'Yenilenebilir enerji santrallerinde 1000 MW atıl kapasite var'
Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı: Yenilenebilir enerji santrallerinde 1000 mw atıl kapasite var!
05 Ağustos 2021 - 09:14
Türkiye son yılların en sıcak ve kurak yaz mevsimini yaşarken, bu durumun sonucu olarak elektrik tüketiminde rekorlar kırılıyor. Muğla-Milas’ta devam eden yangınla birlikte 630 Megavat kurulu gücündeki Kemerköy Termik Santrali’nin devreden çıkması, yaz aylarında hidroelektrik santrallerde yaşanan kapasite düşüşü ile birlikte elektrik enerjisinde arz-talep dengesizliği elektrik kesintilerini beraberinde getiriyor.
Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı bu noktada dikkat çekici bir öneri getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) çağrıda bulunan Kalaycı, yenilenebilir enerji santrallerinde bin Megavatlık atıl kapasitenin hemen devreye alınabileceğine işaret etti.
CEZAİ YAPTIRIM NEDENİYLE ÜRETİM BASKILANIYOR
Rüzgâr, Güneş, Jeotermal ve Biyokütle enerji santrallerinin, lisanslandırma değerinden daha fazla mekanik kurulum yaptıklarını hatırlatan Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Temmuz ayı sonu itibarıyla bu dört enerji türündeki lisanslı santraller 13 bin 923 Megavat seviyesinde mekanik, 13 bin 156 Megavat seviyesinde elektrik kapasitesine sahipler. İki kapasite arasında 767 Megavat fark bulunuyor. Lisanssız santraller de düşünüldüğünde en az bin Megavatlık kullanılamayan kapasitemiz olduğunu biliyoruz. Bu santraller anlık olarak fazla üretim yaparlarsa, şebekeye fazlasını veremiyorlar. Verdikleri zaman ise cezai yaptırım ile karşı karşıya kalıyorlar. Yani daha fazla enerji üretebilecekken, lisans değerinin üzerine çıkmamak için üretimi kısmak ya da baskılamak zorunda kalıyorlar. Bu noktada EPDK bürokrasisine çağrımız, basit bir mevzuat değişikliği ile bu soruna çözüm getirmeleridir. Yıl içinde elektrik tüketiminin tepe noktaya ulaştığı tarih aralıkları dikkate alınarak dönemsel mevzuat değişikliği de uygulanabilir. Santrallerimiz bu kritik dönemde üretebildikleri kadar elektrik üretsinler. Lisanslarındaki enerji seviyesi kadar devlete satsınlar, lisans seviyelerinin üzerinde ürettikleri enerjiyi ise herhangi bir destek fiyatlandırmasından faydalanmadan sisteme versinler. Böylelikle ulusal şebekeye ciddi ve çok düşük maliyetli bir katkı sağlayabiliriz. Önümüzdeki günlerde bizleri bekleyen kesintiler konusunda da bir destek sağlanmış olur. ”
YÜZDE 70 DIŞA BAĞIMLIYIZ
Türkiye’nin birincil enerji kaynaklarında yüzde 70’e yakın bir oranda dışa bağımlı bir ülke olarak yenilenebilir ve yerli kaynaktan üretilen her birim enerjiye ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Alper Kalaycı, “Üretilen her Megavatsaat yerli ve yenilenebilir enerji, karşılığı olan dövizin ithal enerji kaynaklarına harcanmaması ve cebimizde kalması anlamına geliyor” diye konuştu.
Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı bu noktada dikkat çekici bir öneri getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) çağrıda bulunan Kalaycı, yenilenebilir enerji santrallerinde bin Megavatlık atıl kapasitenin hemen devreye alınabileceğine işaret etti.
CEZAİ YAPTIRIM NEDENİYLE ÜRETİM BASKILANIYOR
Rüzgâr, Güneş, Jeotermal ve Biyokütle enerji santrallerinin, lisanslandırma değerinden daha fazla mekanik kurulum yaptıklarını hatırlatan Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Temmuz ayı sonu itibarıyla bu dört enerji türündeki lisanslı santraller 13 bin 923 Megavat seviyesinde mekanik, 13 bin 156 Megavat seviyesinde elektrik kapasitesine sahipler. İki kapasite arasında 767 Megavat fark bulunuyor. Lisanssız santraller de düşünüldüğünde en az bin Megavatlık kullanılamayan kapasitemiz olduğunu biliyoruz. Bu santraller anlık olarak fazla üretim yaparlarsa, şebekeye fazlasını veremiyorlar. Verdikleri zaman ise cezai yaptırım ile karşı karşıya kalıyorlar. Yani daha fazla enerji üretebilecekken, lisans değerinin üzerine çıkmamak için üretimi kısmak ya da baskılamak zorunda kalıyorlar. Bu noktada EPDK bürokrasisine çağrımız, basit bir mevzuat değişikliği ile bu soruna çözüm getirmeleridir. Yıl içinde elektrik tüketiminin tepe noktaya ulaştığı tarih aralıkları dikkate alınarak dönemsel mevzuat değişikliği de uygulanabilir. Santrallerimiz bu kritik dönemde üretebildikleri kadar elektrik üretsinler. Lisanslarındaki enerji seviyesi kadar devlete satsınlar, lisans seviyelerinin üzerinde ürettikleri enerjiyi ise herhangi bir destek fiyatlandırmasından faydalanmadan sisteme versinler. Böylelikle ulusal şebekeye ciddi ve çok düşük maliyetli bir katkı sağlayabiliriz. Önümüzdeki günlerde bizleri bekleyen kesintiler konusunda da bir destek sağlanmış olur. ”
YÜZDE 70 DIŞA BAĞIMLIYIZ
Türkiye’nin birincil enerji kaynaklarında yüzde 70’e yakın bir oranda dışa bağımlı bir ülke olarak yenilenebilir ve yerli kaynaktan üretilen her birim enerjiye ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Alper Kalaycı, “Üretilen her Megavatsaat yerli ve yenilenebilir enerji, karşılığı olan dövizin ithal enerji kaynaklarına harcanmaması ve cebimizde kalması anlamına geliyor” diye konuştu.