındı. Yaşanan can kayıpları ve yaralanmalar, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde derin bir üzüntü yarattı. Ancak bu trajik olay, sadece bir felaketin yasını tutmakla kalmayıp, daha geniş bir çerçevede düşünmemizi de gerektiriyor.
Yangın, bize bir kez daha güvenlik önlemlerinin hayati önemini hatırlatıyor. Özellikle kış turizmi gibi yoğun dönemlerde, otellerin ve diğer tesislerin yangın güvenliği açısından düzenli olarak denetlenmesi, acil durum planlarının gözden geçirilmesi gerekiyor. İlgili kurum ve kuruluşların, bu tür tesislerin denetimlerini sıklaştırması ve eksiklerin giderilmesi için caydırıcı yaptırımlar uygulaması elzemdir.
Diğer bir boyut ise bireysel farkındalık. Tatil için bir tesisi tercih ederken, yalnızca fiyat ve konfor kriterlerini değil, güvenlik standartlarını da sorgulamamız gerekiyor. Acil çıkış yolları, yangın söndürme ekipmanlarının mevcudiyeti ve personelin eğitimi gibi konular, müşterilerin bilgi talep etmesi gereken unsurlar arasında yer almalı.
Elbette yaşanan her felaket, ardından bir suçlu arama eğilimini de beraberinde getirir. Ancak böyle durumlarda duygularla hareket etmek yerine, olayın tüm yönleriyle incelendiği bir süreç başlatılması önemlidir. Sorumlulukların tespiti ve gelecekte benzer olayların yaşanmaması için alınacak önlemler, trajediden çıkarılacak en önemli dersler olacaktır.
Bu üzücü olay, ülke olarak yangın güvenliği konusunda ne kadar hazır olduğumuzu ve hangi alanlarda eksik kaldığımızı sorgulamak için bir fırsat olabilir. Kayıplarımıza duyduğumuz üzüntü sonsuzdur, ancak bu üzüntüyü anlamlı adımlara dönüştürmek de hepimizin sorumluluğudur.
YORUMLAR